Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '14

 
Kategori
Öykü
 

Aşk kapıyı çalınca (Bölüm 4)

Aşk kapıyı çalınca (Bölüm 4)
 

Günler böyle geçip gitti. Geçen günlerde Nihat arasıra Zehra Hanımlara yemeye, çaya gelmeye alıştı. Artık gözlerini yerden kaldırıp yüzlerine bakabiliyordu ana kızın. Zehra Hanım bu gençteki sevgi özleminden çok duygulanmıştı. Terkedilmiş küçük bir kedi yavrusu gibi sevgiye, şefkata muhtaçtı genç adam. Gözlerine baktığında bu duyguyu çok iyi farkedebiliyordu insan.

Bir sabah Nihat'ın oda kapısının kapanmadığı farketti Zehra Hanım. Her sabah aynı saatte evi terkedip işe giden delikanlı odasından çıkmamıştı o sabah. İşe geç kalacak, uyuyakaldı herhalde, diyerek usulca kapısını tıklattı gencin. İçerden çok cılız bir ses duydu. Merakla kapıyı araladığında odanın loşluğunda üstü sıkı sıkı örtülü yatakta yatan Nihat'ı gördü kadın. Yanına yaklaştığında gencin ateşler içinde baygın yattığını farketti. Fena üşütmüştü genç adam.

Zehra Hanım onu böyle kendi halinde hasta bırakamazdı, gönlü razı gelmezdi. Hemen mutfağa koştu; bir ateş düşürücü hap aldı ecza dolabından. Biraz sonra bir ıhlamurla hapı alan genç, terlemeye başlamıştı. Bir süre sonra gencin pijamasını elleyen kadın, adeta sular içinde olduğunu gördü. Bu ıslak üst ile yatarsa bronşit olabilirdi. Üstünü değiştirmesi gerekti.Odaya göz gezdiren Zehra Hanım, dolabın üzerinde katlı iç çamaşırı ve pijamayı gördü. Birden içi sızladı. Bu hafta sonu gencin yıkadığı, bahçeye astığı çamaşırlardı bunlar. Demekki dolaba yerleştirecek zamanı bile yoktu zavallının.

Aldığı çamaşırı ve pijamayı gence verip giymesini söyledi.Ama Nihat pek kendinde değildi. Bu halde kalkıp üstünü değiştiremezdi. Aksi gibi Ayşe de evde yoktu. Elektrik parasını yatırmaya gitmişti erkenden. İş başa düşüyordu. Zehra Hanım gencin üstündeki ıslak çamaşırları çıkartıp, kuruları giydirmeye çalışırken uzun yıllardır ilk defa bir erkeği çıplak gördüğü aklına geldi. Eşini kaybedeli neredeyse on yıl olmuştu. Hoş eşi sağken de öyle bir özel hayatları yoktu. Kaba adam işini bitirir, arkasını döner horlardı. Ne bir tatlı söz, ne bir iltifat .

Bunlar aklıma nereden geldi, diyerek kendi kendini kınadı kadın. Ne ayıptı. Oğlu yaşındaki delikanlının hasta halinde düşündükleri. Bu kötü düşünceleri hemen aklından silmesi gerekti. O artık elli yaşına yaklaşmış bir kadındı.

Nihat, üç gün böyle hasta yattı. Bu süre zarfında Zehra Hanım ona bir bebek gibi baktı. Kah çorba içirdi, kah ilacını verdi, kah ateşine baktı. Ama bir daha üstünü değiştirmedi. Kendi düşündüklerinden utanmıştı .

Hastalığı geçen genç, ilk işe gittiğinin gecesi eve geldiğinde bir demet sümbül vardı elinde. Sümbülleri Zehra Hanıma verirken 'Bana gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim.'diyordu sevgi dolu bir sesle.

Konu komşu da Nihat'ın varlığına alışmıştı sanki. Hatta bazıları Ayşe ile Nihat'ı yakıştırmış ve sürekli eve artık damat aldın içgüveysi diye takılıyorlardı. Gerçi Ayşe'nin bu fikre pek sıcak bakacağı yok gibi gözüküyordu ama. Ayşe televizyonda seyrettiği dizilerin etkisi ile zengin, beyaz atlı bir prens bekler gibiydi. Bu fazla güzel olmayan, tahsilsiz ve fakir kızı hangi zengin beyaz atlı prens alırdı o da bilinmezdi.

Artık yavaş yavaş bahar gelmeye başlamıştı. Şehrin kenar semtinde kırık dökük evler arasında kalan üç beş ağaç çiçek açmaya ve baharı müjdelemeye başlamıştı. Bir pazar sabahı Nihat , ana kıza biraz çıkıp deniz kıyısını bir yere gidelim diye teklif etti. Bugüne kadar evden hiç beraber çıkmamışlardı. Dışarda insanı çıldırtan güneşli ve mis kokulu bir hava vardı. Deniz kenarina gitme fikri günlerdir evde oturan Zehra Hanım'ın pek hoşuna gitti ama aynı şey Ayşe için düşünülemezdi.

Zehra Hanım, Ayşe'yi de kandırıp beraber çıktılar. Sokakta üçü yürürken komşuların perde arkasından gözlediklerini ve hemen koşup dedikodu yapacaklarını çok iyi biliyordu Zehra Hanım. Ama uımurunda değildi artık. Bugüne kadar hep çevre baskısı ile şekillenmişti yaşamı. Varsın bir gün de insanlar onun için konuşsunlardı.

Devam bir sonraki yazımda.

  

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..