Avcı'yken av olmak!..

Hanefi Avcı'nın yazdığı ve yarım milyondan fazla satan "Haliçte Yaşayan Simonlar,Dün devlet Bugün Cemaat"adlı kitabı medyada gerektiği gibi değerlendirilmedi.

Medya bir tarafa ciddi bir demokraside, deprem yaratması gereken iddialar yargı tarafından ciddiye alınıp gerçeğin ne olduğu konusunda toplumun aydınlanmasına, devletin arınmasına yönelik faaliyette gözlenmedi.

Avcı'nın kitabını ilk okuyanlardan biri olarak kitapta ortaya koyulan iddiaları blog ortamına taşımıştım. Kitap ile ilgili yaptığım değerlendirmelerde ve yorumlarda Avcı'nın "Devletin geçmişte yaptıkları yanlıştı bugün de devlet içinde örgütlenmiş cemaat yapılanmasının faaliyetleri ve özel mahkemelerde yapılanın yanlış" dediğini yazmıştım.

Tarafsız bir gözlemle kitap değerlendirildiğinde bir bakıma devlete yol haritası olarakta değerlendirilebilirdi. Nitekim önemli görevlerde bulunmuş bir emniyetçi olarak yaptığı değerlendirmeler, köklü sorunlarında çözümü için öneriler de ortaya koyuyordu.

Bugün gelinen nokta ise kamuoyu tarafından kaygıyla izleniyor. Sanki birileri mesaj veriyor "Hanefi Avcı'ya bile bunlar yapılabiliyorsa;varın ötesini siz düşünün!" dercesine. Burada görüşümü ifade ederken sakın ola ki, birilerinin " yasaların üstünde olması, suç işleme ayrıcalığı" nı savunduğumu düşünmesin. En yalın haliyle Hanefi Avcı'ya yapılanlar yazdığı kitap ile ilişkilendirilip öyle değerlendirilecektir.

Avcı'nın bir hanımla olan ilişkisi bir tarafa, "Devrimci Karargah Örgütü" ile bağlantısı hayatın olağan akışı ile bağdaşmıyor. Zaten medyaya yansıdığına göre sözkonusu örgüt bu iddiayı reddediyor. Yargı mutlaka gerçekleri ortaya çıkaracaktır, bekleyip göreceğiz.

Diğer taraftan Avcı'nın evinde bulunan silahlar, pasaportlar yandaş medyada öyle bir sunuluyor ki, okurun gözünde oluşmuş olan Avcı fotoğrafını tuz/buz ediyor. Oysa eşinin açıklamasından anlaşıldığı gibi bu kimlikler ve pasaportlar görev gereği kullanılmış. Silahlar ruhsatlı. Ama yandaş basın özellikle silahların ruhsatlı olduğunu, tutanaklara geçtiğini görmezden gelerek varoluşunun gereğini yerine getiriyor!

Kısaca, itibarsızlaştırma operasyonu tüm hızıyla devam ediyor.

Fakat, yapılanlara meydan okuyan Avcı, tutukluluğuna itiraz etmeyeceğini ilan ediyor. Bu tavrın işaretlerini kitabında vermişti;"bana cehennemi yaşatacaklar, biliyorum..." derken yani kitabı yazmaya iten düşüncelerinden geri adım atmadığını tespit etmek gerekiyor.

Kamuoyunun yakından izleyeceği dava/yargılama süreci devletin derinliklerinde olağandüstü süreçlerin yaşandığının kanıtı...

Avcı üzerinden verilmek istenen mesaj yukarıda da yazdığım gibi çok açık; "Hanefi Avcı'ya bile bunlar yapılabiliyorsa; varın ötesini siz düşünün!".

Çıkarılacak ders; ileri demokrasilerde olur böyle şeyler, birgün herkes herhangibir şekilde Avcı'yken av olabilir...