- Kategori
- Yurtiçi Tatil
AVŞA ADASI
by Hakan OKER
Avşa'ya ilk gidişim 1973 de idi. Erdek'den günü birlik ailece küçük bir tekne ile gitmiş, adaya vardığımızda havanın aniden bozması sebebi ile ( Temmuz ayı idi sanırım ) adada bir gün konaklamak zorunda kalmıştık. O yıllarda adaya ulaşım zordu, İstanbul'dan 5-6 saatte gelen vapur açıkta demirler, yolcular küçük teknelerle kıyıya taşınırlardı. Limanın hemen arkasındaki tepede çingeneler hasır sepet örürlerdi. Elektrik akşam bir saatten sonra kesilir, jeneratörler devreye girerdi. Pansiyonculuk o zaman da moda idi.
Bu yaz üçüncü kez Avşa'ya gittik. Adanın 1969 yıllardan beri süren tatil sürecini yakından bakmak istedim. Üç gün konakladık. Adayı kıyıdan bütün sahillerini gezdim. Oldukça temiz, güzel kumsallarında denize girdim.
Avşa adası yassı, oldukça kurak, ağaçı az bir ada. Kış nufüsü 2500 cıvarında olmasına rağmen yaz aylarında 100.000 lere yaklaştığı söyleniyor. Pansiyonculuk hala çok yaygın, küçük otellerde var. İstanbul'dan günde dört sefer deniz otobüsü var, Tekirdağ ve Erdek'ten de seferler var. Hal böyle olunca cebine 500 lirayı koyan gezgin akın ediyor adaya. Anlıyacağınız Temmuz ve Ağustos aylarında ada kalabalık, gelen gezgin kalitesi de düşük. Ada'nın arka koyları nisbeten daha iyi, ama konaklama az. Örneğin Yiğitler'deki sahil güzel, Altınkum plajı iyi ama imkanlar sınırlı.
Adada su sıkıntısı var, kumsalda duş imkanı yok, kabinler sınırlı ve paralı. Merkezdeki sahilde şezlong ve şemsiye belediyenin tekelinde uygun fiyata kiralayabiliyorsunuz. Yeme içme genelde et ve hamur işi ağırlıklı, az sayıda sulu yemek yapan yer de var. Fiyatlar uygun denilebilir. Bir kişi 20-25 TL ye doyabilir. Sınırsız kahvaltı 10-15 TL civarı.
Gelelim gece hayatına. Buraya gelen misafirlerin büyük bir çoğunluğu eğlenmeye geliyor. Dans, içki, kız tavlama ve geceyi tatlı sonla bitirmek isteyenlerin burayı tercih etmelerini anlayabiliyorsunuz. Özellikle bekarlar için ada geceleri hayli renkli. Hele ceplerinde para da varsa. Kumsallanın bir çok yeri geceleri kafe-bar oluyor, canlı müzik çok yaygın. Kalabalık çok olunca deniz kenarında oturup birşeyler içmek için yer bulmada zorlanıyorsunuz.
Pansiyonlarda sabah kahvaltısı yok, duş sonrası havlu, saç kurutma makinası verilmiyor. Neden? diye soruyorsunuz. Havlular çalınıyor, makinalar çol sık bozuluyormuş. Ben şaşırdım, sizi bilmem.
Ben bu köşede bütün adalarımızı yazdım. Gökçeada, Marmara Adası, Bozcaada. Avşa'yı da eklemiş bulunuyorum. Bana sorarsanız, Avşa en son tavsiye edeceğim ada. Yanlış anlamayın, ada bu durumu hakketmiyor, uzun yılların getirdiği bir yorgunluk var adada. Yönetimler, ada esnafı, ada sevenler bir araya gelip Avşa'yı yarınlarda daha güzel hale getirebilir. Neticede ada kültürü her zaman farklı ve güzeldir.
Unutmadan Avşa ile Erdek arasında yer alan en az Avşa büyüklüğünde Paşalimanı adası var, keşfedilmeyi bekliyor. Yeterki bu ülke insanı adaları sevsin. Ben yeterince sevdiğini düşünmüyorum.