Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Nisan '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk tesadüfleri sever

Aşk tesadüfleri sever
 

Bazen yolda giderken cok yakışıklı bir gencin yanında, ona yakışmadığını düşündüğümüz bir kadın görür ve böylesine çekici bir erkeğin bu kadını nasıl tercih ettiğini eminim hepiniz düşünürsünüz… 

Ya da cok güzel bir kadının yanında, ona yakışmadığını düşündüğümüz bir erkek gördüğümüzde … 

‘Ya, var ya, insanda çirkin şansı olacak, çirkin’’ eminim bir çoğunuzun bir kere de olsa kullandığı bir cümledir… 

‘Çirkin şansı ‘ denen şey, bana göre çaresizlik anında kullanılan zavallı bir cümle… 

Hımmm ben hayatımda hiç kullanmadım mı? Çaresiz anlarımda ‘’evet’’ .. 

Neye göre şekillenirdi peki beraberlik… evet ön izlenim önemliydi.. 

İlk bakışta bizi hiçbirşey konuşmadan gösteren şey görüntümüzdü ama 

Ya sonra… 

Çok güzel kızlar bilirim, bakmaya bile doyamayacagınız güzellikte … ama, aman Allah’ım … konuşmasın öyle dursun dersiniz, biblo gibi, çünkü öyle bilgisiz ya da öyle antipatiktir ki tüm güzelliğini dakikalar içinde alır götürür… 

Ya da öyle yakışıklı çekici ve seksi erkekler vardır ki ilk gördüğünüzde can atarsınız konuşmaya sohbet etmeye… 

Ve nitekim bunu başardığınızda bir an bile durmak istemezsiniz yanında … 

Konuşması tavırları kültür seviyesi vs vs… herşeyi bir anda uzaklaştırır sizden … 

Ya da görsel anlamda çok yakıştırdığınız çiftlerin sonu ne oluyordu hani birbirlerine çok yakısıyorlar dediklerimizin… 

Hiç dikkat ettiniz mi en güzel, en seksi, birlikte bir kahve içmek için dünyaları vereceğiniz o dünya güzeli starlar neden hep eşleri tarafından aldatılır… 

Brad Pitt değil miydi çoğu erkeğin hayallerini süsleyen Angelina Jolie ‘yi, bakıcısıyla aldatan… 

David Beckham değil miydi hem çok başarılı hem çok alımlı eşi Victoria yı defalarca kendisi ile kıyaslanamayacak kişilerle aldatan… 

Çok yakışıyorlardı görsel anlamda değil mi birbirlerine ? 

Böyle güzel ya da böylesine yakışıklı biri nasıl olur da aldatılırdı…. 

Peki yıllarca magazinlerde izlediğimiz, cemiyet hayatının renkli yüzü Eda Taşpınar'ın Nurettin Hasman’ ı ondan yaşam tarzı ve statü olarak çok daha farklı birine tercih etme sebebi ? 

Neydi sebep ? 

Kimya denen şey miydi, bir anlık heyecan mı, zıtlıkların birlikteliği miydi, aşk denen şeyin yok olması mı, yeniden hayat bulması mıydı, maddiyat mıydı, maneviyat mıydı, görüntü müydü, huzur muydu … 

Sahi neydi sebep? 

Yıllarca hep tartışıp durduk … 

Görsel anlamda hiç yakıştıramadığımız bu kadın bu adama nasıl bakmış dediğimiz o birliktelikler, ya da statü, kültür anlamında imkansız dediğimiz beraberlikler … 

Zıt kutuplar birbirini çeker dedik, çirkin şansı dedik, aynı statü ve kültüre sahip olmayanlar birlikte olamaz olsa da uzun sürmez dedik ya da olur mu canıııım zıtlıkların çekimi diye bişey yoktur, aynı ruha sahıp insanlar bir arada yaşarlar dedik, zengin fakir aşkları yalnızca filmlerde olur dedik, durduk … 

Aynı statüde olmayan insanların birbiriyle aşk yaşamasına imkansız baktık ya da ilerde son bulur derken Kral Edward değil miydi halktan birini sevip, sevdiği uğruna tahtından vazgeçen ya da İsveç'in Veliaht Prensesi Victoria değil miydi yine tüm karşı çıkış ve tepkilere rağmen halktan biri olan Daniel Westling ile evlenen… 

Görsellik, statü, kültür, maddiyat nereye kadardı, huzuru, mutluluğu, ten uyumunu yakalayamadıktan sonra … 

Güzel kadın kendisinden daha iddalı olmayan, kilolu, kel birinde aradığı aşkı bulamaz mıydı ya da çok zengin bir kadın , fakir bir gençte bulamaz mıydı aşkı, sevemez miydi, ya da cok farklı kültürde bir adam, dünyanın bir ucunda kendi kültüründen çok farklı bir kadına aşık olamaz mıydı… 

Neye göre yorumluyor neye göre eleştiriyorduk … 

Görüntüyle aşkın arasında doğrudan bir anlam ilişkisi yoktur çünkü ‘’aşkın gözü kördür’’ … 

Aşkı yaşayan bilir, aşk olduğunuz kişinin tüm kusurları bir anda silinir gözünüzde normalde yanlış gelen şey mantıklı gelebilir, herkes size kusurlar sayar belki ve siz dinlemek istemez ya da mutlaka savunacak birşeyler bulursunuz… 

Görüntü sadece ilk izlenimde cezbeden şeydir insanı, sonrası kimyaların uyuşması, ten uyumu, hayranlık, ortak birçok şeyin olması, güzel zaman geçirme veyahut zıtlıkların çekim gücü adı ne haltsa, ilk izlenimdeki o eksileri alıp götürür yerini başka güzelliklere bırakır… 

Ama aşk bambaşka birşeydir kime, nasıl, ne şekilde aşık olacağınızı bilemezsiniz .. 

Asla dediğiniz şeyler gün gelir bulur sizi… 

Kimbilir kaçınız dünyada bir o kalsa bir ben kalsam dediğiniz kişiye deli gibi tutulup kaldınız… 

Ya da o kim ya, hiç tarzım değil dediğiniz kişi için sonrasında yanıp tutuştunuz, aşık olacağım adam ya da kadın kesinlikle şöyle olmalı, böyle olmalı derken tamamıyle zıt özelliklere sahip birinde tutuklu kaldınız … 

Asla dediğiniz kaç aşk yaşadınız, kendinizi hayretler içerisinde bırakarak... 

Sizce aşk ısmarlama olabilir mi ? 

Ya da hiç ‘’ ben şuna bir aşık olayım’’ deyip aşkı gercek anlamda yaşayan biri var mı? 

İlişki yaşamak farklı birşeydi, aşkı tatmak bambaşka … 

İlişki yaşardın, evlenirdin belkide ama aşık olamayabilirdin … 

Diyeceğim o ki aşk zaman, mekan, statü, güzellik, kültür tanımaz… 

Hiç ummadığınız bir anda hiç ummadığınız bir kişiye, ummadığınız şekilde, sırılsıklam aşık olurken bulabilirsiniz kendinizi 

Çünkü ‘’AŞK TESADÜFLERİ SEVER ‘’ … 

 
Toplam blog
: 58
: 3499
Kayıt tarihi
: 16.11.10
 
 

Mersin Üniversitesi Turizm Otelcilik Konaklama işletmeciliği mezunuyum. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara