Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '07

 
Kategori
Haber
 

Atatürk ve AKP beyannamesi

Atatürk ve AKP beyannamesi
 

AKP’de “Vitrin olsun” diye listeye konulan Prof. Dr. Zafer ÜSKÜL’ün ilk beyanlarının arkasından “AKP’nin de seçim beyannamesinde Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâplarının kaldırılması var” demesi üzerine, eskiden şöyle bir göz gezdirdiğim ve birçok “Cilalı” sözlerin bulunduğu “Seçim Beyannamesini” tekrar internet ortamında buldum ve dikkatlice okudum bu kez.

Bizim endişelerimizden biri de AKP iktidarının Türkiye’de “Din devleti” kurmaya yönelik çabalarının olduğu ve bunu da kendi demeleri ile “Demokrasinin araç olarak” kullanılarak yapılacağı değil mi?

Bu nedenledir ki AKP Genel Başknı ve diğer ileri gelenlerinin ağızlarından çıkan her sözün “Nereye doğru” söylenmiş olduğunu didik didik etmiyor muyuz?

İlk okuduğumda “Çok başarılı” vae “Ustaca kaleme alınmış bir seçim beyannamesi” olarak gördüğüm bu manzumede atladığım yer mi vardı acaba!...

Buldum ve dediğim gibi, tekrar baştan sona tekrar okudum.

Kapağından itibaren şöyle başlıyor…

“Tek millet… Tek Bayrak… Tek Vatan… Tek Devlet Anlayışı siyasetimizin özüdür” diyen kapak bölümünden sonra, beyannamenin hemen ikinci paragrafında şöyle devam ediyor: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Millete efendilik yoktur, hizmet etmek vardır’ sözü bizim insan ve hizmet odaklı siyasetimizin özünü oluşturmaktır.”

Bu paragrafın içeriğindeki “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün…” ibaresinin dışında seçim beyannamesinin hiçbir yerinde “Atatürk”ün adı geçmiyor. Eğer Sayın Hoca’nın demek istediği buysa, doğru… Atatürk’ten bir kez söz etmekle “Atatürkçü” ya da “Kemalist” olunmayacağı ortadadır.

Lakin…

Programı okuduğunuz zaman göreceğiniz manzara, bundan çok farklı. Zaten bu farkı da Genel Başkan Recep Tayyip ERDOĞAN ve ekibi “Atatürk bu gün yaşıyor olsaydı AKP’li olurdu” diye sık sık vurgulamıyorlar mı?...

Programın büyük bir bölümünde “Atatürk”e vurgu yapılmasa da, dikkatle okuduğunuzda “Atatürk ilke ve inkılâpları” üzerleri çizilerek vurgulanmaktadır.

Çağdaşlık, sosyallik, laiklik, hukukun üstünlüğü, birlik ve beraberlik, uluslar arası etkinlik ve bağımsızlık, ileri medeniyetleri seviyesine ulaşmak, ilim ve kültür, gelirlerin artırılması ve hakça paylaşılması…

Bunların hepsi, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurarken ortaya koyduğu ilkeler değil mi?

Ha… Zafer Hoca “Seçim beyannamesi” içindeki bu vurgular için “Siz onlara bakmayın ve aldanmayın” diyorsa, zaten biz lafa bakmıyoruz, uygulamaya bakıyoruz. Yoksa AKP’nin seçim beyannamesini al, üzerindeki parti isim ve işaretlerini çıkar, istediğin parti için uygula. Ha ne var ki bazılarında “Atatürk” adı daha çok geçebilir. Fark bu olurdu belki.

Çünkü; her kim ki “Atatürk ilke ve inkılaplarını” dikkate almazsa, zaten “Çağdaş” olunamayacağını bilir. Yaklaşık yüz yıldan bu yana gelen ve adına kısaca “Lider” denilen kişilere bakın…

Bu gün bile Atatürk’ten başka gerçek “Lider” olabilmiş bir tek kişi var mı?

Bir başka ifade ile kendi döneminde koyduğu ve uygulamaya başladığı ilke ve inkılâplardan hangisi bu gün “Çağdışı” olmuş?

Bir başka gerçek, bu güne kadar gelmiş geçmiş “Lider” sıfatındaki insanlardan kaç kişinin ortaya koyduğu gerçekler, idealler ve kurallar halen geçerliliğini koruyor da uygulanmaya devam ediyor veya “Kabul görür” durumda?

Hiç kimsenin…

Dönün geriye doğru, aklınız eriyor ve anlayabiliyorsanız inceleyin… Nice Liderler geldi geçti bu dünyadan…

Tarih, nicelerini gördü…

Aklı başında olan, akıl, fikir ve izan sahibi olanlar için bu güne kadar kalan ve hala “Lider”lik nitelikleri geçerli olmaya devam eden sadece ve sadece iki kişi var…

Bunlardan biri Hz. Muhammed, diğeri de O’nun ne dediğini gayet iyi anlayan Atatürk…

İşte onun içindir ki, daha iyisi bulunana kadar Atatürk ilke ve inkılâplarından ve Kemalizm denilen anlayıştan vazgeçmek olası değildir.

Ne acı bir gerçektir ki bu ülkede bazıları “Atatürk”ün isminden hoşnut olmazken, diğer bir bölüm de “Din”i ve “Dindar insanı” anlamakta zorluk çekmektedir.

Atatürk’ten ürkenlere örnek birçok kişiyi (!) gösterirsek, diğerine örnek olanlar da evin içinde “Ayakkabı” ile dolaşmayı zarafet (!) ve çağdaşlık sayanlar ve sananlardır…

29 TEMMUZ 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..