08 Mayıs '07
- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşka hazırlık

Her ademoğlunun (belki de canlının demek daha doğru) aşka hazırlandığı bahar günlerini yaşıyoruz. Doğanın canlanmasıyla hormonlarımızın galeyana gelip bizi karşı cinslerimize veya yakınlaşacağımız herhangi birine doğru ittiği zamanların keyfini yaşayacağız.
Yeni ilişkiler, tazalenen eski aşklar, depreşen dostluklar, kendini bulan ve dinginleşen acemi sevişmelerle dolu bir iyimserlik ve olumlulukla girilir bahara.
Yorucu ve yoğun bir kent hayatımız varsa yazın sıcağında, şanslıysak, sevgilimizle veya ailemizle geçireceğimiz bir kıyı kasabasını düşleriz. Yok eğer dingin bir taşra şehri veya uzak bir köydeysek, renkli ve ışıltılı kent gecelerini, kalabalık caddeleri, yazın kendimizi içine atacağımız insanlar topluluğunu kurarız kafamızda. Veya başka bir yerde göreceğimiz güzel manzarayı düşünür dururuz.
Hep yenilenir yani, bize ait ne varsa. Düşüncelerimiz ve bedenimiz. Duygularımız bizi yeni bir şeyler yaşamak için adeta kışkırtır. Bedenimiz hafifler, dinlediğimiz şarkılar aşk dolu, cıvıl cıvıl melodiler içerir. Daha tahammüllü, daha az gergin, aradığımız mutluluğun sanki birazdan bizi bulacağı hissiyle gülerek bakarız etrafımıza.
Hep böyle bünyesel hazırlıklarla geçer bahar. Yaza yaklaştıkça hazırlıklar beklentiye dönüşür. İyi deniz, iyi kum, iyi güneş, iyi partner... Hep böyle sürer gider iyiye doğru arayışlar. İyimseriz ya...
Egomuzu öyle şişirmişizdir ki, yazın getirdikleri sıska kalır yanında. Kavrulmuş benliğimize bir gıdım su serpmez karşılaştıklarımız. Bazılarımızda tam tersi olur. Mutluluğu aramadan öylesine garip bir munislikle ortalarda dolanırken mutluluk onu buluverir.
Herkese güzel ve mutlu yazlar...
Yeni ilişkiler, tazalenen eski aşklar, depreşen dostluklar, kendini bulan ve dinginleşen acemi sevişmelerle dolu bir iyimserlik ve olumlulukla girilir bahara.
Yorucu ve yoğun bir kent hayatımız varsa yazın sıcağında, şanslıysak, sevgilimizle veya ailemizle geçireceğimiz bir kıyı kasabasını düşleriz. Yok eğer dingin bir taşra şehri veya uzak bir köydeysek, renkli ve ışıltılı kent gecelerini, kalabalık caddeleri, yazın kendimizi içine atacağımız insanlar topluluğunu kurarız kafamızda. Veya başka bir yerde göreceğimiz güzel manzarayı düşünür dururuz.
Hep yenilenir yani, bize ait ne varsa. Düşüncelerimiz ve bedenimiz. Duygularımız bizi yeni bir şeyler yaşamak için adeta kışkırtır. Bedenimiz hafifler, dinlediğimiz şarkılar aşk dolu, cıvıl cıvıl melodiler içerir. Daha tahammüllü, daha az gergin, aradığımız mutluluğun sanki birazdan bizi bulacağı hissiyle gülerek bakarız etrafımıza.
Hep böyle bünyesel hazırlıklarla geçer bahar. Yaza yaklaştıkça hazırlıklar beklentiye dönüşür. İyi deniz, iyi kum, iyi güneş, iyi partner... Hep böyle sürer gider iyiye doğru arayışlar. İyimseriz ya...
Egomuzu öyle şişirmişizdir ki, yazın getirdikleri sıska kalır yanında. Kavrulmuş benliğimize bir gıdım su serpmez karşılaştıklarımız. Bazılarımızda tam tersi olur. Mutluluğu aramadan öylesine garip bir munislikle ortalarda dolanırken mutluluk onu buluverir.
Herkese güzel ve mutlu yazlar...