Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşık mısın arkadaş?

Aşık mısın arkadaş?
 

http://www.photosight.ru


Herkesin hayal ettiği aşkı çok güzel tarif etmişsin. Ne var ki hayalden öteye geçen bir aşkı ne yaşadım, ne de yaşayabileni gördüm.

Şu yazılan şiirler. Çoğu bir bilinmeyene, beklenene ama gelmeyene yazılan şiirler. Yazılanlar, hayal edilen aşkın gölge kahramanına.

Özlemler mi? Terkedillmişlik üzerine yazılan yazılar, şiirler mi? Tatmin edilmemiş bedenlerin yaşayamadıkları fantezilerin, doyumsuz tutkuların isyankâr dışavurumu.

Neden aşkın dünkü halleri hep saygı uyandırır da dünlerdeki sevgiden, aşktan hep meşe külünün altında kalmış değerli bir közmüş gibi bir kavram geliştirir, o dünkü aşklara benzer bir aşkı hayal ederiz.. Sevilene, arzu edilene kolay ulaşılamamış ya da hiç ulaşılamamış olmasından değil midir?

Bir kibrit kutusuna sıkıştırdığımız aşk(?) mektubu, bir çocuk vasıtasıyla bize/ona ulaştırılan bir mendil kısa bir el teması, masum bir gözgöze gelmenin kızarttığı yanağımız.. Bunlar, yetişme tarzımızdandı. O duyguları bugün yaşanamıyorsa hepimizin cılkı çıktığındandır. Önlenebileceğini de sanmıyorum. Dünkü toplum derken, biz o toplumun birer parçası değil miyiz? Şimdiki imkânlar o zamanlarda olsaydı acaba şimdikilerden farklı mı olacaktı? Sanmıyorum.

Burada faturayı iletişim teknolojisine mi kesmek gerekir; örf-adet-geleneklerimizi terk etmemize mi; yoksa sevap-günah algısının yerine doğru-yanlış kavramlarını koymuş olmamıza mı? Batılıları örnek aldığımız düşüncesine katılmıyorum. Bu insanın içinde var. Ve bizim kadınımız-kızımız Batıda, Batılı kadın-kızlardan daha girişimci bu konuda.

İki kişinin birbirini beğenmesi, saygı duyması, arzu etmesi ayıplanacak birşey değil. Çünkü canlıların genlerinde var bu. Önemli olan art niyetsiz birbirlerine yaklaşmaları. Ne var ki iletişimle birlikte insanlara üçkâğıt açmayı meslek haline getiren kadın ve erkekler çoğaldı. Dünkü-bugünkü aşkları tartıyor olmamıza sebep bu mesleğe yönelenlerdir.

Aldatmak...
Bu sözcük neden sadece belaltı olarak düşünülüyor, anlayamıyorum. Kişi, yaşamını evdeşiyle değil de bir başkasıyla kısa aralıklarla da olsa paylaşıyorsa bu onun hayatıdır. Sorulduğunda bir başkasıyla zamanını değerlendiriyor olduğunu inkâr ederse aldatıyor, yalan söylüyor demektir. Aslında kişi, sevmediği, candan arzulamadığı birisiyle sırf evdeş olduğu için birlikte oluyorsa hem kendisini, hem karşısındakini aldatıyordur. Esas yanlış/günah budur.

Nereden nereye geldik.

Kısacası;
Romantizm bitti mi iki taraf da birbirlerinde meziyet değil hata aramaya başlar ve aşk biter.
 
Yüksel Önaçan
 

 

 
Toplam blog
: 119
: 629
Kayıt tarihi
: 01.10.08
 
 

Eğitimci- Gazeteci-Yazar İlköğrenimini Emirdağ'da, ortaöğrenimini Bolvadin, Eskişehir, Afyon'da..