Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '08

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Aydınlanma çağı insanı

Aydınlanma çağı insanı
 

Kahvaltı masasının vazgeçilmezidir gazete. Her evde değil elbet ama entellektüel camiadan tutun da okumaya heves sarmış her ailede; bakkalın sıcak ekmeğine promosyon gibidir sıcak gazete. Ekmek üzeri tereyağı gibi çay ile birlikte yudum yudum hazmedilir her bir satır. Haberler titizlikle seçilir ve kimi hallerde –vay be, denecek kadar yüksek sesle, masadakilerin de okuduklarımızın etkisine kapılmasını isteriz.

Ceketimizi giyinip artık evden çıkarken, kapımızın önünde olup biten her şeyden artık haberdar olmanın güven verici keyfiyle birlikte çıkarız evden. Yolda karşılaştığımız ilk kişiye, -Ben seni tanıyorum, hakkında bilgim var, diyecek kadar da ileri götürebiliriz. Yine de temkinli olup bildiklerimizi çok da paylaşmak istemeyiz.

Peki, bir gazeteden neleri alabileceğimizi düşünür müyüz? Mesela bilgi: Evet; elbette bilgi ediniriz. Taze bilginin üstüne yorum da alabiliriz. Hatta kulaktan duyduğumuz ya da televizyondan seyrettiğimiz haberlere hazır yorumlar da alabiliriz. Artık bizim kafamızı patlatmamıza gerek yoktur, zaten yorumlar hazırdır. Bize uygun düşen birini hemen hazmederiz. Ne de olsa ekonomik gelmiştir bilgi bize. Gazete fiyatına bedavası bol yorumlar. Onca işin içinden bir de gündemi yorumlamakla nasıl uğraşacaktık ki?

Gazetecilik ilginç bir meslektir. İlk ürünlerine baktğımızda gazetelerin sadece bilgiyi dağıtmakla ortaya çıktığını görmekteyiz. Bilgi de güç oluşturmakta. Güçlü bilgiye de güçlüler ulaşmakta. Güçlüler rakiplerini güçlü bilgilerle güçsüzleştirmekte. Zayıflar güçlenmek için bilgiyi elde etmenin derdinde. Güçlüler ile güçsüzler arasında yer alanlar mefaatleri doğrultusunda bilgiyi (gücü) birine pazarlamakta. Sonra bilgiyi elinde tutan kurumlar oluşmakta. Bu kurumlar güçlenince artık bilgiyi pazarlamanın yerine ellerindeki bu bilgi ile birlikte etraflarındakileri kontrol altına almanın derdinde. Bu kurumlar güçlü olduklarını göstermek için de –biz her sabah sıcak ekmek ile birlikte hazmedilmekteyiz, demekteler.

Bilgi güçtür, sözü doğrudur. Ama bu gücü kendi menfaati doğrultusunda kullanmak? İşte burada durup düşünmek lazım. Buradan daha derine inmek için başka bir yazımızı kullanırız. Bilginin kaynağı üzerine, batı ile doğunun bil kaynağına şimdilik değinmeyelim. Asıl konumuza geri dönecek olursak, bilgi güç ise yalan olan nedir?

Bugün okuduğumuz bir haber ileriki zamanda belgeleri ile birlikte yalanlanabiliyorsa, biz artık sıcak ekmeğimize taze tereyağını sürüp de okuduğumuz o haberleri nasıl hazmedebileceğiz? Neden buna bir sınırlama yok? Neden buna bir kontrol mekanizması oluşturulmak istense medya ısrarla buna “sansür” adını takıyor? Belli ki herkes bir kalkan bulmuş onun arkasından dövüşmekte. Tıp ki “sansür” kavramını kendine kalkan yapanlar gibi. Mesela ben desem ki; bir gazetede akıllı işaretler olsa. Nasıl mı? Yorumların üstüne yorum yazılsa ve bir işareti olsa, her gazete aynısını kullansa. Haberin üzerinde, belgeli haber yazsa, ajans haberlerinde ajans haberi ibaresi olsa. Ve biz de bilsek okuduğumuzun gerçekten belgesi olup olmadığını. Okuduklarımızın yorum mu, eleştiri mi, karalama mı, iftira mı olduğunu bilerek okusak da bizim yerimize hazır yorum yapanların yorumları ile değil, aydınlanma döneminde, modern insanın aklı ile tabiatı dahi kontrol ettiği zamanda bizde kendi aklımızla değerlendirsek haberleri.

Her şey hazır, düşünceler, bilgiler, yazılar… Bizim yerimize düşünenler var, bizim yerimize yazanlar var ve bizim yerimize yaşayanlar var. Aydınlama çağıyla birlikte insana aklını kullanması sürekli telkin edilirken neden düşünme yeteneğimiz elimizden alınır?

Kavramları kendilerine kalkan yapanlar dedik ya, ileriki zamanlarda biraz da bu kalkanların arkasında yatanlara değiniriz. Bir düşünmek gerek, kim hangi kavramı sürekli kullanıyor, kim neyi sürekli tekrarlıyor? Ve düşünmeye devam etmek gerek; sürekli tekrarların arkasından kim neyi nasıl götürüyor

 
Toplam blog
: 32
: 3380
Kayıt tarihi
: 08.02.07
 
 

Bilgi hegemonyasında her türlü medya araçlarında onbinlerce bilgi ile günlük yaşantımızda karşılaşma..