Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '10

 
Kategori
Deneme
 

Ay tutulsa

Ay tutulsa
 

Diyelim ki bir eşeklik ettim ve tamam dedim. Ne yapacaksınız şimdi? Bütün bunları, aklımdan geçenleri, her yönüyle bilmeden tamam deyişime şapka mı çıkaracaksınız? Aman efendim o zaman görünmez mi kel başınız. İşte konu tam da bu; kel başınızın daha doğrusu, kafatasınızın, ondan da ötesi, kafatasınızı da açtığımızı düşünerek, o ince narin zarı ayırıp, beyninizi görüyoruz.

Hafif griye çalan beyaz bir kıvrım. İçinde nelerin oynaştığını ne dolaplar döndüğünü görüyoruz. Öyle ya her insanın beyninde bir fır döngü, bir dönme dolap kolaycılığı yokmu?

Neye acıkıyor beyniniz? Kuramsal olarak bunu bilmem mümkün değil. Ama siz ne hinoğlu hinsiniz. Bütün bunları bildiğiniz halde saf görünmeye çalışıyorsunuz. Aslında benim görevim ay’ın mıknatıs etkisi ile ilgili bir araştırmadır. Bu etki hiç kuşkusuz beyninizle iletişim içindedir. Her ay tutulduğunda ağlamanıza şaşmamak gerekir.

Şimdi nereden aklıma estiyse bu? Söylesenize gerçekten ağlıyor muydunuz ay tutulduğunda? Sizi daha iyi tanıyabilmek için o duygu sürecinin içine girmem gerekir. Haydi başlayalım. Bir iki üç. Olmuyor fena halde afalladım. Gülmeyeceğinize söz verirseniz neler olduğunu anlatayım. Aklıma tavşanlar geliverdi, sanki beynime tavşan düşün demişim gibi. Ah asi beyin. Bazen beni dinlemediğinin farkındayım. Ne densizdir o.

Bu arada o mu bana hükmediyor, ben mi ona? Belli değil. Düşüncelerimi kim yönetiyor? Bir komutan olmalı değil mi? Neyse biz ona en iyisi yönetici diyelim. İşin açıkçası yöneticileri de beğenmek zordur. Herkes kendini yöneticinin yerine koymak ister. İnsanoğlunun doğasında vardır bu. Herkes yönetmek ister. Kimse yönetilmeyi içine sindiremez. Bu durumda ben yönetici olsaydım şöyle şöyle yapardım der.

Kendi dünyalarımızda ne kadar mutluyuzdur. Neden karışırız ki bir başkasının işine. Hadi herkes kendi işine baksın. Sakın yanlış anlaşılmasın kabalık etmek istemiyorum. Sadece dostça bir öğüt bu.

Duygusal olarak ne kadar yıpranmışım. Birisi zımparayla ruhumu düzleştirmeye çalışıyor sanki. O kadar mı olur? Ruhum öyle yaralı yamyassı kalmış. Tıpkı bir fok balığının sırtı gibi.

Zavallı hayvanları da nasıl öldürüyorlardı? Kafalarına telle vura vura. İçim kaldırmıyor böyle şeyleri. İnsanoğlu ne kadar vahşi, Medenileştiğimizi sanıyoruz ama ruhumuz medenileşti mi acaba?

Asıl olması gereken ruhun medenileşmesidir. Ruhumuzun taş devrinde yaşadığına yemin edebilirim. Belki benim ruhumda öyledir.

Ama biliyorum ki ay etkisi yaşıyorum. Bir tür mıknatıslanma… Bundan ötesi var mı? Ay’a aşığım. Ay tutulsa yüreğim tutulur, kararır gecelerim.

 
Toplam blog
: 261
: 335
Kayıt tarihi
: 30.08.10
 
 

Anadolu Üniversitesi İşletme fakültesi mezunuyum. Çeşitli kuruluşlarda muhasebe ve dış ticaret or..