Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '07

 
Kategori
Felsefe
 

Atatürk kimdir, kim değildir

Atatürk kimdir, kim değildir
 

Kurtuluş savaşında millî birliği temin eden eşsiz lider, harp meydanlarında yenilmez komutan, çağdaşlaşma yolunda milletin çehresini değiştiren kudretli siyasetçi, devrimci, reformcu ve ülkü adamı Atatürk’ün Türk milletine inancı ve güvenci sonsuzdu. Bu inanç ve güvenle, Türkiye Cumhuriyetini kuruluşunda Atatürk, “sistem yaklaşımını” esas alan düşünce ve eylem adamıdır.

Çağa ayak uyduramadığı için, iki yüzyıldan beri her türlü imkânsızlıklar içinde yıkılma sürecini, paylaşılamaması nedeniyle yaşayan İmparatorluk enkazından demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Bu kuruluş bir destandır, bir maceradır, ancak Atatürk maceracı değildir.

Sadece işgalcilerle değil, geri kalmışlıkla, çağdışı düşünce ve dogmalarla, menfaat ve ikbal sahipleriyle, ümmet ve kulluk sistemiyle mücadele etmiş, büyük savaşlar vererek kurduğu Cumhuriyette barış kültürünü hakim kılmıştır. Ancak Atatürk, savaş değil “yurtta sulh cihanda sulh” diyen barış adamıdır.

Kurtuluşun en bunalımlı dönemlerinden olan Sakarya Savaşı'nın başlamasından bir ay önce Ankara'da, Eğitim Kongresini toplamış ve cepheden gelip kongreyi açarak eğitim alanında da mutlaka kazanılması gereken bir savaşı başlatmıştır. Eğitim alanındaki bu savaş barışın teminatıdır. Atatürk bir askerdir fakat savaş adamı değildir.

O her hareketini bilinçli, amaçlı, planlı ve stratejiye dayalı ve yasallık içinde gerçekleştirmiştir.
Kamu yönetimini bilimsel esaslara oturtan laiklik prensibiyle ve “en gerçek yol gösterici ilimdir” deyişiyle, sadece bilimsel yöntemi esas alan Atatürk, bir bilim adamı değildir, ancak yaptıkları bilimseldir.

Kadınların sosyal yaşamın her boyutunda erkeğinin eşiti olarak yer alması için seçme ve seçilme hakkı dâhil gerekli yasaların çıkarılmasını gerçekleştirmiştir.
Atatürk bir sosyal bilimci değildir ancak, cinsiyet ayırımına son veren eşitçi hümanist yaklaşımıyla, yaptıkları sosyal bilimlere uygun bir liderdir.

İnsan yetiştirmede; “otoriter eğitimden demokratik eğitime”, “kuramsal eğitimden uygulamalı eğitime”, “tüketici eğitimden üretici eğitime”, “öğretmen merkezli eğitimden öğrenci merkezli eğitime”, “geleneksel okuldan çağdaş okula” geçmeyi öğütlemiş bir lider olan Atatürk eğitimci değildir ancak, Başöğretmendir.

Her konuda ideal çözümleri düşünmüş, ancak içinde bulunulan koşullar altında gerçeğe dayanan sonuçlar çıkararak; idealizm ile gerçekçilik arasındaki dengeyi kurmuş bir realisttir.
Cumhuriyetin ve kurumlarının kuruluşunda Atatürk; hayal bile edilemeyecek işler başarmış ancak hayal peşinde koşmamıştır.

Söylemlerinde ve uygulamalarında keyfilik yoktur.
Kurtuluş Savaşı’nın sevk ve idaresinde ve Cumhuriyetin kuruluşunda her konuyu meclise getirmiş ve meclis iradesini esas almıştır. Atatürk hukukçu değildir ancak attığı her adım hukuka dayanır

Atatürk; milletin; “dil, kültür ve fikir birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği siyasi ve sosyal birlik olduğunu, Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denildiğini” ve “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözü ile “Türk olmanın; kendini TÜRK hissetme ve Türklüğün değerlerine gönülden bağlı olma olduğunu” söylemekte ve “vatanını en çok seven, ona en çok hizmet edendir” diyerek, Türk olmanın ölçütünü somutlaştırmaktadır.
Işıklar içinde yatsın. Herkes kendini ve çevresini buna göre sorgulasın.
 
Toplam blog
: 193
: 1045
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

Bilecik doğumluyum. Emekli Eğitimciyim. Ankara'da ve yazları Kuşadası'nda yaşıyorum Günlük uğraşl..