Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '09

 
Kategori
Deneme
 

Aşk başlaken 1

Aşk başlaken 1
 

Siyah ceketini giyinirken duvarda asılı yağlı boya tabloya baktı -bu sabah daha bir güzel geldin bana! diye mırıldandı gözü tablonun hemen yanında duran takvime takıldı ayın on dördüydü yaklaşıp kopardı sayfayı şöyle bir göz gezdirip özenle katladıktan sonra ceketinin cebine koydu. Pencerenin perdesini hafif aralayıp sokağı seyretti bir süre, mayıs ayının ortasında güneşin sıcaklığı yüzüne vurdukça gevşedi, radyodan gelen ses bir Vivaldi bestesi ve üst komşusu madam Anahit’in hediyesi taze fesleğen kokusu ile hafif sarhoş oldu, gözlerini kapayıp alaycı bir tebessümle gece uyumadan kurduğu hayalleri düşündü, uzun yıllardır böyleydi başını her yastığa koyduğunda muhakkak kendi alemine gider ve orda kalırdı ta ki uyanana kadar kimi zaman Castro'nun ordusunda yiğit bir gerilla kimi zaman bir devlet başkanı kimi zamanda donjuvan ayarında bir aşık olup şehrin en güzel kızına şiirler okurdu..

Evinden hızlı adımlarla sokağa çıktı tam arabasına binerken kedisi geldi aklına önce tereddüt yaşasa da aynı hızla döndü evine kucağına alıp kulağının arkasını ve boynunu okşadı, bu Kimyon'nun çok hoşuna gitmesine rağmen acıktığından huysuzlaştı alelacele mamasını verip tekrar yola koyuldu. Saatin erken olduğunu farketse de bu acele etmesine engel olmadı, kalabalık bir caddenin ortasında deli gibi volta attı durdu her iki dakikada saatine bakmasını garipsemedi biri bitmeden diğerini yaktı sigarasını kendisine bakıp iştahlı iştahlı gülen çiçek satan kadın ile göz göze geldi bir şeyler söylemek geldi içinden vazgeçti sonra oda katıldı kadına, pek de işi olmadığı çiçek cinsleri üzerine sohbet etti, ısmarlanan çayı bu kadar hızlı içmesine şaşırdı kadının ufak tefek kara çocuğu, çiçek alıp almama konusunda bir süre tereddüt yaşadı elini cebine götürmesiyle çıkarması bir oldu vazgeçmişti doğru olmayacağını düşündü, vaktin geldiğini görünce müsade isteyip oradan ayrıldı..

Gülen yüzü yaklaştıkça güzel gözleri daha belirginleşiyordu uzatılan eli hafifçe sıktıktan sonra yola koyuldular. İçini garip enteresan bir o kadarda tatlı bir heyecan sarıyordu heyecanlandıkça susuyor sustukça kendine dönüp hislerine mana arıyordu. Rakı balık denmişti ama arası iyi sayılmazdı ne balıkla ne de alkolle onun içinde mezenin bolluğuna sevinmiş bir duble ile de çakır keyif olmuştu. Dinliyor o dinledikçe de güzel gözlü kız anlatıyordu ne anlattığı çok ilgilendirmiyordu ellerine saçlarına dudaklarına bakıyordu ürkekçe içtenliğine ve hesapsızlığına şaşırmış fakat buna çok mutlu olmuştu, kızın iştahlı sohbetini dinlermiş gibi yapıyor ama aklından malum hayallerinin prensesi geçiyordu. Acaba ve nasıl anaforları vuruyordu aklının duvarlarına, okuduğu kitapta adı geçen, dinlediği şarkıların sebebi hatta yazdığı şiirlerin kahramanı duruyordu karşısında. Korkaktı haklıydı ağır yenilgiler almış yitirdiği sadece umutları değil cesareti de harap olmuştu ve karamsarlık karanlığında prensesin muhteşem gözlerinden bir parça bulduğu ışıktan tutunmuş yalvarıyor dualar ediyordu “Allah ım bu o olsun” diye..


Akın KAYA

 
Toplam blog
: 10
: 405
Kayıt tarihi
: 14.08.09
 
 

1976'nın Mart ayında, tek katlı toprak bir evde dünyaya gözlerini açtı Akın KAYA... Yer: Sivas'ın Di..