Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '11

 
Kategori
Kitap
 

Ata, Aşkın C Şıkkı

Ata, Aşkın C Şıkkı
 

 

"Ata!"

Sesin geldiği yöne doğru baktı. Odanın uzak köşesinde fark ettiği silüet ona doğru ilerliyordu. Doğruldu yatakta. Ürktü de. Saçları omuzlarına dökülmüş, beyazlar içinde bir kadın yaklaştı, ayak ucuna oturdu usulca. Pencereden giren ay ışığı yüzüne vurdu.

"Ceyda!"

"Neden böyle bir kader yazdın bana? Ben gözümü Berke'yle açtım, onunla büyüdüm. Ne kadar mutlu bir kadındım, kafamı allak bullak ettin. Neden çıkardın Ali'yi karşıma?"

Geceden başlayan sinüzit ağrısı hâlâ büyük bir hazla okşuyordu başını. Arkasına yaslandı. Bir süre sessiz kaldı.

"Aşk bu Ceyda. Hissetmedin mi sen de yüreğinde? Kanat çırparcasına atmaya başlamadı mı, Ali'yi gördüğünde duracak gibi olmadı mı? O buğulu gözlerine hapsetmedin mi onu?"

"Evet, Ali benim her şeyim. Canım, ruh eşim. Kaderime yazdığın aşkım; ama Berke'm de var. Dünyalar iyisi bir insan o. Sıla'mın babası. Çıldıracağım Ata, neden Ali'yi Berke'den önce tanımadım?"

"Sen kolay olanı istiyorsun. Ali için kolay mı sanıyorsun evli bir kadını, üstelik bir anneyi sevmek. Ne acı ne yalnız geceler geçirdi seni Berke'nin koynunda hayal ederken. Kaç erkek dayanabilir buna! Aşk böyle bir şey işte. Başını yastığın altına gömdü, Sıla'nın mutluluğunu düşündü. Senin, Berke için sadece bir et olduğuna ikna etti ruhunu."

"Sen öyle yazdın; ama ben et değilim ki Berke için. Kocamı seviyorum, arzuluyorum."

"Sen yazdıklarımın dışına mı çıkıyorsun? Bak kızıyorum şimdi. Unutma ki kitap daha yayınlanmadı, valla Ali'yi başkasıyla evlendiririm. Sen de onu hayal et bakalım başka bir kadının koynunda."

"Böyle bir şey yaparsan seni öldürürüm. Kimseyle paylaşamam Ali'yi. O sadece benim."

"Ama sen sadece onun değilsin!"

"Berke'yi bilerek sevdi beni. O Berke'yi kabullenecek; ama onun hayatında kimse olmayacak."

"Bu ne bencillik! Kimsin sen? Kitabımdaki Ceyda değilsin. Ben böyle bir şey yazmadım."

"Sen kendi ruhunun Ceyda'sını yazdın. Ama ben o satırlardan çıktım. Berke'yi de Ali'yi de seviyorum; ama Berke'yi terk etmeyeceğim, ondan boşanmayacağım. Ali her zaman dışarıda duracak. O'nu da çok sevdiğimi bilecek; ama ben ne verirsem onunla yetinecek. İşte bu nedenle o saçma salak satırlarını kitap basılmadan düzelt istersen. Yok ayaklarım yerden kesilmişmiş, gözlerimi kırpıştırıyormuşum, Ali'nin evlenme teklifini kabul etmişim, Berke'yi-Sıla'yı savurmuşum. Yok öyle bir şey. Evet, Ali'yi de seviyorum ve benim için çok değerli; ama hepsi bu. Mevcut düzenimi bozacak kadar aptal mıyım ben. Sıla'yı ailesiz bırakır mıyım hiç, sonra onun gözlerine nasıl bakarım. Kitaptaki; gözlerini aşk bürümüş, uçuşup duran kadın değilim ben."

"Seni ben yaratmış olamam."

"Tabii ki sen yarattın sevgili yazarım da sahi sen hangi çağda kaldın? Aşk mantığın gerisine düşeli epey zaman oluyor da. Günümüzde aşk: Sadece tatlı bir mide krampı. Evet, hâlâ çok güzel ve heyecan verici yanları var; ama artık önce mantık geliyor."

"Ali böyle düşündüğünü bilse çok üzülürdü."

"O çok akıllı bir erkek. Tabii ki bir şeyler hissediyordur; ama bırak yazdığın Ceyda'yı bilsin. Neyse, benim gelme nedenim farklı."

"Kitabı mı basmayalım?"

"Yok yaa!! Tabii ki basın, pembe aşk hikayelerine ihtiyacı var insanların. Söyleyeceğim şu ki hani Berke bu aralar kendini çok yalnız ve bensiz hissediyor ya, benim ağzımdan onun için bir şiir yazar mısın? Sevgililer Günü de geliyor. Şiiri de hediyesinin içine koyarım."

"Aman ne güzel! Ee, Ali n'olacak? Kitapta birlikte kutluyordunuz Sevgililer Günü'nü!"

"Bırak şimdi Ali'yi sevgili yazarım. Kocamın yanında yaşarken Ali'yle Sevgililer Günü'nü nasıl kutlayayım!"

"Kitapta yazdığım gibi. Delice aşıksın ya Ali'ye, ondan başkasını görmüyor gözün!"

"Gerçek hayat senin yazdığın gibi değil Ata. Önce Berke ve Sıla gelir. Onlardan artakalan zamanlarda da Ali."

"Ahdım olsun; Ali'yi evlendireceğim, senin karşı dairene yerleştireceğim."

"Hadii kızma, bırak kitap aynı kalsın. Evli olmasaydım Ali'yle daha cesur bir aşk yaşayabilirdim; ama ben kocasını da çok seven bir kadınım. Yazacak mısın şu şiiri?"

Senin ışıklarınla aydınlandı ruhum, mest oldu derinliğinde gözlerinin.
Seninle fark ettim güzelliğimi, dolandı saçlarım ipeksiliğine ellerinin.
Her öpüşünde savruluşum, sarılışıydı mis kokusuna teninin,
Sen benim biricik Berke'm, bir ömür esiriyim yüreğinin.

Ceyda'n

*****
Uyandı aniden. Kalbi yerinden çıkacakmışçasına atıyordu. Pijamasının yakası terden sırılsıklamdı. Gözlerini gezdirdi karanlık odada. Kimse yoktu. Ay ışığı içeri süzülüyordu ürkekçe. Kalktı, su içti. Aşkın C Şıkkı'nın taslak baskısını aldı eline, sayfaları çevirmeye başladı.

Sen kaderime yazılansın. Öyle değerlisin ki benim için. Seni çok seviyorum Ali diyordu Ceyda.

Önce kitap düştü elinden, sonra da tek bir damla. C'nin üzerine!

 

Biz rüyamıza inandığımız sürece hiçbir şey rastlantı değildir.  (Richard Bach)

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..