Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Aslında "mutluluk” unutmaktır

Aslında "mutluluk” unutmaktır
 

Herkes mutsuzluğu iyi bilir.

Peki ya mutluluğu çoğu kimse bilmez.

Çünkü insanların çoğu mutsuzluğu hayatlarında az da olsa en azından bir defa yaşamışlardır.

Mutluluğu ise çok insan yaşamamıştır.

Bu neden mutluluğun tarif edilmesini, resmedilmesini isteriz.

“Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin ?"demiş Nazım. Zordur çünkü mutluluğun resmini yapmak.

Mutsuzluk öyle değildir, tarif edin “mutsuzluğu” deseniz. Bir çok insan öyle böyle bir şekilde tarif eder.

Önünüze ilk çıkana mutsuzluğunu sorun. Anlatır da anlatır değil mi?

Mutluluğunu sorun.

Karşınızdakinin gözleri parlar belki ama aynı zamanda da dili dolanır, ne söyleyeceğini, ne anlatacağını bilemez. En fazla birkaç klişe laf eder.

Sevdiğiniz birisi “mutsuzum” dese diyecek çok lafınız olur.

Aynı sevdiğiniz “çok mutluyum” dese diyecek bir şey bulamazsınız.

Mutluluk normal bir şey değildir sanki, "gelip geçecekmiş" gibi algılarsanız. Bilirsiniz hiçbir şey sonsuz değildir.

Çoğu zaman çaba gösterseniz mutlu olamazsınız. Ama bir bakarsınız kazara mutlu olursunuz. "Mucize" gibidir mutluluk. Sevgilinizin kulağına "çok mutluyum" diye fısıldarken ki halinizi düşünün; sanki bir beklenmeyen bir mucizeyi anlatıyorsunuzdur.

İşte bundan olsa gerek, mutluluk "bilinmez", yaşanır.

Mutsuzluk ise, hem bilinir, hem hissedilir, hem yaşanır.

İnsan mutluluktan kuş gibi olur, kanat takıp uçar. Başka insan olur. Nitekim mutlu olur.

Ama mutsuzluktan kanser, verem, psikiatrik hasta olur. Biter mahvolursunuz.

Aslında "mutluluk” unutmaktır.

Sevgiliniz ile beraberken, bir gün önce çektiğiniz sıkıntıları unutursunuz.

Eğer unutamıyorsunuz, tam mutlu değilsiniz demektir zaten.

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..