- Kategori
- Gündelik Yaşam
E- günlük biraz daha pozitif...
Cumartesi günü, günleri şaşırmışım ve ertesi günün tatil olduğunu unutup "yarın yazışırız" yazmışım. Bu gün için "pazartesi yazışırız" yazmam gerekiyordu. Umarım anlamışsındır e-günlüğüm. Kafa dolu olunca, sana bile yansıyor. Beden dili gibi, bu e-günlüğün de dili var. Aslında yaptığımız her şeyin dili var. Bir insanın duygusal olarak ne durumda olduğu, konuşmasından, sorduğu sorulardan, davranışlarından anlaşıldığı gibi, dikkatli bakıldığında e-günlüğünden ve yazdıklarından da anlaşılıyor. Bunu engellemek hemen hemen olanaksız... Neyse şimdi iyiyim. Yoga yaparak rahatladım. Bir de amuda kalkarak bir süre dinlendim. İyi geldi. Linda'nın da yardımı olmadı değil.
İki haftadır, Türkiye'nin her metre karesine durmadan yağmur yağıyor ve yağmaya devam edecek. Kar yüzünden de yüzlerce köy yolu ulaşıma kapalı. (bir ay sonra binlerce olacak) Binalar dört katlı olsa ve bu yağan yağmuru çatıda toplayıp, bir depoya aktaran sisteme sahip olsaydı, (otoparkların altı depo olsa idi) eminim bu sene kimse su sıkıntısı çekmez ve su parası ödemez di... Hatta en azından, devletin bize verdiği sudan daha kaliteli ve bol mineralli su kullanırdık. Sisteme bir de geri dönüşüm ekledin mi, bu toplanan su dört katlı bir binaya iki sene yeter... Bu sistem çok kolay olmasına rağmen insanlığın yararına olduğu için, bilim adamları henüz üzerinde çalışmıyorlar.
Merhaba e-günlüğüm; Sevindim, bu gün biraz daha pozitifsin. Şimdilik ben de öyleyim. Cumartesi akşamı eve gidip, işlerimi bitirdikten sonra, bahçeye çıkmadan, biraz yoga yapıp, amuda kalktım. Vücudumdaki kanları beynime ve diğer bilumum organlarıma bölüştürdükten sonra, rakımı alıp bahçeye çıktım ve Boss'u saldım. Kan dolaşımım hızlandığı için üşüme duygusu kalmadı. Beynime, bazı şeylerin beni ilgilendirmediğini, her şeyi derinlemesine düşünmemem gerektiğini, tek taraflı gayretlerin bir işe yaramayacağını, beklemem ve sabırlı olmam gerektiğini anlattım. Sanırım ikna oldu...
Yargıtay, baz istasyonlarının uzun zaman diliminde insan sağlığında zarara neden olacağına karar vererek istasyonların yerleşim yerlerinden uzak bir yere taşınmasına hükmetti. (ntvmsnbc) Günaydın. Uzun vadede değil en kısa zamanda etkiliyor. Beyine zarar verip karar mekanizmasını etkiliyor, çalışma isteksizliği yaratıyor, performans düşüklüğü yapıyor, sabahları vücudun her yerinin ağrımasına ve bu ağrıların yaşamı etkilemesine sebep oluyor. Endişe ve panik yaratıyor. (beyni etkilediği için) Tıpkı plastik ve plastik mamullerinde olduğu gibi, uzun vadede zararı ise, sigaradan olduğu sanılan kanser, bel fıtığı ve bilimum omurilik hastalıkları... Yargıtay'ı kutluyorum. (şehir dışına taşınması her halde bir beş seneyi alır)
Değerli e-günlüğüm; pazar gününü, yürüyüş yaparak ve dinlenerek geçirdim. Bu sabah biraz yorgun olarak işe geldim, öğlene doğru siparişlerimiz geldi ve kamyonu boşalttık. Yorgunluk falan kalmadı.
Öğleden sonra saçma bir sebepten trafik cezası yedim. Dar ve tek yönlü bir sokakta önümde kaza oldu ve trafik tkandı. Arkamda araç olmadığı için manevra yapıp çıkmak istedim. Manevra yaptığım yerde hemen çıkış var ve böylece ters yolda gitmeyecektim. O anda bir trafik polisi aracı beni durdurup, o duymak istemediğim kelimeyi sarfetti. "evraklar"... "lütfen" yok. "abi etme eyleme, şuradan çıkıp gitmek için manevra yaptım" dedim. "olmaz" dedi. "arabanın burnu neden bu tarafa dönük?" diye ekledi. Geri geri gelsem ters yol da gitmiş olmayacakmıydım acaba? Taktı arabanın burnuna. Neyse yalvar yakar, sonunda hallettik. "at bir ceza" dedi. Uzun zamandır ceza yemediğim için ve trafik polisleri ile muhatap olmadığım için yasalardan haberim yoktu. Her halde bu yeni yasa diye düşünüp, attım aracın içine küçük bir ceza. "Hadi bir daha gözüm görmesin seni buralarda" dedi ve evraklarımı geri verdi. (sevdim bu yasayı) Ben de hiç dikkat sarfetmeden ters yola girdim ve bir sonraki sokaktan döndüm. Gitti günün kazancı... Bu gün amme hizmeti yapacağız.
E-günlüğüm; İsrail hükümeti sözcüsü Avi Pazner, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki operasyonlarına karşı “uluslararası alanda büyük bir anlayış” olduğunu söyledi. Yani uluslararası toplum yeterince duyarsızlaşmış, yeterince aptallaşmış mı demek istiyor acaba? Eğer öyle demek istiyorsa doğru tespit yapmış...
Annem bu aralar çok iyi. Sadece uzun süre yatmaktan ve hareketsizlikten kasları zayıfladı, şimdi kısa yürüyüşlerle onları açması lazım. Bir arkadaşım kaldı iyileşmedik. O da iyileşince ben hastalanacağım. Beynim durdu, enerjim tükendi.
Sana söylüyorum e-günlüğüm; Eğer bir gün, hasta olursan,
Küçük bir öpücük,
Bir çay kaşığı moral,
Bir yemek kaşığı ilgi,
Bir kepçe sevgi,
iyileşmeni sağlayacaktır... Sakın unutma emi.
Akşam üzeri küçücük bir kaza yaptım. Park yerine girerken, geri gelen bir arabanın arka tamponuna sürttüm. Onda da bende de küçük bir çizik oluştu. "Geçmiş olsun" dedik ve devam ettik. Zaten benim arabanın her yeri çizik oldu. Çarpışan arabalara döndü.
Değerli e-günlüğüm; akşamı ettik yine yazarken. Bu gün de bitti. Linda ve ben yemeğimizi yedik. Ben çayımı içiyor ve ev bisküvisi yiyorum. Yarın yazışmak üzere. Hoşçakal.
Biliyor musun: İngiliz sularında ölü bulunan balinanın kafası yasal olarak kralın, kuyruğu ise korsesi için gerekli malzemeyi sağlayacağı gerekçesiyle kraliçenin malı sayılır mış...
Çirkin söz: "Ateşkes olasılığı yok..." İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres (öldürün çoluk, çocukları, genç yaşlı sivilleri, emperyalistlerin karnı kanla doyar...)
Güzel söz: "Düşüncelere gömülmüş bir adam tembel değildir. Gözle görülür ve gözle görülmez olmak üzere iki çeşit emek vardır... V. Hugo 1862