Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '07

 
Kategori
Basketbol
 

Avrupa basketbol şampiyonası

Sayın okurlar bu yazıdan önce lütfen 16 Ağustos 2006 tarihli Dünya basketbol şampiyonası yazıma bir göz atın. O zaman derdimi daha iyi anlayacaksınız. O zaman çok özetle " eğer biz savunma basketbolu oynamaya devam edersek, gruplar 4 takımdan oluşup, üç tanesi bir üst tura çıkmıyorsa biz ilk turu bile geçme olasılığımız % 1 " yazmıştım. Gruptan çıktık, hatta dünya 6. sı olduk sanırım. Ama benim görüşlerim değişmedi. Zaten benim için hedefin şampiyonluk olduğu bir ortamda 6. olmak bir başarı değildir ama ülkemizde değer yargıları farklı. Şimdi yeniden yazıyorum eğer biz bu savunma basketbolunu oynamaya devam edersek -üstelik Sn. Mehmet Okur ve Sn Hidayet Türkoğlu' da kadroda- bizim ilk turu geçme olasılığımız % 1 dir.

Şimdi sayın okurlar dün İzmir' de dolu bir salonda Letonya ile ciddi bir hazırlık maçı yapıyoruz. İlk çeyrek sonucu 15-17 Türkiye geride. İlk yarı sonucu 35-33 Türkiye önde. 3. Çeyrek bitime 5.48 var skor 40-40. 3. çeyrek sonucu 51-53 Türkiye geride. Son çeyrek bitime 1.14 var. Attığımız sayı hala 70. Yediğimiz 66. Maç sonucu 74-68 Kazandık. Letonya takımının skor yükü tek bir kişide neredeyse. 29 Sayı attı. Ancak bu 29 sayı atan Letonya' lı oyuncunun şut stili o kadar kötü ki maçın sonuna doğru serbest atış yüzdesi hala % 46' daydı. Dış atış atış tehdidi yok. Sadece pota altında hareketli bir oyuncu. Düşünün sayın okurlar nredeyse tek özellikli tek hücumcu ile oynayan bir takıma karşı skorlar bu. Yani bu oyuncu 29 sayısının yanına kaçırdığı serbest atışların yarısını ekleseydi biz yenilmiştik. Ama bundan öte facia hala savunmayı daha iyi oturtursak savının varlığı. Oysa oyun boyunca milli takımın sağlıklı bir hücum mantığı / seti gözükmedi bana göre. Sorun bir üçlüğün kaçması değildir. Sorun üçlük seçiminin, yer, zaman, oyuncu olarak doğru yapılıp yapılmadığıdır. Önemli olan budur. İçerden oynanacak hücum setlerinin varlığı önemlidir. Yoksa doğru bir hücum setinde de pota altından sayı kaçabilir. Yineliyorum önemli olan sürekli olarak içerden dışardan doğruyu oynamanızdır. Sürekli doğru oynarken de sayı kaçar ama maç kaybedilmez. Biz son derece iyi basketbolcularla ve Tanjevic gibi basketbolu bilmediği asla ileri sürülemeyecek bir teknik direktörle oynarken daha bir etkin ekip oyunu çıkaramıyoruz. İşte tekrar başa döndük. Biz konudan bağımsız, analitik, uzun vadeli, kurumsal düşünemiyoruz uygulayamıyoruz.

Dünyanın sayılı otomobil tasarımcıları arasında Türkler var , ama Türk tasarımı bir otomobil bir Türk patronun fabrikasından çıkmış değil. İspanya' nın önde gelen basketbol takımı TAU bu yıl bir ara ilk beşinde ve azımsanmayacak sürelerle üç Türk oyuncu ile oynadı. Ama İspanya dünya basketbol şampiyonu oldu Türkiye 6. Dünyanın en önemli beyin cerrahı bir Türk ama Türkiye kurumsal olarak sağlık sorunları yaşıyor. Türkiye olağanüstü bir doğal ve kültürel varlığa sahip ve hiç bir şey yapmayıp sadece korusa para kazanacak ama otellerinin çoğu başka ülkelerin gariplerine sefalet fiyatlarından pazarlanıyor. Bu örnekleri uzatabilirim ama artık anlamamız gerekiyor analitik ve kurumsal, toplumsal uzun vadeli düşünce sistematiğinin farkını. Yoksa günün birinde dünyanın en iyi basketbolcuları ile sonuncu olabilmek gibi bir başarıya dahi imza atacağız.

Son not: Başta bahsettiğim yazımda Sn. Fatih Solak, Sn.Oğuz savaş ve hatta Sn. Kerem Gönlüm üst düzey hedefleri olan bir takımın oyuncusu olamazlar demiştim. Sn. Solak ilk elemede kadrodan çıkartıldı yanılmıyorsam. (Zaten elemeye alınması hataydı. Sn. Savaş da Efes cup sonrası büyük olasılık çıkarılacak. Onun da elemeye alınması hataydı zaten. Olmayacak işleri yapıp sonra olmadı demek o kişileri rencide eder bence. Kerem Gönlüm' de israr ediliyor. Ama ben onun yerine mutlaka bir orta mesafe şutu olan forvet koyardım. % 99 Bu dediğim olasılık aranacak.

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..