Hayal değil, gerçek

Hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz dönemlerden birini yaşıyorsunuz gençler. 

Hayat okulunu okudum, diyen ağabeylerimiz üniversite hayatını yaşayanlarla aynı tecrübeye sahip değildir. Üniversitenin ortamı bambaşkadır. Yaşadığınız çevrenin etkilerinden kurtulup her türlü imkânının ve imkânsızlıkların içinde üretici bir toplumun içine girmektir. Doğup büyüdüğünüz çevredeki arkadaşlıkları, ahbaplıkları, dostlukları, düşmanlıkları geride bırakıp gittiğiniz yerdir. Yeni dostluklar, yeni ahbaplıklar kazanacağız ama bu defa hayatın zorluklarının da başladığı dönemdir. 

Üniversite hayatını, gruplaşmalar ve çeteleşmeler içinde geçirmektense, üniversitelerde sözünüzü her daim savunup, bastırabileceğiniz topluluklar bulunmaktadır. Öğrenci kulüpleri buna en ideal olanıdır. Yeni projeler üretmek, bu projeleri gerçekleştirmek başarının adresidir. 

Unutmayın! Bir şeyleri başarabildiğiniz sürece sizin sözünüz, sizin görüşünüz geçerli olacaktır. 

Üniversite dönemlerimde Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde Edebiyat Kulübü, Tiyatro Kulübü, Kütüphane Kulübü gibi pek çok kulüpte, birçok rol aldım. Yönetimdeyken yeni projeler sunduk ve bu projeleri arkadaşlarımla gerçekleştirdik. Peki, bu sosyal etkinlikler bana ne mi kazandırdı? Tabii şuan ki iş tecrübemi, sosyal hayatımı oluşturdu ve öğrencilerime bir nebze de olsa bir şeyler başarabilmeyi öğretebildim. 

Bu yıl Türkiye’nin en aktif kulüpleri yarışması oldu. Bu kulüpler arasında, iş ortaklığı yaptığım iki kulüp bulunmaktadır. Bunların ilki Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Kütüphanecilik Kulübü idi. Kütüphanecilik Kulübü’nün 44. ve 45. Etkinlerinde rol alıp, organizasyonu düzenlemiştim. Etkinliklerde sunuculuk yapmam ise cabası. Ayrıca bu etkinlerde bir çok yazarla da tanışma imkânı buldum. Ayşe Kulin, Cezmi Ersöz, Doğan Hızlan gibi yazarlarla oturup sohbet etmek, benim için gerçekten hayaldi. 

İş ortaklığı yaptığım bir diğer kulüp ise İstanbul Ticaret Üniversitesi Üretim Araştırmaları Kulübüydü. Üretim Araştırmaları Kulübü ile aslında iş ortaklığı yaptığımda söylenemez! Sadece aracı rolünü üstlendim. Bu da benim için yine büyük bir başarıydı. Sonuçta görev yaptığım liseye gelip, şahane bir kütüphane kurulması onların sayesinde gerçekleşmişti. 

En aktif kulüp yarışmasında bir senelik bir geçmişi olmasına rağmen büyük başarılara imza atan bu kulüp, benim ciddi anlamda dikkatimi çekmişti. Özgüvenin bu kadar yerinde olduğu ve başarıyı bu kadar çabuk yakalamanın sırrı neydi acaba? Tabi gurup çalışmasını söylemiyorum bile! 

Kulüp çalışmaları, gönüllü yapılan çalışmalardır. Üretim Araştırmaları Kulübü de gerçekten buna en yatkın kulüp olarak gözümde değer bulmaktadır. Kilometrelerce yol kat edip, uçsuz bucaksız bir ilçede kütüphane kurulması herhalde buna yeterli bir örnek olacaktır. 

Kulüp çalışmalarını yakından takip ettiğim zaman, Türkiye’nin genel müdürleriyle yapılan kahve araları, geziler, üç farklı yerleşkede faaliyet gösterebilen, çeşitli temsilcilikleri bulunan, bunun dışında sempozyumlar düzenleyip, bilime ışık tutmak isteyen bir topluluk. Gençlerin yer aldığı, genç kuşakların faydalandığı ve geliştiği bir ortam. 

Arada sırada Üretim Araştırmaları Kulübü yönetim kurulu başkanıyla sohbet ettiğimde; “Keşke üniversite dönemlerine geri dönsem!!!” diye yakınıyorum. Tabi onlarda yaptıkları çalışmalardan haz aldıkları için; “Acaba bizde okulu mu uzatsak ne yapsak?” diye espri yapıyor. 

Üretim Araştırmaları Kulübü, Türkiye’de gelecek sene yapacakları faaliyetlerle umarım ilk sıralarda yer alır. Aynı başarı ve azim onlarda olduğu sürece ki bu şüphesiz gerçekleşecektir. 

EĞİTİMCİ - YAZAR 

MEHMET SELMAN HAMİDİ