Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '08

 
Kategori
Tarih
 

Atatürk'ün halkçılık anlayışı

Atatürk'ün halkçılık anlayışı
 

O her zaman halkıyla iç içeydi. (r.alıntı)


Bir ulusu oluşturan çeşitli mesleklerin ve toplumsal grupların içinde bulunan insanlara halk denir. Halkçılık ilkesi hem Cumhuriyetçilik, hem de Milliyetçilik ilkelerinin zorunlu bir sonucudur. (1) Çünkü ikisinin de ana öğesi halktır.

Atatürk halkçılığının amacı; Türk halkını, Türk Devleti’nin tek egemen varlığı haline getirerek, aynı zamanda her bakımdan kalkındırmaktır. Bu sistemde halk, egemenliğini yasal temsilcileri olan kurumlar ve kişilerle gerçekleştirecektir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında ulus içinde, özellikle kırsal kesimde eşraf (ileri gelenler), mütegallibe(derebey), gibi ayrıcalıklı sınıflar ortaya çıkmıştı. Buna karşılık, birbirini izleyen savaşların ağırlığını çeken; ekonomik, sosyal, siyasal her türlü hizmetten yoksun kalan Reaye(sürü) denilen Türk halkıydı. Atatürk hem bu ayrıcalıklı sınıfları ortadan kaldırmak, hem de devlet hizmetlerini halkın ayağına götürmek için “h a l k ç ı y ı z” demiştir. Atatürk’ün halk olarak anladığı ve anlattığı kitle, Türkiye’de yaşayan t üm insanları kapsar.

Türkiye halkı deyince, ülkemizde Türk kültürüne sahip olan, Türk ulusu ile birlikte yaşayan azınlıkları da birlikte düşünmektedir.

Bu anlamda bir ülkede çeşitli halklar olamaz. Türkiye’de bir halk vardır ve adı “Türk halkı”dır.

Türk halkı ayrı ayrı sınıflardan oluşmayıp, işbölümü sonucu ortaya çıkan çeşitli meslek gruplarından ibarettir. Bu gruplaşma çiftçiler, küçük sanatkârlar ve esnaf, işçiler, meslek sahipleri, sanayiciler, tüccarlar ve memurlardır.

Atatürk’ün halkçılık anlayışı bu gruplar arasında uyum sağlamak, hepsinin çıkarlarını aynı derece ve eşitseverlikte korumaktır. Bir grubun diğerini sömürmesini engellemektir. Kısacası sosyal adalet anlayışının aynıdır, ama bunu sınıf mücadelesiyle değil, toplumsal düzen ve dayanışma içinde öngörmektedir.(2)

Bugün bazı rejimlerde halkı yalnız belli bir grup insandan ibaret sayarlar. Bu rejimlerin adı olan “Halk Cumhuriyeti” yanıltıcıdır. Çünkü sadece bir sınıfın egemenliğine dayanmakta ve o sınıfın devleti anlamına gelmektedir. Sınıf egemenliğini reddeden Atatürk’ün Halkçılık ilkesi, Cumhuriyetçilik ilkesinin içerdiği demokratik, özgürlükçü, çoğulcu yönetimin yasalardaki bir hak olmaktan çıkarılıp halklaştırılmasını, işlerliğe kavuşturulmasını, yönetimde, siyasette, kalkınmada, gelirlerin dağılımında devlet ve ulus olanaklarının kullanılmasında halk yararının gözetilmesini amaçlar.(3)

Onuncu Yıl Marşı’ndaki “İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz” dizesi, Halkçılık
ilkesinin özlü bir anlatımıdır.

DİP NOTLAR

1-Ahmet Mumcu-M.Kâmil Su: T.C.İnkılâp Tarihi, s. 261

2-Hüseyin Cevizoğlu : Atatürkçülük, s.45-46, 1973

3-Suna Kili : Türk Devrim Tarihi, s.184-185, 1982

 
Toplam blog
: 214
: 5488
Kayıt tarihi
: 03.08.08
 
 

Emekli eğitimci, araştırmacı yazar, şairim. Ülkemin cennet ile cehennemi bir arada yaşadığı bir zama..