- Kategori
- Psikoloji
At sesini sulara!

Günlerin kıyısında ne kadın fotoğrafları gördüm. Çaresiz kadınlardı hepsi. Acımış sevgisi, kimseye kalmamış güveni. Sanki çürümüş toprağı solmuş çiçeği.
Her kentsoylu kadının var içinde dağ gibi uçurum bir sevda yarası. Büyümüş de yaşanmamış, yaşanmış da bi tamam olmamış.
Elini kolunu almışlar, koşsa yetişemiyor, uzansa tutamıyor. Bağırıp dururken gecenin içinde, kimseler duymuyor sesini. Gitmek istese gidemiyor yollar kesili...
Kötü bir rüya görmüş de bekliyor. Geçti desin biri; geçti geride kaldı hepsi. Uyu hadi! Geçmiyor halbu ki...
Elleri koynunda böyle çaresizliğin halleriydi gördüğüm.
Telefonu öfkeyle kapatıp yığılmışken koltuğa, yaş kendince kemale ermiş ya da otuzun altında ama "yüzyıl yaşadım ben" gibi durup içerken bir dostla, sözün bitip efkarın liste başı olduğu şarkılarda "bi sigara versene" halidir çaresizlik...
Sevmiş de varmış, varmış da mutlu olamamışken, kör bir kentin ortasında düşlerin goncası gülünü ondan gayrısı yok bilip hasretlere savurmuşken ya da herşeyin yerli yerinde tıkır tıkır yürüdüğü bir akşam vakti denizlerin gözüne üşüşmesidir çaresizlik... Nedir ne oluyor deyip cevap bulamamaktır.Sonra kendine kızıp
öyle yıkma kendini
öyle mahzun,
öyle garip ...
diyen bir şiirin kahraman dizesine atmak, tutunamamaktır.
Kırılacak cammış gibi davranır herkes. Ne ki gözyaşı yürümüş artık gözüne; akacak yaş durmaz yerinde.
"Yara benden
Ok senden yara benden
Ne sende ok tükenir
Ne acı yara benden."
Dökülmesin yüzün.Yitik, umutsuz... sesini at o serin, o ferah, o engin sulara...Yıkansın anlamı. Çırpınıp dursun. Bulur elbet kıyısını.
Ve bekler durur o kıyıda bir sevda zulası.
Bi tamam yaşanmak için.