- Kategori
- Gündelik Yaşam
Asılın hayata ıskalamayın...

"Bir şeyi tüm kalbinle dilersen, bütün evren onun olması için seferber olur" der Simyacı...
Buna tüm kalbimle inanan biri olarak...
Böyle dönemlerde daha fazla sığınıyor insan maneviyata ve inançlara...
İnanmak, tüm kalbinle ve içtenliğinle dilediğinde ya da dua ettiğinde gerçekten de tüm evren dileğinin olması için seferber oluyor adeta...
2006 ve 2008 hayatımın en kötü, en çekilmez, en acılı dönemiydi. Asla bir daha yaşamak istemediğim bir dönemi.
Büyük boşluklara düştüğüm, hayatın anlamını yitirdiği, ilk kez ölümü hatta intiharı bile düşündüğüm bir dönem. Kısacası ruhumun çok yara aldığı ve ilacının olmadığı, olamayacağı bir dönem. Kısacası kocaman bir kabus...
Tüm vücudum ianılmaz ağrıyor, ağrımayan bir tek nokta yok. Yorgun ve yılgınım. Gitmediğim ne doktor kaldı ne hastane. Muayeneler, tahliller fakat hiç bir şeyim yok. Tahlil sonuçları tertemiz...
Meğer sızlayan bedenim değil ruhummuş. Depresyonmuş bu ağrıların, dayanılmaz sızıların nedeni...
Hep dua ettim bu dönem, inaçlarıma, maneviyata sarıldım...
Hayatım yeni yeni yoluna girdi. Hayata geri döndüm. İşe ve para kazanmaya başladım...
Zor da olsa sancılı bir ilişkiyi bitirdim. Yeniden yelken açtım , fırsat verdim tekrar sevebileceğim ihtimaliyle sevdalara...
Hepsini inaçlarıma, umutlarımı kaybetmemeye, hayata sıkı sıkıya bağlanmama borçluyum...
Kısacası kendime borçluyum...
Siz de sıkı sarılın hayata. En umudunuzu yitirdiğiniz anlarda bile kopmayın hayattan, inançlarınızdan, maneviyatlarınızdan...
Hayata tutunmanızı sağlayan değerlerinize, umutlarınıza , umutlarınıza sahip çıkın.
Kısacası asılın hayata, ıskalamayın...