- Kategori
- Siyaset
Ayak Bağı Olmasın Ayakkabı Olsun
Anayasal kuruluş olan ve kuvvetler ayrılığının bir ayağını oluşturan yüksek hukuk kurumları, iktidarlara ayak bağı olmasın daha çok iktidar ( "astığı astık kestiği kestik") olmak için ayakkabı olsun.
Ayağımıza giyelim istdiğimiz tarafa istediğimiz gibi gidelim. İstediğimiz memuru istediğim yere atayayım, istediğimi beğenmiyorum deyip görevden alayım. Devletin kuruluş ilkelerini (zaten kuruluşta muhalefet olarak) istediğim gibi değiştirme manevraları yapayım hukuku dolanıp amacım ulaşayım demek; ne kadar etik ve Hakk'a kukuka helala-harama uygun düşer. Keyfi bir idari sistem mi amaçlanmaktadır, yoksa devletin kuruluş ilkeleri üniter yapı ve bölünmez bütünlük konularında bilinmeyen ve istenmeyen hesaplar mı vardır?
Peki neden değişikliğe ihtiyaç duyuldu?
İkitidar kendi bildiği yolda daha serbest bağımsız hukuk engeine takılmadan yürüsün diye. Diyelim ki bu iktidar iyi niyetli peki iktidar hiç değişmeyecek mi? Bütün iktidarlar için hukuksal bir dörpüyü ellerine vermek neye güvenerek yapılmaktadır.
Bu anayasa değişimini isteyen ve destekleyenler, muhafazakar ve dini bütün gözüküyorlar ama özerk kuvvetler ayrılığının eski İslam alimlerinden beri gelen bir fıkhi ve hukuksal bir gelenek olduğunu görmezden geliyorlar. ( http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=90994 )
Yani bir kurum ve kişi hem yargıç hemde yargılanan olabilir mi? Ya da yargılanan kişi ya da kurum kendisinin yargılanması için yargılanacağı mahkemeyi kendisi kurabilir mi. Diyelim ki kurdu elinde ki kuvvat ve imkanlarla bir şekilde bunları yaptı!
Bu durum hukuksal ve vicdani olarak kabullenilecek bir sistem ya da objektif bir kamusal kurum sayılır mı? (Terazi adalet kurumunda gözükecek ama masaya vurulan tokmak iktidarın insiyatifinde olacak. ) Poltikaların samimiyetsizliği, bir taraftan alevi açılımı yapacaksın, diğer taraftan adli kadrolardan alevileri temizleme operasyonu yürütecek düzenlemeleri yapmaya çalışacaksın. Münafıklık, fitne, fasat hayır getirmez.
Bu düzenlemeler modern hukuk açısından ne kadar garabet se! Onlarca asır öncesinde de binyıllar öncesinde de ilahi kaynaklarda da yargılanacakların yargıyı dizayn etmesi normal karşılanmış mı?
Herhalde karşılanamaz. O halde akla dahi yatkın olmayan Allah'ın akl'edin direktifine uyarak bu yorumları düşünerek yapılanlara 'hayır' denmesi gerekmiyor mu?