Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

29 Mart '16

 
Kategori
Kitap
 

Ataç'ın kızı Meral Abla

Ataç'ın kızı Meral Abla
 

Meralika, kitap kapağı.


Küçükhanım Meralika, Nurullah Ataç'ın kızı Meral Ataç'ın, babasını anlattığı ve birinci basımı 1998 yılında yapılan 'Babam Nurullah Ataç' adlı kitabının ardından yazdığı ikinci kitabın adı.

İlkinde babası Nurullah Ataç hakkında yoğunlaşmış anıların çemberini, bu kez biraz daha geniş tutarak kendi çocukluğunu, okullarını ve üniversite hayatını anlatan Meral Ataç; ardından da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne başladığı yıllara okuru götürerek evliliğine giden yollardan sözediyor.

Yine samimi, içinden geldiği gibi yazmış Meral Ataç bu kitabını da tıpkı ilki gibi.

http://www.kaantika.com/?pnum=690&pt=Babam+Nurullah+Ata%C3%A7

İlk kitabı uzun uzun eleştirdiğim ve bu kitapta da üstüne işin doğrusunu söylemek gerekirse çok da fazla bir şey katılmadığını gözlemlediğimden, Meralika'yı okurken hep başka detaylara kayıverdi gözüm.

Mesela 'Editör' olarak görünen Onca Tapınç'a...

Kimdir bu, nasıl bir isimdir? 'Onca' diye bakınca kendi anlatımıyla gördüm ki, yine klasik bir nüfus memuru hatası. 'G'si duyulmamış bir Gonca'nın 'O Hali'. Olağanüstü bir hal yani.

Dört yıl Yapı Kredi'de editörlük yaptıktan sonra Umman'a göçtüğünü ifade ediyor ki ondan sonrasına dair gördüğüm 'Okyanus Kolejleri' de bana sanki biraz ...

Neyse biz işimize bakalım.

Bu kitapta Nurullah Ataç dışında öne çıkan en önemli isim, Nurullah Ataç'ın ağabeyi Galip'tir. Galip- ki bir adının da Naima olduğu kitapta belirtilir- Fransa'da Montpeillier Tıp Fakültesi'nden Sinir ve İç Hastalıkları Uzmanı olarak mezun olmuştur.

Eşi ile beraber yurtdışında da bir çoğu gönüllü organizasyonlarda görev alan Galip bey, ilerleyen yıllarda Ankara Radyosu'nda, Ulus Gazetesi'nde yayınlanan yazılarının yanında 'Evin Saati' isimli programı yapar. Bu programlar daha sonra dört ciltlik bir kitaba da dönüşecektir.

Hem ağabey Galip, hem Nurullah Ataç, hem de kızlarının konuşurken tutukluk yaşamalarını (siz ona kekemelik de diyebilirsiniz) Necip Fazıl Kısakürek'in de içinde olduğu 'büyük aile'de yapılan akraba evliliklerine bağlar Meral Ataç. Bu arada bir de ilave bilgi ekleyelim, Nurullah Ataç'ların Ankara'da ilk başlarda kiracısı oldukları evin sahibi Hamdullah Suphi Tanrıöver'in eşi Sayide hanım da yine bir başka 'Kısakürek'tir.

Nurullah Ataç'a hem analık hem de ablalık yapmış olan İklima hanımın, kendisini aldattığı için ayrıldıkları eşine ''Vehbi bey, son deminizde sevgiden şefkatten mahrum kalıp benim size olan sevgimi, şefkatimi arayın'' serzenişi bence kitabın en duygu yüklü satırlarındandır.

Son zamanlarda biraz tesadüf biraz da algıda seçicilikten olsa gerek 'babalarının kızları' üzerine yoğunlaşmış durumdayım.

Mehmet Akif'in torunu, Nurullah Ataç'ın kızı...

http://www.kaantika.com/?pnum=671

Kızlar, babalarını, dedelerini ne kadar da tatlı tatlı ve samimiyetle anlatıyorlar. İşin içine oğullar ya da erkek torunlar girince sanki biraz daha mı planlı ve kasarak yapılıyor bu tarihe not düşmeler?

Çarpık Fatma, Araplı ev, Balıkçı Hakkı, Fıstıkçı doktor, polis Hilmi efendi... Büyükada'da geçen çocukluk ve genç kızlığını unutamayan Meral hanımın o günlerin adalarına dair güzel öykülerinin kahramanlarından sadece bazıları.

Herbir anekdot beni de Heybeliada'da geçen çocukluk günlerime götürüyor, en çok da babasının her sabah erkenden yollara düşüp vapurla İstanbul'a inip öğretmenlik yaptığı okuluna gittikten sonra, gecenin bir vaktinde Büyükada'ya dönüşünü iskelede karşılayan Meral hanım, bana rahmetli annemin haftanın beş günü Heybeliada'dan Beykoz'a okula gitmesini anımsatıyor.

Hergün dört vapur, iki uzun otobüs yolculuğu, girilen dersler, çıkılan yokuşlar... Akıl alır gibi değil. Onca cefa ne için çekilmiş, bugünden o günlere bakınca, işin içinden bir türlü çıkamıyor insan.

Ben kitaptan ajandama sıklıkla notlar düşüyorum. Güzellik yarışmaları öyküleri ve konuyla ilgili bolca da fotoğrafım olduğu için, ileride yazılarımda kullanmak üzere küçük kağıtlara kısa notlar alıp, ilgili fotoğrafların da yeraldığı zarfların içine özenle yerleştiriyorum.

''Büyükada Salahor Sokak'taki Hikmet Salahor Paşa'nın evini İstanbul'un ünlü avukatlarından Sadi Rıza Dağ alır. Bu köşkün alınma sebebi Sadi Rıza beyin üçüncü eşi güzellik kraliçelerimizden Feriha Tevfik hanıma evlilik hediyesi olarak verilecek olmasıdır...''


İnsan kitap okudukça, ipuçlarını takip ederek gerçeği bulmaya çalışan bir dedektif rolüne bürünüyor. Nurullah Ataç'ın hayatını kızının ağzından odinledikçe de Andre Gide'i mutlaka daha detaylı bir okuma ile tanımak gerektiğine karar veriyorum. Nurullah Ataç'ın da, Sait Faik Abasıyanık'ın da, Gide'den ciddi olarak etkilendiklerini görünce, insanın merakı haliyle daha da artıyor.

Tam da ''Meral Ataç'ın eşi ile de tanışmasına vesile olan fakülte yıllarında sınıf arkadaşlarından bir tanesi de kısa bir süre önce kaybettiğimiz Kamuran İnan'dır...'' diye yazacakken, aklıma Nurullah Ataç'ın 'takıldığı' bir nokta geliyor.

Meral Ataç, Nurullah Ataç'ın ölenlerin ardından 'kaybettik' denmesine çok kızdığını söyler. ''Ne demek kaybettik?'' dermiş. ''Yani kaybettik ama biraz ararsak sanki bulabiliriz gibi bir şey mi?''.

''Ben ölünce 'öldü' deyin, kaybettik değil...''

Meral Ataç, nişan törenine katılan İsmet İnönü'yü, fakülte yıllarının ardından çalıştığı Petrol Ofisi'nde mesai arkadaşı Çetin Altan'ın eşi Kerime hanımı, oğlu Ahmet Altan'ı, Mehmet Altan'ı bilinmedik yönleriyle tanıtır okurlara.

Yine güzel, tatlı, keyifli bir kitap olmuş. Hafta sonu Aslı Han'da konuştuğum bir sahhaf büyüğüme, Meral hanımın hala hayatta olduğunu duyabilmek umuduyla sorduğum soruya, yaşadığı yanıtını alınca o kadar memnun oldum ki.

Son olarak da notum ilgilenenlere, Meral hanım daha sonraları eşinden ayrılır. Aydın Tolluoğlu ve Ceren Ocak adlarında bir oğlu bir de kızı vardır ve onlardan da Ilgaz Tolluoğlu ile Cem Ocak adlı iki de erkek torunu.

Uzun sağlıklı ömürler hepsine. 

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara