- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ayağa kaldırdığın seni unutur mu?

Avcılar Kaymakamı Savaş Tuncer ve Minik Fatih
4 yıl önce Akçakoca'ya geldiğimde, Ege'deki sahil kasabası ve şehirlerine nazaran daha hırçın ve daha içine kapalı bir şehir karşıma çıkmıştı.
Daha doğrusu kendisinin farkına varamayan bir şehir bulmuştum. Ayağa Kalkamamış bir şehir...
Mesela o zaman Fakıllı Mağarası yoktu. Turizme açılmamıştı. Hatta 3 yıl önce Kocaeli'nden gelen uzman bir ekip ile girdiğimizde mağaraya eğilerek dizlerimizin üzerinde 700 metre kadar yürümüştük.
Sonra, Sarıyayla ve Aktaş Şelaleri'nin yolları da olmadığı için oraları gidip görmek için araç gereç olması ve dağcı eğitimi falan almak gerekiyordu. Yine 636 yıllık bir tarihi caminin kimse farkında değildi.
Orhangazi Cami buradamıydı onu bile bilmiyorduk. Meğerse Çayağzı Köyü'nde bir tarih yatıyormuş. Bir de 130 Yıllık Hemşin Camisi de varmış. Onu da yeni öğrendik. Bu iki camide restorasyonu yapıldı turizme açıldı.
Akçakoca'nın 43 tane köyü varmış, hepsini görebilmek için 4 yıl önce 4x4 araç gerekirdi. Şimdi ya yolları sokakları kilit parke ya sıcak asfalt yada stabilize yol valla.
Şehir merkezinde Kocaman atıl bir bina vardı eski vergi dairesi diyorlardı adına. 4 yıl önce öyle bomboş duruyordu. Şimdi orası Gençlik Kültür ve Sanat Merkezi olmuş. İçinde bilgisayar laboratuarı ve kütüphanesi de varmış. Bunun yanında orada; Tulum, kemençe, gitar, saz kursları, Bilgisayar kursu, Ebru sanatı ve resim kursları, Meslek edindirme kursları, Yabancı dil kursları da veriliyormuş.
Bizim devlet okullarında her sınıfta akıllı tahta bilgisayar laboratuarları, sınıflarda bilgisayarlar ne arar diy mi? Akçakoca'da bir kampanya yapmışlar, her sınıf akıllı tahta, bilgisayar... Valla bravo. Ki o yıllarda Akçakoca'nın eğitimdeki sıralaması Türkiye'de ortalardaymış. Şimdi ilk 20'de... SBS, OKS, ÖSS vız gelip, tırız gidiyormuş. Bu arada her okulun fiziki ihtiyacı da kalmamış. Köy okulları dahil oyun alanlarında bahçe düzeni ve tuvaletlerine kadar tam bir modern yaşam alanı olmuş okullar. Siz onu bırakında köylerdeki anaokul çağındaki çocuklar tel tek arabalar ve rehberler eşliğinde her gün şehir merkezindeki anaokullarına taşınmış yani pes doğrusu...
İlçe genelinde yürütülen KÖYSES çalışmalarında, hizmet kalemi köylünün öyle bir desteğini görmüş ki; oradan gelen gelirle kepçe, kamyonlar, otomobiller alınmış 4 yılda. Bir zamanlar kendi işlerine yetmeyen Köylere Hizmet Götürme Birliği filosu da, iş araçları ile komşu köylere, beldelere, ilçelere yardım edecek hale gelmiş.
4 yılda arıca, çevre konusunda büyük çalışmaları da yapılmış. Çevreyle ilgili STK'lar desteklenmiş. Eğitim çalışmaları yapılmış. Seminerler, konferanslar kampanyalar derken, yurtdışındaki ülkelerden gönüllü gençler getirilmiş çevre temizliği için. Yabancı uyruklu gençler ellerinde eldiven poşet Akçakoca'da çöp toplamışlar. Akçakoca'da çevre bilinci artsın diye...
Malum Karadeniz hırçın, deli bir deniz... şakası yok... Akçakoca'da her yıl ortalama 7-10 kişi boğularak hayatını kaybedermiş. Son iki yıldır yapılan uyarı çalışmaları ve cankurtran projesi ile bu rakam, sahillerde sıfır boğulma vakasına gelinmesini sağlamış.
***
4 yıl önce yeni bir Kaymakam gelmiş Akçakoca'ya. Adı Savaş Tuncer...
Napolyon, para para para diye sayıklaya dursun... Savaş Bey, eğitim eğitim eğitim demiş.
Benim yukarda yazmaktan yorulduğum icraatlar 40 yılda olmaz arkadaş denilirken, 4 yılda yapılıvermiş. Eee devlet görevi Savaş Bey'in Akçakoca'da ki görevi tamamlanmış, sırada İstanbul Avcılar varmış. Türkiye'nin en kalabalık 5 ilçesinden biri.
Bu şehir Savaş Beyi unutursa da Akçakoca'nın 4 yıl öncesine tanıklık edenler kolay kolay unutmaz... Hele şimdi 4 yaşına gelen minik Fatih hiç unutmaz...
Fatih'de 4 yıl önce doğmuş... Hastalığına belki Akçakoca'nın havası iyi gelir diye Akçakoca'ya gelmişti. Yüreyemiyordu... Artık yürüyor... Anne ve baba kokusundan sonra bir bu şehrin kokusunu da unutmaz..
Birde… Fatih'in dünyaya geldiğinde Akçakoca'ya gelen, Akçakoca ile birlikte O’nu da ayağa kaldıran Savaş Amcasını unutmaz...