Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '07

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Aşk ve otorite

Aşk ve otorite
 

Eskiden de sevgiler düşlerdim ben, şimdi de

Oysa aşk değil artık bir tutam gül ve leylak

Ağır kokularıyla ormanı kaplayarak

Yangınlar var dönüşsüz yolların bitiminde…

Robert Desnos

Bazen küçük bir gazete haberi pek dikkat çekmez, şöyle bir göz atarız başka bir habere geçeriz. Yaklaşık bir ay önce buna benzer bir haber dikkatimi çekmişti, bir gün yazarım düşüncesiyle bir yere not etmiştim. 2007 Mart ayında Melbourne’deki Dünya Yüzme Şampiyonasında Fransa’ya iki altın, iki gümüş ve bir bronz madalya kazandıran, olimpiyat şampiyonluğu bulunan Laure Manaudou, ülkesi Fransa’yı terk ederek İtalya’ya yerleşeceğini açıkladı. Görünürde bunda şaşıracak bir şey yok, öyle ya birçok sporcu başka ülkelerde yaşıyor, sonra ülkeleri için yarışmalara katılıyorlar. Fakat Fransız yüzücü Manaudou’un çok başka bir gerekçesi vardı, genç sporcu İtalyan yüzücü ve sevgilisi olan Luca Marin için Fransa’yı terk ediyordu. Daha açıkçası Fransa vatandaşlığından çıkıp, İtalyan vatandaşlığına geçeceğini açıklıyordu. Manaudou; "Seçimimin temelinde aşk yatıyor. İtalya ile Fransa arasında ben Luca’yı seçtim, kararım kesin.” diyerek, bütün ezberleri yerle bir ediyordu.

Böyle bir yüzücümüz olsaydı ve diyelim ki bir Yunan sporcusuna âşık olup, ayrılsaydı Türkiye’den. Ne vatan hainliği kalırdı, ne ahlaksızlığı, ne nankörlüğü. Günlerce aşağılayıcı yazılarla yerden yere vururduk, buradaki ailesini zorla gazete, televizyonlara çıkarırdık, vatana bağlılık nutukları attırırdık bayrağın ve Atatürk posterinin önünde. Çünkü insani değerlerin, kutsanmış devletin çıkarları karşısında hiçbir değeri yok.

Bu duvarı çoğu kez aşk ne güzel yerle bir ediyor. Sırf bu yüzden aşktan korkutulmuş hale getirilmiş insanlar. Aşkı ahlaksızlık olarak yutturmaya çalışıyorlar, yerine ikame ettikleri şey part-time ilişkiler. Aşk otoriteye karşı bir başkaldırıdır, yerleşik bütün değerlerin toptan reddiyesidir. Aşk vatansızdır, bu yüzden Aragon mavi gözlü sevgilisi Elsa’ya, Mayakovski L. Brik’e, Nazım Vera’ya aşık olmuşlardır. Ve bütün aşklar, kendi içinde büyük fedakarlıklar taşır, tıpkı genç yüzücü Laure’nin yaptığı gibi. Fedakarlık varsa aşk vardır, oysa kapitalist ve otoriter sistemlerde fedakarlık, aptallıkla eşdeğer (devlet için istenen fedakarlık hariç) tutulduğu için, bireyler sistemin mekanizması içinde yönlendirilir ve bu nedenle aşklar naylonlaşır, çekersin yırtılır. Sahici aşkların yerine, devasa magazin aygıtlarının yarattığı sanal aşklar önümüze mönü olarak konulmaya başlanır. Bu sahiciliğini kaybetmiş, kurmaca ilişki sıradan beyinlerimize aşk olarak şırınga edilir. Çünkü aşk sistemin insanileştirilmesini hızlandıracak en güçlü duyguların başında gelir.

Bize öğretilen kutsalların hiç birinde insan özne değil, tersine insanlardan meydana gelen topluluklara simgeler dayatılmış kutsallık adına, simgeler bütününün içinde insanı insan yapan vicdan, erdem, onur, aşk, fedakarlık gibi değerler bütünü ötelenmiştir. Onun için Fransız kızın aşkını anlayabilecek çok kimsemiz yok. O, ucuz bir kadın, halkına ihanet etmiş, ülkesini satmış bir hain bizim gözümüzde, ne mutlu öyle bir sporcumuz yok diye kendimizi avutabiliriz. Oysa Laure sevgilisini öptüğü anda, gözlerinde parlayan ışıkla, kendi vatanını yaratmış durumda. Bir zamanlar bir Alman bakanına sormuşlardı, ülkenizi ne kadar seviyorsunuz diye, Alman bakan; ‘ben sevgilimi seviyorum’ demişti. Bir insan sevmeden, insanları sevemeden vatanı sevdiğini söyleyenler, bir çakıl taşı için hayatını vereceğini beyan edenler, ya sev ya terk et deyip bedelli askerlik yapanlar, birini linç etmekten dönüp hiçbir şey olmamış gibi sevişenler, Fransız kızın şahsında onun gibi davranan birini ne kadar anlayabilir ki. Anlayabilir mi sahiden? Sorunun yanıtı çok zor değil sanırım. Vatan sevgisinin, insan sevgisi ile örtüşemediği bir yerde, gerçek sevgiden, aşktan bahsedebilme şansımız olabilir mi? Bir insanı sevmekle başlar her şey diyordu bir şair, sevmenin yanına ‘bir insana aşık olmakla insanileşir birey’ diye son eklemeyi de ben yapayım.

 
Toplam blog
: 67
: 1679
Kayıt tarihi
: 11.08.07
 
 

Adıyaman'da doğdu. ilk ve ortaöğrenimimi yatılı bölge okullarında okudu. İzmir 9 Eylül İktisat Fa..