- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşki

Aşk nedir ki, üç harfli bir sözcük, lakin enine değil derinliğine hissettirir kendini. Ölüm bile güçsüzdür aşkın yanında, çünkü hayattan bezdirir. Sen sanırsın ki en mutlu anların aşk anlarıdır, yanılırsın.
O seni kandırmaktadır esrar gibi acı ve hazzı bir arada yaşatır.
Lakin aşık olmayacağım diyebilmen için yaşının otuzun üzerinde olmalıdır insanoğlu.
Lakin sonsuz aşkı aramayacağım diyorsan ölmüş olmalısın ey insan kızı.
Aşk böyle garip bir şeydir herkes yaşar, ama tanımlayamadıkları için duygularını farklı yaşadıklarını sanırlar. Duygular çok benzeşir aslında, iki üç kez aşık olmuşsanız yaşadıklarınıza bakın bir farklılık var mı? Kadınlar nedense erkeklerin akıllarının kemerlerinin altında bir yerlerde olduğunu düşünürler. Öyle olsaydı Einstein’ın bir boğa kadar güçlü olması gerekirdi. Belki öyleydi. Çünkü sadece tek parmağını oynatabilen Hawkings kendine bakan hemşireyi tavlayıp karısını boşadı. Kadınların bu düşüncesinde doğruluk payı olabilir. Çok zeki ve akıllı erkekler boğa gibi olabiliyorlar tarih bunlarla dolu. Oyüzden de çabuk kandırılır erkekler. Ya bu erkekler bir alem.
Erkekler ise nedense kadınların güce düşkün olduğuna inanırlar. Güçlü isen eciş bücüş de olsan yanında fıstık taşıyabiliyorsun. Hatta yaşın doksana dayansa da, bakınız playboy dergisi sahibi Hugh Hefner yanındaki kızların en yaşlısı 27 yaşında. Demek ki güç ve para erkekleri güzelleştiriyor. Yani kadınlar da erkeğin huyuna suyuna, karakterine falan bakmıyor varsa yoksa güç ve karizma.
Olan şu ki aşk maşk da yok, var olan güç ve kadın güzelliği, birini erkek seçiyor diğerini kadın. Aşk üzerine yazılan şiirler ne anlama geliyor diye sorarsanız, anlık duygu patlamalarıdır onlar.
Leyla ile Mecnun mu, var oldukları bile meçhul. En akıllısı Karacaoğlan, her köyün güzeline aşık olurmuş, onunki kanıtlı diğerleri efsane, boş versene.