Ayıp...

-Elin oğlu (Japonya) 9 şiddetindeki depremde sarsılmazken, biz 7,2 şiddetindeki depremde yıkıldık, ayıp…

-Müteahhitlerimizin kazanma hırsı inşaatların malzemesinden çalmamıza engel  olamadı, çaldığımız çimentonun, demirin altında kaldık, ezildik, ayıp…

-Oturulamaz binalara oturulur raporu verdik ya da deprem yönetmeliğine uygun olmayan binalara resmi makamlar olara ruhsat verdik, yıkıldık, içine gömüldük, ayıp…

 -Deprem oldu yine hazırlıksız yakalandık, depremin tekerrür edeceğini biliyorduk ama geçmiş depremlerden ders almamıştık, ayıp…

-Deprem oldu, yardımlar yağmur oldu yağdı, yardımları organize edemedik, yağmaya teslim olduk, ayıp…

 -Dış yardım tekliflerini önce reddettik; “ihtiyacımız yok, kendimiz hallederiz dedik” halledemedik, çadırlarımız yetmedi, sonra tükürdüğümüzü yaladık ve gelen Uluslararası yardımlar kapsamında ülkemize Azerbaycan , bin 250 çadır, 700 yatak, 40 jeneratör, 5 bin battaniye, 40 mutfak malzemesi, Fransa 490 çadır, BM OCHA 400 çadır, Rusya 284 çadır, Kazakistan 60 çadır ile 300 battaniye, 300 yatak, 60 soba, Ukrayna 4 genel maksat çadırı, Mısır 300 çadır, İrlanda 564 çadır, İsviçre 200 çadır ile 800 battaniye ve 133 soba, İsrail 5 adet prefabrik ev, Cezayir 900 çadır, Ermenistan 193 çadır, Belçika 39 çadır, Katar 2 bin 500 battaniye, 580 çadır, Japonya 100 çadır, İsveç 273 çadır, İtalya 200 çadır, İngiltere bin 144 adet çadır göndermişti, bu kez aldık ve  sevindik, ayıp…

-Dış yardım tekliflerini reddettik; “arama kurtarma ekiplerimiz yeterli” dedik, depremden Depremin ardından yaklaşık 55 saat sonra bir binanın enkazından sağ olarak çıkartılan ve oldukça iyi görünen 10 yaşındaki Serhat Gür’e ve depremin simge ismi Yunus'a sevindik. Daha fazla ve iyi organize kurtarma ekipleri olsaydı, 55 saat değil, beklide 8-10 saat içinde 3-5.kişi değil belki de  30-40 kişi kurtarılacaktı. Gururumuza (!) yenildik, kurtaramadık, kurtulan Serhat ve Yunus’u da sonradan kaybettik, ayıp…

-Dayanışma ve beraberlik adına akıl almaz miktarda toplanan  yardımlar gelişigüzel toplandı. Önüne gelen kişi, kurum, dernek ve vakıf toplama işine soyundu. Kimin ne topladığı, nereye nasıl dağıttığı bilinemedi. Dağıtılan ihtiyaçlardan sonra devam eden ihtiyaçlar belirlenemedi. Toplanan yardımların ve dağıtımının hesabı tutulamadı, toplama ve dağıtım karambole geldi. Özet olarak güme gitti, yani beceremedik, ayıp…

-17 Ağustos depreminden sonra İstanbul’da gelecekteki olası bir depremde kullanılmak üzere tespit edilmiş olan “çadır kurma yerleri”ne AVM’ler, gökdelenler ve rezidanslar yaptık. Onların alternatiflerini planlamadık ve gelecekteki bir İstanbul depreminin felaketinin bir kısmını şimdiden hazırlamış olduk, ayıp…

-29 Ekim’de “Van depremi yası” gerekçesiyle Cumhuriyet Bayramı’nın 88’inci yıl kutlamalarını iptal eden Hükümet temsilcileri,  28 Ekim’de,  Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Çağan Çağlayan ile müstakbel gelini Kübra Ece'nin Ankara Sheraton Hotel'deki düğününde bir araya geldi. Düğüne katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Bakanlar, birçok milletvekili ve çeşitli siyasi parti temsilcilerinin aklına yas gelmedi, ayıp…

-1999 depreminden sonra geçici olarak toplanmasına karar verilen ve toplamı 46 milyar tutarında olduğu ifade edilen deprem vergilerinin nereye harcandığı sorusunun muhatabı olan Hükümet, Maliye Bakanı Şimşek vasıtasıyla; “o vergiler duble yola gitti, sağlığa gitti, demiryoluna gitti, eğitime gitti” dedi. O halde Hükümet; “sayılan bu işler için bütçeye konmuş olan  asıl paraları nerede kullandı” sorusuna cevap veremedi, ayıp…

-Ve depremin üzerinden bir hafta geçti. Hükümet adına 1 haftalık değerlendirme yapan Başbakan Yardımcısı  Atalay  1 haftada deprem bölgesinde yapılan işleri sıraladı. Toplanan onca maddi ve nakdi yardıma rağmen, Başbakanlık tarafından açılan hesap numaralarına hayırsever vatandaşlar tarafından milyonlarca lira yatırılmış olmasına rağmen, adını bile duymadığımız ya da adı çok bilinen vakıf ve dernekler tarafından da milyonlarca lira yardım toplanmışken vatandaşlardan şu isteklerde bulundu: “Özellikle isteklerimiz şunlardır; büyük kıyafetler gönderilmesin, özellikle çocuk ve bebek kıyafetler gönderilsin, ısıtıcı gönderilsin, battaniye gönderilsin vs”

Ne kadar ayıııpppppp.

Sağlık ve mutlulukla kalın…