- Kategori
- Sinema
Aya’dan SELAM var
Sinema sadece beyaz perde değildir
Aya’danSELAM var
Sinema sadece beyaz perde değildir. Bazen bir film bir sinema yapıtından öte derin izler bırak bir yapıt olur. Babam ve Oğlum, Kelebeğin Rüyası ve ardından gelen Selam filmi. Asırların içinden serdengeçtiler, akıncılar, alperenler ses verir. 3 Yaşam, 3 kıta ve 3 hikaye… Hepsinin içinde inanç, Anadolu insanı ve dünya gerçekleri var. Asırlardır ötelenen, ezilen, başkalaştırılan halkların şefkat, merhamet ve iyilik iklimleri ile buluşmasının hikâyesidir SELAM.
EN ÖNDELER
Bu milletin sırtı yere gelmez. Çünkü beslendiğimiz pınarlar, akil önderlerimiz ALLAHIN SELAMIYLA gelmeyi, gönüller fethetmeyi öğretti bize. Sonsuz kültür, derin tarihten gelen bilinçaltı TÜRK OKULLARI ve önde giden atlılar ile yeniden canlandı. Onlara proje dendi. Onlara Cumhuriyetin temeline kibrit çöpü yakacaklar dendi. Onlara misyoner dendi. Suskun ve sabır ile hizmete devam ettiler. Ne Cumhuriyetin erdemlerinden vazgeçtiler, ne şanlı Türk Bayrağının gölgesinden ayrıldılar. Sınırları aştılar, sınırlar kaldırdılar. Yüreklerdeki sınırları yok ettiler. Siyahla beyazın farksızlığını öğrettiler. Sevginin, hoşgörünün, birlikte yaşamanın her şeyden önemlisi yüce yaratıcının renginin olmadığı akıllara yerleştirdiler.
AFRİKA’YA İADE-İ İTİBAR
Kıta Afrika’sı toprakla barışık insanların ülkesidir doğanının insanları asırlarca sömürgeci zihniyetle köle, maden kaynağı ya da silah pazarı olarak kullanıldılar. Yıllar sonra Anadolu’dan Şeyh Edebali’nin torunları’ ’İNSANI YAŞAT Kİ’’ diyerek bu topraklara ayakbastılar kendi ülkelerinin, dillerinin, inançlarının sahibi itibarlı halka onurlarını, kişiliklerini her şeyden önemlisi insanlıklarını iade ediyorlar. Bir ışık yaktılar karanlık ile insanlık arasına. Şimdi bir nesil yetişiyor Afrika’da Türkçe konuşan ve insanı insan diye seven.
AH BOSNA
Balkanlar denilince akla Osmanlı gelir.1912’de yaşananlar bir dramın içinde bir veda, bir ayrılık bir o kadarda merhabadır. Cihan İmparatorluğunun dört bir yanındaki çöküş en hızlı Balkanlar’da yaşanmıştır. Rumeli bir ‘’GAZA’’ diyarıdır. Orta Asya’dan Malazgirt ile başlayan kutsal fetih, İstanbul’un fethinin ardından Balkanlara yayılmıştır. Türküler bile akıncı türküleridir. Serdengeçti Akıncılar Avrupa’da bir VATAN kurdular. Şimdi asırlar sonrası FATİH’in torunları tekrar fethediyor BALKANLARI. Bilim ile okul ile kitap ile en önemlisi TÜRKÇE ile. Bugün o topraklarda yeni nesil yetişen gençler Türkçe konuşuyor. Ve sevmeyi Türkçe öğreniyorlar. Bu hizmet yeni Srebrenika’ların yaşanmaması için MEVLANA tohumlarını ekiyorlar. Şimdi hasat zamanı…
AFGAN KÖYLÜSÜ
Asya’nın göbeğinde asırlık savaşların, göçlerin, intikamların ülkesidir Afganistan yokluğun, savaşlarının milleti 2 neslinin yok oluşunu yaşadı. Bir nesil mayınlardan, savaşlardan sakat yetişti. Fakirdir Afgan halkı. Sonra Anadolu’dan Yunus Emre nesli yürüdü Afgan dağlarına ‘’Ete kemiğe büründüler’’ ve Kabil’de göründüler. Okul açtılar, yürekleri açtılar. Fakirliğin, yokluğun kader olmadığın anlattılar. Daha güzel bir dünya inşaa ettiler. Afgan çocuklarına mücadeleyi, onurlu olmayı öğrettiler. Mehmetçik barış olarak Kabil sokaklarında nöbet tutarken, bir başka sevgi yürekleri tuttu. Bir sevgi tutulması yaşandı. Yani Afganistan’da doğacak baharın tutulması. Sıkı tutun ve bırakmayın.
VE AYA’DAN SELAM VAR
Cennet’in rengi yoktur AYA..SELAMINI ALDIK..ALEYKÜM SELAM….
Güngör YAVUZASLAN
Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır