Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '10

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Avrupa Yazarlar Parlamentosu çalışmaları

Avrupa Yazarlar Parlamentosu çalışmaları
 

Amblem


<ı>
<ı>"Uzun bir tartışma her iki tarafında haksız olduğunun delilidir.” -Voltaire

<ı>"Hiç kimse yumrukları sıkılıyken net düşünemez.” - <ı>George Jean Nuthar

Avrupa Yazarlar Parlamentosu, 25–27 Kasım'da İstanbul'da toplandı. "<ı>Onur Konukları" ise Yaşar Kemal ile V. S. Naipaul olacaktı. Ne ki ‘<ı>N<ı>aipaul Vakası’ nedeniyle V. S. Naipaul katılmadı. ‘<ı>Müslümanlara ve İslam'a hakaret ettiği' gerekçesiyle yazın çevrelerinde tartışmalara neden olan ‘Naipaul krizi’ katılımcı yazarları üzdü. Kimi yazar yorum yapmaktan çekinirken kimisi krizi linç olarak nitelediler.Avrupa Birliği'nin 27 ülkesinden 100'den fazla yazarın katıldığı parlamentonun ilk gününde sessizliğin ayrımına varıldı.

Açılışta konuşan Murat Belge: “ Naipaul'un toplantıya katılmamasına üzüldüğünü dile getirdi. Belge, " Kusturica bağlamında da benzer bir şey yaşandı. Herhangi bir yazarı, herhangi bir sanatçıyı şu düşüncesinden veya bu düşüncesinden dolayı herkesin eleştirme hakkı vardır ancak 'Ben oraya gelirsem acaba ne olur' gibi kaygılar hissettirmek benim onayladığım bir şey değil " dedi. Belge, Müslümanlık üzerinden yaşanan bu iki olayın, ileride Türklük üzerinden de yaşanabileceğini ve sınırlarından içeriye aykırılık kabul etmeyen bir toplum haline gelinebileceğini de ekledi.

İskender Pala, Naipaul'un gelmemesinin, parlamentoda bir eksiklik yaratmayacağını savundu. "Naipaul'un İslam'ı rencide ettiği görüşlerine katılıyor musunuz?" sorusuna Pala: "Metinlerin bir kısmını gördüm. Türkiye'de kendi içimizde İslam'a Naipaul'dan daha ağır hakaret edenler var. Biz aynı duyarlılığı kendi içimizde göstermezken, konuk edeceğimiz birisine gösteriyoruz. Burada bir çelişki var, bunu anlamak lazım. Keşke gelseydi. Ben ona 'Hâlâ aynı fikirde misin?' diye soracaktım. Hâlâ aynı fikirdeyse 'Sizden bir özür bekliyorum' diyecektim. Eğer özür dilemezse de toplantıyı terk edecektim" dedi.

Cem Aktaş, Avrupa Yazarlar Parlamentosu'ndaki Komisyon Moderatörlüğü'nden "Ahmakça linç hareketinin parçası olmamak için" istifa ettiğini açıkladı.

Bir internet haberini vermek gerekirse: “Habertürk Gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca, Serdar Turgut ile hazırlayıp sundukları “<ı>İki de Bir” adlı televizyon programında, Nobelli yazar Naipaul’un eşinin beş vakit namaz kılan bir Müslüman olduğunu söyledi.”

Nobel Ödüllü yazar Jose Saramago'nun 18 Mayıs 2007 tarihind İstanbul'da öne sürdüğü düşünce kapsamında şekillenen parlamentoda Avrupa'nın önde gelen yazarları, eleştirmenleri ve akademisyenleri çeşitli yönleriyle Avrupa edebiyatını ele aldılar. Sadece ana akım edebiyatların değil Malta'dan Slovenya'ya tüm çevre ülkelerin temsilcilerinin geldiği dikkati çekti.

<ı>Jean Paul Sartre<ı>: “İnsanın özgürlüğü, kendisine yapılanlara karşı takındığı tavırda gizlidir.” der.. Din ve İfade Özgürlüğü” konulu oturuma ben de katıldım. Saptamalarım şunlar oldu: İlere sürülen düşünceler beklenen anlaşılırlık için açık ve net değildi.Bunda tercümenin de etkisi olabilir, düşüncesindeyim. Daha çok ‘<ı>Naipaul krizi’ konuşuldu. Çalışmalara düşen gölge dile getirildi. Hilmi Yavuz’un basında yer alan yazısının protesto içerikli olduğu belirtildi. “<ı>V. S. <ı>Naipaul, ırkçı ve İslam düşmanı durumuna düşürüldü. O da dinlenmeli” söyleyenler vardı.

Sadık Y. Uçarlar: “<ı>Sokrat’ın savunmasından devinimle dinin dogmatik ve mayınlı bir alandır. Konukseverlik açısından iletim kurulabilir.” Derken, Buket Uzuner: “<ı>Tartışmalar çığırından çıkmıştır. Hilmi Yavuz, ajan durumuna düşürülmüştür. İnsanlar elbette istediklerini söyleyebilirler. Ne ki diyalog için iki kişi gereklidir.” Dedi.

İngiliz asıllı Hari Kunzru, V. S. Naipaul’a yöneltilen saldırıları eleştirdi. Türkiye’de ifade özgürlüğüne olan baskıları dille getirdi.

“<ı>Medyanın durumu da göz önünde bulundurulmalı. Kimi medya grupları yangını körüklemişlerdir. Medya düşünceyi etkisiz kılıyor. Asıl düşünce değişime uğruyor. Şiir çevirisi de böyledir. Yazma ve anlatma özgürlüğü ortama bağlıdır. Eleştirmekle düşman kazanma çok kolay olmaktadır. Kendi dininizi eleştirmenizle bir başka dini eleştirmek farklıdır. Naipaul çağrıldığı için katılmayan yazarlar da oldu. Din ile devlet arasındaki ilişki önemlidir. Hoşgörü esas olmalıdır. Şiddet içermeyen eleştiri normaldir.” Gibi, Bir bakıma beyin fırtınası türü düşünceler ortaya konuldu.

Hilton Convention Center'da üç gün süren etkinliğin oturumlarında Jason Goodwin, Tahsin Yücel, Mario Levi, Adalet Ağaoğlu, Glenn Meade, Vikram Seth, Gündüz Vassaf, Cevat Çapan ve PEN International Genel Sekreteri Eugene Schoulgin'in de yer aldığı belirtildi.

AYP düzenleyicilerinden Edebiyat Yönetmeni Ahmet Kot ile ilginç bir yöntemle tanışmamız gerçekleşti. Tarsus’ta yapılan Şelale Şiir Akşamları’nda tanıştığım Kerkük Milletvekili ve güzel insan Fevzi Ekrem Terzioğlu’nun gönderdiği selamı Kot’a ilettim. İstanbul 2010 AYP düzenleyicilerinden Edebiyat Yönetmeni Ahmet Kot’un çalışmalarla ilgili düşünceleri (<ı>sonradan öğrendiğime göre) şu cümlelerden oluşmakta: “AYP’nin normale dönmesi gerekir, bu toplantılar gelecek yıllarda da genişletilerek sürdürülecektir. Avrupa ülkelerinde ara toplantılar halinde, ana toplantının yine İstanbul’da yapılacaktır.” E

tkinlikte oturumlardan elde edilecek bilgiler ışığında basın ve edebiyat çevrelerine duyurulmak üzere bir "<ı>İstanbul Deklarasyonu" sunuldu.

<ı>Yazımı, sonlarken Emile Chartien düşüncesine yer vermeyi yeğledim: “Hiçbir şey bir fikirden daha tehlikeli değildir. Eğer o fikir sahip olduğunuz tek fikirse...”

*

Muhsin DURUCAN

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..