Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '10

 
Kategori
Güncel
 

Atasözleri idam edilebilir mi ?..

Atasözleri idam edilebilir mi ?..
 

Ülkemizde gazetelerde, bloglarda ülke gerçekleri üzerine yazı yazmak için mangal gibi yürek ister.

Hele ite,uğursuza,üçkağıtçıya,kalpazana,vurguncuya dair haklı söylemleriniz varsa çok dikkat etmeniz gerekir.

En ufak bir alınganlık gösterildiğinde, kendinizi mahkeme salonunda bulabilirsiniz.

Eğer arkanız sağlam değilse;ekonomik durumunuz avukat tutmaya elverişli değilse vay halinize ...

Sürüm,sürüm süründürürler sizi...

Aylık gelir düzeyi çok iyi olan bir medya yazarı değilseniz; bedava ve güvencesiz yazdığınız halde; gerçekleri yazma çabası içindeyseniz; buna rağmen sosyal hukuk güvenceniz yoksa -ayvayı yediniz -demektir.

Şimdi empati kuralım bakalım...

Milliyet Yazarlarından Meral Tamer, bir köşe yazısında , eski bir devlet büyüğümüze atfen, -Balık baştan kokar.- atasözünü örnek olarak kullanmış.

Vay bunu yazan sen misin ?..Hakaret davaları açılmış...Mahkumiyet kararları çıkarılmış...Yargıtay da onaylamış...

Yazarın mahkumiyeti ,suç işlememek üzere beş yıllığına ertelenmiş...

Bu süre içinde yazar, yazılarını yazarken -diken üstünde yürümüş ve adeta -kuş pişirmiş.- Ecel terleri dökmüş...

Çünkü ekmeğini kalemiyle kazanan ve düşüncelerini özgürce yazma ihtiyacını duyan bir aydın kişiymiş.

Bu sancılı süreçte,yazarımızın sağlığı da önemli derecede bozulmuş...

Yazılarını yazarken ,hapse girmek korkusuyla ,kendini -Sırat Köprüsünde yürür gibi hissetmiş.-

Meral Hanım, her şeye rağmen hukuk mücadelesini sürdürmüş...Sonunda,geçen aylarda ,AİHM yazarı haklı bulmuş...

Sayın Tamer, yıllar sonra da olsa zafere ulaşmış.

AİHM, yazıda kullanılan atasözünün hakaret amaçlı değil ;eleştiri amacıyla ,basın ve fikir özgürlüğü kapsamında kullanıldığını;devlet büyüklerinin bu tür eleştirileri olgunlukla karşılamaları gereğini vurgulayarak Meral Hanımı haklı bulmuş.

Beraat kararı vermiş.

Ve ülkemiz, AİHM de yüklü bir tazminata daha mahkum edilmiş.

Yazarı ve atasözünü mahkum eden yerli yargı mensupları ; bu kez onların suçsuzluğunu onaylamak için yüzlerce yazışma yapmışlar.

Ağır yürüyen Bürokrasi...Zaman ölümü...Geciken adalet...Heba olan paralar...Stres...Maddi ve Manevi işkence vs...vs...

Eğitim şart...

YÖK zihniyetindeki ezberci bir eğitim sistemiyle yetişen birey, eğer sorgulamaya alışmamışsa, o bireyin verdiği kararlar gerçekten kendi kararları veya seçimleri midir ?.. Yoksa öğretilmiş kararlar veya seçimler midir?..

Şimdi soruyoruz...Aklın yolu bir midir ?..

-Evet...

Hukuk da akla ve mantığa dayalı bir kurum mudur ?..

-Evet...

AİHMden dönen davayla, ülkemizin -tüyü bitmemiş yetimin hakkını- heba etmek hoş mudur ?..

Atasözünü ,suçlu ilan ederek mahkum eden zihniyyet,bir toplumun kültürünü ve tarihini de mahkum eder.

Yazarla birlikte atasözleri de kodese girer...

Zira atasözleri,uzun deneyimler sonucunda ortaya konulan trafik işaretler gibidir; topluma yön verir ;rehberlik eder...

Atasözleri ve deyimlerde, sözcüklerin yerleri değiştirilemez; eş anlamlı da olsa, yerlerine başka sözcükler getiremeyiz.

.........

Haddini bilmeyen ;sürekli hukuk dışı tavırlar sergileyen ve makamının asaletini ayaklar altına alan kişileri anlatan bir yazıda,

-Eşeğe altın semer de vursan;eşek yine eşektir.- atasözünü kullanırsanız ,karşınızdaki kişiye, -Sen bir eşeksin ...anlamında alenen hakaret etmiş olur musunuz ?..

Onun sırtına altın sedefli; kakmalı,oymalı semer konulmuş anlamında mıdır ?..

Sırtına binip - Deeeeh... Ülen eşşeeekk...- dermiş gibi mi olursunuz ?..

Yoksa,sadece,atasözündeki mecazi anlamı değerlendirerek , makam ve ünvan sahiplerinin görevlerini liyaklatince yerlerine getirebilmeleri için eğitilmelerinin şart olduğunu anlatarak mizahi bir hiciv mi yapmış olursunuz ?..

-Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.. / Görünür kişinin aklı ,rütbe-i eserinde.- sözündeki gibi ,her zaman liyakatin önemini mi vurgulamış olursunuz ?..

Yoksa ,kötü niyet moduna girip ,bu beyitte, şahsıma: Aptal,akılsız,deli, kırık ayna vb.yakıştırmalar yaptı...diyerek alınganlık gösterip kişiye dava mı açarsınız ?..

-Suyumu bulandırıyorsun- diyen kurt misali ;amaç :-üzüm yemek değil;bağcıyı mı dövmektir ?..-

Yazarlar,aydınlar,gazeteciler özgür düşüncelerini demokrasi içinde yazarlar;konuşurlar,eleştirirler...

Demokrasi yoksa eğer, orada özgür aydın yoktur; sadece sahibinin sesi olan çakma aydınlar sahnededir.

Hukukun üstünlüğünü savunuyorsak,hukuka saygılı olmamız gerekir...Saygın hukuk ,saygın adaletle mümkündür.

Çetin Altanın dediği gibi -Hukuk Guguk olmamalıdır.-

İşte burada yargıçlarımıza ve savcılarımıza önemli sorumluluklar düşmektedir...

Hemen hemen herkesin birbiriyle mahkemelik olduğu ülkemizde, yargı mensuplarımızın da içinde bulundukları zor durumu saygıyla karşılıyoruz.

Fakat bu yığılmaların nedenlerinden birinin de gereksiz yere uzatılan davalardan ve yukarıda örneklediğimiz gibi verilen yanlış kararlardan kaynaklandığı da bir gerçektir.

Zira Yargıtay içtihatlarımız incelendiğinde ,birbiriyle çelişen onlarca karar olduğuna tanık oluyoruz.

Eleştiriyi hakaretle karıştıran;karikatürleri mizah yerine küfürle yorumlayan ;demokrasiyi sindirememiş ;düşünce özgürlüğünü algılayamamış zihniyyetlerin tuzağına düşmemeliyiz.

Davalarımızın AİHM den dönmemesi ve ülkemizin ağır tazminatlara mahkum edilmemesi için...

Atasözlerimizin idam edilmemesi için...

Hukukun üstünlüğü için...

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..