Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '06

 
Kategori
Sinema
 

Aşka tövbe!!!

Aşka tövbe!!!
 

Artık şu konuda hepimiz hemfikiriz sanırım: Biz, eski Yeşilçam filmlerini seviyoruz… Kah gülüyoruz, kah dalga geçiyoruz… Ama seyretmekten de geri kalmıyoruz… Bunu, aramızdaki sohbetlerden ya da burada yazılan bloglardan da kolaylıkla anlayabiliriz... Yani bu, benim üstün!! anlama yeteneğimle ilgili bir saptama değil:)

Kalabalık bir aile şeklinde yaşanan konaklarda, aşçısı, şoförü, bahçevanı maaile, “ beni baştan yarat ” ekibi olarak zavallı köylü kızdan, bir hanımefendi çıkartırlar... Bu senaryoyu hep bilirim.. Ama her seferinde de aynı heyecanla seyrederim (Biraz da saflık var serde tabii…) ..“ Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da!! !” ya da “ Öylesine mesudum ki!! ” benim gündelik hayatta da sık kullandığım Yeşilçamdan yürütülmüş repliklerdir. Özellikle yağmur yağan bir haftasonu (mümkünse Pazar), bir bardak çay ve kanepede dizlerimin üzerinde bir battaniyeyle (babaanneler gibi), güzel bir Türk filmi seyretmek, benim için en büyük keyiflerden birisidir….

İşte gene böyle bir günde seyrettim “ Aşka Tövbe ” yi… 1968 yapımı… Yönetmen: Türker İnanoğlu…

Oynayanlar: Filiz Akın ( Şehbal)— Sarışın kadın=kötü kadın denklemini ilk bozanlardandır:))

Kartal Tibet (Mübin)— Allahtan Tarkan filmlerindeki gibi çelimsiz kolları ve bacakları görülmüyor bu filmde:))

Önder Somer (Selman)— Bakın bu çok önemli.. Önder Somer’in “iyi adam” olduğu ender filmlerden birisidir. Adamcağız, zamanının en yakışıklı oyuncularından birisi olduğu halde, kötü adamlık yakasını bırakmamış..

Semiramis Pekkan ( Nazan)— Sarışın kadın= kötü kadın denkleminin ortaya çıkmasına sebep olanlardan:) Suzan Avcı ve Lale Belkıs ile olan yakınlığıyla tanınıyor:)

Şimdi, filmin konusunu uzun uzun anlatmayacağım. Çünkü asıl filmin sonunu anlatacağım. Bu kadar laf kalabalığı da sadece filmin sonunu anlatabilmek içindi… Kısaca özetleyeyim: Şehbal ile Mübin kuzenler… Filmin İzmir ayağında Şehbal ve Selman var…. İstanbul ayağında ise Nazan ve Mübin tabii ki.. Selman Şehbal’e, Şehbal, Mübin’e, Mübin Nazan’a aşık…. Yalan Rüzgarı kıvamındaki bu durum çeşitli yanlış anlaşılmalar, karşılıksız aşklar, mektuplaşmalar ve entrikalarla sürüp gidiyor.. Bol alkol de cabası tabii.. Bu trafik içerisinde bir ara Mübin aslında Şehbal’i sevdiğini anlıyor ve nişanlanıyorlar bile… Ama Nazan araya girip, gene fettan sarışınlık yapıyor haliyle… En son, şöyle bir durum ortaya çıkıyor: Şehbal İzmir’e dönüyor. Hamile olduğunu anlıyor ve Selman’ın evlenme teklifini, artık kabul etmeye karar veriyor… Mübin de İstanbul’da bedbaht bir biçimde alkol ve sigara batağına batmış durumda..… Bu sırada Şehbal hastalanıyor… Sürekli Mübin’i sayıklıyor… Selman, Mübin’i durumdan haberdar ediyor… Mübin İzmir’e geliyor…Şehbal iyileşiyor… Offf yoruldum vallahi:)

Şimdi gelelim müthiş finale….

Mübin valizini toplamış… Şehbal, Selman ve Baba Nubar Terziyan, onu uğurlamak üzere tren garındalar… Konuşmaları aktarıyorum….

Mübin: (Gözlerinde yaşlarla Selman’a dönerek) Ona iyi bak… Şehbal her şeyin en iyisine layıktır... Onu mesud et!!!!

Şehbal: (Gözlerinde yaşlarla, Mübin’e) Sakın İstanbul’a gittiğinde çok içme olur mu??? Sağlığına dikkat et!!!! Ara sıra mektup yaz!!

Nubar Terziyan: (O ,sadece hüzünlü hüzünlü bakıyor... Konuşmuyor:))

Selman: (Her ikisine bakarak) Siz delirdiniz mi?? Birbirinize aşık olduğunuzu görmüyor musunuz??? Bu işkenceye artık bir son vermek istiyorum!!!! Birisi gidecekse o da benim!!!!????? Diyorrr….

Veee trene binerek, gözden kayboluyor????????????…….

Ben de uzun uzun trene bakan bir şahsiyet olmak istemediğimden, hemen arkama yaslanıp, düşünceli bir edayla çayımdan bir yudum alıyorum… Selman İstanbul’da ne yapacak, filmin devamında, merak etmekten de kendimi alamıyorum:))))))Kafamda "neden"ler ve "niçün" ler, uzaklara dalıp gidiyorummmm....

 
Toplam blog
: 78
: 1658
Kayıt tarihi
: 04.10.06
 
 

30 yıldır Antalya'da yaşıyorum. Akdeniz Üniv. Tıp Fakültesi mezunuyum. "Tıbbiyeden her şey çıkar, ar..