- Kategori
- Sosyoloji
Aşure= Anadolu ve Türklük

Anadolu.. dolu dolu Aşure
Dünyanın hileli ve acımasız haline bir tepki ile gündemlenir, Aşure; çok somut bir dünya kardeşlik sevdasına resim sunar. Çekirdek bilgisi ALAŞIMDIR. Karşıtı AYRIŞIMDIR.(TANRI VE ŞEYTAN HALLERİ GİBİ!)
Bugünlerde yapılan Ayrışım politikasının bir Şeytan oyunu olduğu gibi.! Anadolu, alaşım "havanı" gibidir. Alır bütün canları içine kalbinde saklar. Din, dil, ırk, kimlik vb hiç önemsemeden aşure eder, besler. Mazlum Milletlerin, İnsanların umudu pişer Anadolu ocaklarında; renk renk tat tat..
Hiç bir ayırımcılık bu topraklarda tutmaz. Esas Tanrı'nın kutsanmış toprağı Anadolu'dur. Korunur,Tanrı evlatlarının "Tehvid" tokmağı ile.. Aşure hep BİR elden pişirilir, komşular koşup gelir ocağın başına buram buram kardeşlik tütsüler ocak başında.. Bu sevdayı bilmeyen ümmetler! bu kazanı devirmeye kalkarlar. Ortadoğu'da hangi yüreklikle neyi düzelte bildilerse?
Aşure Kazanının adı; Türk'tür. Ben Afşarım, etrafımda bir çok Türkmen obalardan arkadaşlarım var. Tatar, Çerkez, Gürcüler de var. Nasıl bu coğrafyaya Anadolu deniyorsa, Türklük de Anadolu gibi "Doludur" Yani, siz aşureye cevizli, nohutlu, narlı, buğdaylı, şekerli bir karışım tabağı demek yerine "Aşure" dersiniz anlaşılır. Türklük Milliyetçilik ve ayrı bir kimlik değil, aynı duygu, gelenek ve birlikteliğin Ortak Temsili Kimliğidir. Okyanusta tüm ırmaklar adını yitirir okyanus olur. Şimdi kalkıyorlar okyanus içinde, bir ırmak arıyorlar. Sapkınlık ve düşmanlığın başka bir tarifi olamaz. Nafile.! Birbirinin kimyasına karışmış okyanusa tokat atmakla okyanusu korkutmaya çalışıyorlar!
Mevlana’ dan birliğe dair bir güzel dokunuş;
“Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkende ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” Anadolunun aşuresi “ dostluk ve kardeşlikte” can gibidir, yedikçe Anadolu, şükrettikçe kardeşçe tüm insanlığı sarıp sarmalarsın…
Ve.. Velimiz'den evrensel bir dokunuş, “ Sen seni bilirsen yüzün hüda’dır; sen seni bilmezsen, Hak senden cüdadır (ayrıdır)