Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Aydının geri zekalı ve aptal olanını severim(!)

Aydının geri zekalı ve aptal olanını severim(!)
 

Geri zekalı olmak, deli olmak, cahil olmak ne güzeldir. Yaptığınız hiçbir işte, söylediğiniz hiçbir sözde sorumluluğunuz yoktur.

“Deli, geri zekalı, aptal, cahil” vs vs deyip geçer herkes; söylediklerinizi umursamaz.

Ama akıllıysanız, kafanız çalışıyorsa, okuyup yazmışsanız, eğitimliyseniz… Çok büyük bir sorumluluk yüklenir omuzlarınıza.

Hele bir de kendinizi “aydın” olarak görüyor ve insanların da sizi öyle görmesini istiyorsanız, “pardon” deme hakkınız bile yoktur.

Hele hele bu özelliklerinizin yanında, bilginin her türlüsünün çağlayan, coşan, taşan akarsular gibi aktığı bir yerlerde duruyorsanız…

Sorumluluğunuz çok büyüktür.

Dileyeceğiniz hiçbir özrün açıklaması olamaz. Olsa bile inandırıcı olamaz, kimse inanmaz size!

Çünkü siz aklınızla, eğitimizle, bilginizle, konumunuzla, diğer (sıradan) insanlardan çok farklısınızdır. Onların göremediklerini görür, anlayamadıklarını anlar, bilemediklerini bilirsiniz.

AKP’nin yeni anayasa taslağı ile başlayan tartışmaları izlerken ister istemez bunlar geliyor aklıma.

Üniversitelerde akademik kariyer yapmış, büyük gazetelerde tepe noktalarda 10 yıllarca çalışarak deneyim kazanmış, akla gelecek) tüm kişi ve kurumlar ile içli dışlı olan anlı şanlı yazarların, fikir adamlarının bugün olan bitenlere bakıp “Aaaaa? Niye böyle yapıyor bunlar?.. Ama bu yaptıklarınız demokrasiyle bağdaşmıyor ki…” filan gibi sözler söylemeleri hiç inandırıcı gelmiyor.

Kenar mahalledeki işsiz, gariban Mehmet yarın çıkıp, “Abi bana her ay yiyecek, odun, kömür veriyorlardı… Ben bunlara aldandım… Meğerse hiç söyledikleri gibi insanlar değillermiş. Kandırıldım!..” dese, hiç kimsenin gıkı çıkmaz. Mehmet eğitimsizdir, çaresizdir, garibandır, kafası ince politik hesaplara basmaz… Kandırılmak için her türlü koşula sahiptir.

Bugün “Kandırıldım, kandırıldım!...” diye çığlıklar atarak gazete sütunlarında oradan oraya koşuşturan bilim adamı etiketli yazarlarımızı, düşünürlerimizin aldanma lüksü yoktur!.. Aldanamazlar!... “Pardon” deme, özür dileme lüksleri yoktur, Olamaz!.. “Aldatıldım, özür dilerim” diyemezler!...

Hani, “Kanaat önderi” derler bir kavram vardır ya… Onlar ne derse, ona değer veren, her sözünü doğru kabul eden insanlar koşulsuz inanırlar kendilerine… Bu sözünü ettiğimiz yazarlarımız, bilim adamlarımız, düşünürlerimiz de onlar gibidir. Hele de bizim toplum gibi kendileri adına düşünen, konuşan, eylem yapan adamların peşinden sorgusuz sualsiz giden insanlar için… Onlar’ın her dediği doğrudur; onlar “böyle diyorsa” vardır mutlaka bir bildikleri!.. Onlar’ın hikmetinden sual olmaz!..

Peki şimdi biz sorsak bu değerli yazarlarımıza, düşünürlerimize, bilim adamlarımıza… Desek ki,

“Abi sen geri zekalı mısın?”

Kabul etmez hiçbiri.

“Aptal mısın?” diye sorsak… “Evet aptalım” cevabını almamız mümkün değildir.

“Cahil misin?” diye sorsak… Sizce cahilliği kabul ederler mi?...

Yani… En başa dönersek… Bu insanlar akıllıdır, zekidir, eğitimlidir, kültürlüdür, vizyon sahibidir… Vs.. Vs…

E peki… Bu adamların bir tek sözü, makalesi, televizyon programı ile binlerce, milyonlarca insan seçimlerde birilerine oy veriyor ya da vermiyor…. Verilen (ya da verilmeyen) bu oylarla ülkenin, bizlerin, çocuklarımızın kaderi değişiyor.

Üzerinde böylesine büyük sorumluluk olan insanların “Pardon… Yanılmışım…” deme lüksü var mıdır?

Bu kadar akıllı, eğitimli, kültürlü “vizyon sahibi” insanın aldanacağına, yanılacağına aklınız kesiyor mu?!..

Bu kadar akıllı, eğitimli, kültürlü, vizyon sahibi “aydınlarımız” bile aldatılabiliyorsa… Yeterli eğitim almayan, kültürden, dünyadan uzak, kendi başının derdine düşmüş gariban halkın halini varın siz düşünün!..

E bu durumda… Hangi şark kurnazı politikacı bu ülkede politika yapmak istemez ki?!...

“Bu aydınlarımız” keşke cahil, geri zekalı, aptal olsalardı… Ne güzel olurdu. Hiç olmazsa sadece kendileri aldanır, yanılır, hata yapar… Peşlerinden binlerce, milyonlarca gariban vatandaşı da götürüp, yarınlarımızı uçurumdan aşağı atmazlardı, atamazlardı.

Artık ben, aydının geri zekalı ve aptal olanını seviyorum(!)

En dip not: Bu yazının, "bazı yazarlarımızın" son günlerin popüler mevzuu "mahalle baskısı" başlıklı günah çıkarma yazıları ile bir ilişkisi olmayıp, benzerlikler rastlantıdan ibarettir.

 
Toplam blog
: 118
: 1658
Kayıt tarihi
: 20.06.06
 
 

70'li yılların sonlarına doğru (1977 veya 1978... Belki de 1979...) tüm zamanların efsane dergisi..