- Kategori
- Sinema
AŞK TESADÜFLERİ SEVER

Şebnem Ferah’ın gözönüne pek çıkamamış bir şarkısı var: “Hoşçakal”
Şarkı bu filmle patlama yapabilir. Sanki bu şarkı için yapılmış bütün film...!
Filmin doruk (climax) noktasında “Hoşçakal” var. Anlatımı oraya kadar getiren olay örgüsü izleyiciyi kolayca taşıyor...
İsmiyle müsemma bir sevda hikayesi için yapılmış çekimler... Ama başrolde Ankara var. İyi ki de var! Biz Ankaralılara bu çok iyi geliyor izleme süresince... Evet, Ankara’dan İstanbul’a gelenler belli bir “İstanbul-Ankara” romantizmine aşinadırlar. Bazı duygusal izlekler yer etmiştir, her iki yönde... Kültürel kodların pek çok ortak kaynak noktası vardır. Sayılı üniversitelerin ve sosyal hayatın nirengi noktaları iki şehirde, en fazladır, diğerlerine göre... Tiyatro ve medya dünyasının krema tabakası, bugün Ankara’dan gelmedir. Bundan böyle öyle gitmeyebilir ama son iki kuşak için bu böyle...
Bir sinema filminin sürükleyici aşk hikayesi çerçevesinde Ankara görüntüleri de romantizm kazanmış. Kuğulu Park, Kafemiz, Gençlik Parkı ve tabii Hitit Kursu... Çankaya, Gazi Mahallesi, Kolej, Deneme Lisesi ve tabii Şinasi Sahnesi... Hatırladık, biz Ankaralılar...
İsimlerini tek tek saymanın yersiz olduğu oyuncu kadrosunun içten ve etkileyici performansları yanısıra özellikle Belçim Bilgin’in karakteristik siması belleklere kazınıyor. Mehmet Günsür’ü de beğenen beğensin, hiç itirazım olmaz! Yan karakterler de iyi çizilmiş ve sonuçta o kekremsi tadı veriyorlar.
Dümdüz bir anlatımda çok da iniş çıkışı olmayan bir hikayesi var filmin... Ama ah o sona yaklaşırken ki dramatik anlar ve sürprizli son...! Gerçekten sürpriz son...!
Yapım diyaloglardan çekimlere, oyuncu performanslarından kurguya öylesine başarıyla ilerliyor ki, önyargıyla gitmiş olan benim gibi izleyiciler bile salondan memnuniyetle ayrılabilir. Özenli yazılmış senaryosunda oldukça detaylı ve gerçek çizilmiş belli bir sosyal kesimin yaşantısı başarılı yansıtılmış. Ankara’da dayının ve eşinin de yer aldığı balkondaki yemek sahnesi olağanüstü... İnsanda yaşamışlık hissini yaratan... Pencereden kar yağışının bariz göründüğü, Ankaralılara çok aşina gece görüntüsü eşliğinde bir aile tartışması... ki pek çok evde benzerinin geçtiğine şüphe yok!
Ayrıca “Rusya’da iş yapan sevgili” ve ailesi konunun altını kalın çizgilerle çiziyor. Hikayenin olmazsa olmazlarından hale gelebiliyor.
Tesadüfler konusu ise filmin isminde yer almayı hakedecek düzeyde... Eski Yeşilçam filmlerindeki
“-ama bu kadarı da olmaz ki!” dedirtecek tatta değil. Son derece doğal geliyor.
“Babam ve Oğlum” ile “Issız Adam” filmlerinin kategorisine oturacak bir film olmuş. Onlardan etkilenen izleyiciye hararetle tavsiye olunur.
Filmin tek eksik yanı var: konusu aşk olan bir filmin olmazsa olmazlarından bir öge... İzleyicinin ferasetine bırakıyor, tek bir yorumda bulunuyorum: Eksiklik nedeni başrol oyuncularının eşleridir!