Avrupa ekonomisi kurtarılamaz ya Türkiye?

Uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşları belirli zamanlarda ülkeler hakkındaki kredi notlarını açıklıyor. Uluslar arası Para Fonu (IMF) Avrupa’daki ülkelerin Fransa ve Almanya sunduğu çözümleri değerlendiriyor. Dünya ekonomik anlamda gidip gidip geliyor. Uçlarda yaşıyor veriler. Günümüz dünya ekonomisinde Avrupa ve Türkiye üzerindeki etkilerini bu yazımda sizlere anlatacağım.

AB’nin bütçe açığı belli değil

Amerika’daki mali durumlar düzelmemişken işsizler Wall Street’i mesken tutmuşken zaten daha önceden de krize göz kırpan Avrupa’da ekonomik gerginlik artarak sürüyor. AB’nin ekonomik anlamda iki büyük devleti Fransa ve Almanya krizin çözümü konusunda nasıl bir yol izleneceği konusunda uzlaşamıyor. Fransa, Avrupa İstikrar Fonu’nun (EFSF) desteklenmesi gerektiğini söylüyor. Fransızların bu tavrının yanlış olduğunu, EFSF’nin desteklenmesi ile Avrupa’da yaşanacak krizin önüne geçilemeyeceği söyleyen Almanya. Durum sadece Fransa ve Almanya arasındaki bir engelden ibaret değil. İngiliz ekonomistler Avrupa Bölgesindeki bankaların Euro ihtiyacının 100 Milyar Euro olduğunu söylüyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) ise Avrupa bölgesinin 200 Milyar Euro’ya ihtiyacı olduğunun altını çiziyor. Her iki durumda Avrupa’da cari açığın boyutlarının büyük olduğunu gösteriyor. PIGS (Portekiz, İrlanda, Yunanistan, İspanya) Ülkelerinin de durumları ortada…

Avrupa Birliğindeki ülkelerin üretimi ne kadar çok olursa olsun birliğe aldığı az gelişmiş ülkeler Avrupa’yı bitirecek etmelerin başında yer alacak. Yunanistan konusunda ülkenin borçlarının yarısına yakınının silinmesi çare olmayacak. PİSG ülkelerinde işsizlik ve borçlanma hat safhada, tüm bunların yanında Almanya ve Fransa gibi büyük Avrupalı devletlerin gücü yaşanacak zincirleme bir ekonomik krizi önleyebilecek ölçüde değil!  

***

Kriz kapıda…

Türkiye’de durumlar nasıl? Ülkemizdeki cari açık yüzünden dövize müdahale edilmiyor. Döviz artarsa dış borç artacak. Dövizin artmasının olumlu bir yanı ise ithalat oranlarının düşmesi olacaktır. Eğer dövize müdahale edilir ve döviz düşerse kağıt üzerinde cari açık azalır. Fakat ithalattaki artışla beraber cari açık gizliden gizliye artmaya devam eder. Dövizin Türkiye gibi ülkelerde her zaman fazla hareketli olmaması istenir ve ona göre para politikası belirlenir. Türkiye için ekonomik anlamda korktuğum yılları diğer yazılarımda 2013-2015 olarak belirtmiştim. Bunun nedenlerinde biride 12 ay içerisinde süresi dolacak olan 132 Milyar dolarlık Dış borç! Hem ekonomide hem de uluslar arası siyasi arenada Türkiye’yi bu tarihlerde zorlu sınavlar bekliyor.

Son söz:

Avrupa’nın durumuna bakarak ders çıkarmamız lazım. Lakin şuan için ekonomik veriler kendini pek fazla belli etmese de ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumda Avrupa’dakinden pek parlak değil...

“Ne hayıflanacak kadar güçsüzüz, nede övünecek kadar güçlü”

-

Ekonomi ile ilgili yazdığım diğer kategoriler;

· Dünya Borsaları: http://blog.milliyet.com.tr/BloggerBloglar/?UyeNo=1620936&KategoriNo=184

· Ekonomi-Finans: http://blog.milliyet.com.tr/BloggerBloglar/?UyeNo=1620936&KategoriNo=11

-

S&S(Her Zaman Önde)

SAMET SERBEST

http://twitter.com/SAMETSERBEST