- Kategori
- Gündelik Yaşam
Asilx ve madam nerdesiniz?
merhaba sevgili madam
Evet hala onu arıyorum, elimden geldiğince hem arayacak hem anacağım...İşte diğer blog'da ki sayfasından aldığım kendine ait ASİLX rumuzuyla yazdığı günceleri;
Bir gün olur da... Zamanı gelirse gitmenin...
Gidersem... Olur ya... Haberiniz oldu diyelim...
Son kez veda etmeye geldiğinizi düşünelim...
Olmaz ya... Haydi oldu diyelim.
"Merhumu nasıl bilirdiniz?" deseler size....
Lay lay lom yazıların... Lay lay lom yazarı dersiniz...
Der misiniz acaba?
Bu işe bir açıklık getirp... Cevabı değiştirmek lazım.
Öyle olmuyor işte.
Aslı o değil.
Kaçışları yaşıyorum yazılarımda.
Günlük hayatın stresinden uzaklaş(tır)mak... Küçük bir tebessüm amacım.
Tebessüm ettirirken de... Azıcık düşündürmek.
Herkesin bir yolu vardır ya hani... Ben de kendimce bu yolu buldum.
Başka başka kadınları çıkartıp da içimden... Onlara bir hayat kuruyorum satırlarımda.
Hiç yapmadığım şeyleri yaptırıyorum onlara.
Mesela bir arkadaşına gönderip.. "Sabah kahvesi" içiriyorum... Oysa ben, hiç bir arkadaşıma gidip... Sabah kahvesi içmem. (İstisnalar kaideyi bozmaz değil mi?)
Ama içilen kadın gerçektir... Yaşamdandır.
Başka bir yerde... Başka şartlar altında yaşanmıştır o olay.
Ama sabah içilen kahve sırasında yaşanması, daha uygun görülmüştür tarafımdan.
Bazan da... Kadın kadına toplantılarda... Şen şakrak bir kadını seçip, oturturum masaya...
O masada oturanların hepsi vardır aslında.... Yaşamın içindendir.
Konuşulanlar gerçektir.... Ama başka bir yerde geçmiştir o konuşmalar...
Yazarken, o mekan uygun görülmüştür tarafımdan.
Çok kalabalığım çok... İçimde binlerce insan var.
Bir ruh giydiricisiyim ben.
Ne anlatmak istiyorsam... O konuya uygun olanı seçiyorum... Giydirip kuşatıp... Nereye istersem... Oraya gönderiyorum.
Bu sayede istediklerimi anlatabiliyorum.
Gördüklerimi... Duyduklarımı... Yaşadıklarımı... Aktarabilmek için... Başka başka yaşamlar kuruyorum.
"Yazarın hayal gücü geniş olur" derler ya hani... Olayları aklatabilmek için... Hayal gücümü kullanıyorum.
Yeni bir mekan yaratıp... Gerçek insan ve konuşmaları anlatıyorum.
İçimdeki kadınları istediğim yere gönderip... Onlara yaşamdan kesitler yaşatırken...
Ben... Hayatı sorguluyorum.
Yani sandığınız gibi değil...
Öyle "lay lay lom" yaşamıyorum.
İşte bu yüzden... Hep bu yüzden... "Yazdıklarıyla yazana bir hayat kuramayız" diyorum.
Not: Bu blogda artık yazmıyorum... Sadece bazı arkadaşlarımın yazılarını okumak için arada bir giriyorum. Merak eden arkadaşların bilgisine. Hepiniz mutlukalın:)
Evet Arkadaşlar... Buraya kadar... Gitme vakti geldi.
Hepiniz hoşçakalın:)
Şöyle bir elimi sallayıp sevdiklerime
Yavaş yavaş yola çıksam diyorum
Dostluk şarabının tadı kaçmadan
Zamanında çekip gitsem diyorum.
Gereken ne varsa...söylendi...bitti
Sevgi diyarında gönlüm incindi
Artık gitmenin de zamanı geldi
Fazla eylenmeden, gitsem diyorum.
Ne kalem anlatır, ne dostlar anlar
Giden gider, kalan yalnız anılar
Gözlerimde kümelenmiş bulutlar
Yağmur başlamadan gitsem diyorum
Ben ayrılırken veda edebilenlerden değilim..Ne söyleyecek söz bulabilirim..ne de gözlerimdeki hüznü saklayabilirim..
Benim vedalarım hep sessiz olmuştur..Kendimi alır...giderim..
Ama şimdiki veda öylesi değil..Bir süreliğine..
Bu şehirde bunaldım.. Datça'ya gidiyorum...Orada bahar başladı şimdi.Bahçemde çağlalar çiçek açmış..Baharı yaşamaya..denizi kucaklamaya koşuyorum...
Bir süreliğine aranızda olamayacağım..Ama söz..internetim bağlanır bağlanmaz, ilk iş yazılarınızı okuyup..ben de elimden geldiğince, dilimin döndüğünce o güzellikleri sizlere taşımaya çalışacağım..
Umuyorum ve diliyorum ki bu arada "çok değerli blog arkadaşlarımız" ayrılmasın aramızdan..
Tekrar birarada olana kadar mutlukalın...
Bu şarkı da benim size "şimdilik veda" armağanım olsun
"Sorma" şarkısını bir de Zeki Müren'den dinleyin..bakalım sevecek misiniz.