- Kategori
- Şiir
Ateş ve su

Benden önce nasıldın bilmiyorum
Senden evvel var mıydım hatırlamak zor
Bir yakamoz cümbüşü bakışlarında
Bir ateş ayini avuçlarımda
Körkütük bir gecenin son ışığında
Esir düştü yürekler...
Kal öyle!
Ey tanrıçaların kutsadığı aşkın oğlu;
Kendini kaybettiğin avare zamanlar söyle de dursun.
İzle ve gör!
Ateş suyu yakacak belki ilk defa...
Uykunun en derin, en mahmur anında
Zehirli hasretlerle sıçrayacaksın
Bir çift ayn, dağlayacak
Etini, kemiğini, iliğini
Deli bir sevdanın ortasına atacak seni.
Sen ki korkmazsın yakmaktan yandığın kadar
Sen ki neler gördün geçirdin
Unut tüm bildiklerini, bildiğini zannettiklerini
Yaşa ve gör!
Suda ateş büyüyecek belki ilk defa...
Alışıksın yokluklara varlıklar şaşırtmaz seni
Bekle, akışı değişecek ne varsa alıştığın
Mutluluğun doruğunda gezinirken adımların
Acının dipsizinde yoğrulacaksın.
Kâh bir iken ikinin tadına varacak
Kâh iki iken hiç kalmayı yaşayacaksın.
Sakın korkma!
Ey meleklerin secdeyle selamladığı aşkın oğlu;
Kendini bıraktığın uçurumlar söyle de yok olsun.
Sabret ve gör!
Ateş ve Su dans edecek belki ilk defa...
Benden evvel var mıydın anımsamak zor
Senden önce nasıldım bilmiyorum
Bir ateş ayini avuçlarında
Bir yakamoz cümbüşü bakışlarımda
Körkütük aşka teslim gecenin koynunda
Ben sana bulandım, sana soyundum
Sen bana yazıldın, beni giyindin.
Ekim’07