Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Türban...

Türban...
 

Mevzu güncel, reytingleri de pek yüksek. Yazılanlara bakıyorum da şöyle bir gülüp geçiyorum bazen.

Bugün bir rektörümüz türbanlı kızlar ODTÜ ve Bilkent'i kazanamaz o kadar puan almıyorlar demiş. Öyle okudum. Bu nasıl bilim adamlığıdır? Nasıl bir eğitimciliktir hayret. Vallahi hayret. Billahi hayret. Söylediğinin tam aksi olduğunu biliyor tabii. Bizler de biliyoruz. Bilmediğimiz koca koca adamların bu halleri. Bir diğer saygıdeğer Prof. umuz türban konusunda AİHM nin kararlarının bizim anayasamızdan önce geleceği konusunda açıklama yapmıştı. Gazetelerde okudum, elinden hukuk diplomasını alın nasıl şey bu diye yazdı dinle ilgisi olmayan yazarlar. Bir hukuk profesörü bütün ilkelerini ve birikimini böyle ziyan edebiliyor işte. Bakalım üniversiteye döndüğünde öğrencilerinin karşısında nasıl açıklayacak bu çelişkiyi, hep birlikte göreceğiz.

Artık her yerde herkes bir şeyler yazıyor, söylüyor. Kendi dediklerinin aksine bir düşünceye de tahammülü yok nedense. Burada bile bir arkadaşımız bu konuda yazdığı yazı ile ilgili yaptığım yorumları kaldırmış sayfasından. Şaştım kaldım. İlginç geldi bana bu tahammülsüzlük.

Deniliyor ki türban serbet kalırsa açık kadınlar huzursuz edilecek. Neden? Çünkü türban dini bir simge ve dinin emri. Herkesi zorla kapatacaklar. Allah'ım aklıma mukayyet ol Yarabbim diyorum bunları okuyunca. Türban bizim hayatımızda, evimizde, çarşımızda her yerde. Bu zamana kadar kim kimi zorla kapamış? Ayrıca dinin diğer bir emri de namaz. Camilerimizin bahçesinde oturuyoruz. Ağaçların altında dinleniyoruz. Kimden duydunuz şimdiye dek cami bahçesinde oturan birinin namaz vakti zorla camiye sokulduğunu? Üstelik namazı çok kişi hem de günde beş vakit kılıyor. Günde beş defa dini bir uygulamayı herkesin içinde yapıyor. Kadını da erkeği de kılıyor. Kılmayana kim ne diyor? Türban dini bir simge ise namaz ne peki? Namaz kılanlar hangi karanlık çağı sokuyor gözümüze?

Türban sadece saçları kapatıyorsa insanların beyinlerini böyle kapatan ne o zaman? Burada başörtüsüne dil uzatan biri yurt dışında bir rahibenin kıyafetine dil uzatabilir mi? Türbanlı kızlara ''başı bohçalı'' gibi terbiyesiz bir ifade kullanan kişiler söyleyebilir mi bir rahibeye bunu? Aydın olmanın gereği değil mi inanca saygı? Aydın olduğunu söyleyen birileri nasıl bu kadar ''yobaz'' olabiliyor tuhaf şey.

Eskileri düşündükçe huzursuz oluyorum. Provokasyonlar olacak, açık kadınlara saldırılar yapılacak, türbandan bilinecek. Çirkin oyunlar servis edilecek. Gazete ve televizyonlarda ne mizansenler sahnelenecek. Örneklerini çok gördük. Hatırlayın geçmişte yaşadıklarımızı. 12 Eylül öncesini, çok değil. Birileri kendi din düşmanlıklarını ortaya koymak için en küçük fırsatı bile kaçırmayacak. Birileri kendi hezeyanlarını dökecek ortaya. İnsanlarımız doğru mu acaba bunlar demeden inanacaklar olanlara. Hem üzülüyorum hem de gülüyorum. Kedi yavrularının önüne oynamaları için yumaklar atarsınız ya. Bakar gülersiniz sevimli hallerine, yumak peşinde kendilerini şekilden şekile sokmalarına. Bir metrelik kumaş parçasını avucunuzda buruşturup ortaya attınız sanki. Koca koca adamlar ucunu bucağını yakalayacağım diye ne hallere giriyorlar kedi yavruları gibi. Bir de namaz tespihi atsak önlerine fena olmayacak sanki. Gülüyorum desem de hüzünleniyorum aslında. Örtülü olmasam da hüzünlendiriyor beni bu olanlar. O zaman yaşlıların bilgeliğini örnek almaya çalışıyorum. Görmüş geçirmiş bir ninenin gözlerindeki dinginliğe sığınıyorum. Dudaklarındaki o ''bu da geçer'' gülümseyişini ödünç alıyorum. Başını hafifçe yana sabırla eğişini istiyorum bir de. Caminin bahçesindeki ulu çınarın verdiği huzurun sükunetiyle yazılmış söylenmiş bütün o çirkinlikleri o ipek başörtüsünde toplayıp silkeliyorum usulca bahçenin bir köşesine.

 
Toplam blog
: 403
: 1023
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Kendi halinde biriyim, ziraat mühendisiyim. Emekli oldum ve kendi işimi kurdum. İzmir'de yaşıyoru..