Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '13

 
Kategori
Futbol
 

Aykut Kocaman'ın anlamsız fantazileri (Fenerbahçe 2-2 SB Elazığspor)

Aykut Kocaman'ın anlamsız fantazileri (Fenerbahçe 2-2 SB Elazığspor)
 

Fenerbahçe; sezon başında, deplasmanda oynanan maçta beraberliği güç-bela kurtardığı rakibi karşısında, kendi sahasında olmasına rağmen aynı akıbeti yaşadı.

Bu sayede; liderin puan kaybettiği haftada, MP Antalyaspor, Beşiktaş ve Trabzonspor'dan sonra Fenerbahçe de ayağına gelen kısmeti tepti. Bu hafta, lideri idare etme haftası şeklinde geçti.

Fenerbahçe: Volkan, Gökhan, Serdar, Egemen, Caner, Salih (Mehmet Topuz), Mehmet Topal, Cristian, Kuyt, Krasic (Semih), Sow

Elazığspor: Ivesa, Adem, Sedat, Bilica, Orhan, Serdar, Mustafa (Murat), Sane, Zeegelaar, Köksal (Mehmet), Jervis (Sinan)

Aykut Kocaman; takımın başına geldiğinden bu yana, genel olarak oyun içersinde iki tür reaksiyon oluşuyor:

-Eğer takım ilk golü bulabilirse; skoru korumak için gereksiz bir tedbir alma düşüncesiyle, takım olarak geriye yaslanma, oyunu kendi yarı sahasında kabullenme ve sık sık yan pasla zaman geçirme çabasına giriliyor.

-Yok eğer ki rakip ilk golü bulursa; oyuna 55-65. dakikalar arasında ancak kenardan müdehale etmek akla geliyor. Kötü oynanan ve boşa harcanan onca dakikalara aldırış etmeden, son yarım saatte skoru çevirme telaşı başlıyor.

Bu akşam da takım; 11. ve 27. dakikalarda gelen gollerle 0-2 geriye düşmesine ve ilk yarı boyunca bir tek dahi pozisyona girilememesine rağmen, oyuna müdehale devre arasında geldi. Yani 2. golden devre arasına kadar geçen 18 dakika çöpe atıldı.

Hafta içi Bursa deplasmanında; son 20 dakikaya kadar Aykut Kocaman'ın yürümeyen ama ısrar (inat) etmekten vazgeçmediği sistemini (sistemsizliğini) ilk yarı boyunca eziyetle izledik. Sow; ileride yanlızları oynuyor. Yanındaki Kuyt ve Krasic; pas hatası yapmak için birbiriyle yarışıyor.

Bu takımın stoperi olmayı bir türlü başaramayan Serdar ve son haftaların aklı nerde olduğu belli olmayan kalecisi Volkan'ın katkılarıyla(!) gelen iki golden sonra yapılması gereken değişiklikler nedense devre arasına saklanıyor. Aykut Kocaman; saha kenarında neyin hayalini kuruyor(?) doğrusu merak ediyorum.

Fenerbahçe; ikinci yarı skoru lehine çevirmek için bir reaksiyon çabasında. Ancak, mahalle maçı kalitesini geçemediği futbolunu mahalle kavgasına çevirme işgüzarlığına girişiyor. Oyuncular devre arasında, sanırım taktik yerine külhanbeyi gazı aldılar.

Gökhan Gönül: Alçakgönüllülüğüyle bilinen ve yeri geldiğinde maçtan sonra özeleştiri yapabilen bir oyuncunun, son haftalardaki tavrını anlamak mümkün değil. Rakibin tavrı ne olursa olsun, eğer ki böyle bir çirkinliği yapabiliyorsan, samimiyetinin zerre kadar önemi kalmaz.

Hakemin haklı olarak (Gökhan ve Zeegelaar) gösterdiği iki kırmızı karttan sonra; futbolun çirkin yüzü Caner Erkin başta olmak üzere takım iyiden iyiye öfke kontrolü yaşamaya başladı. Futbolla reaksiyon göstermesi gereken takım, bu formaya yakışmayan ve hatta takım konsantrasyonuna iyiden iyiye zarar veren tavırlara bürünmeye başladı.

Sarı-Lacivert aşığı bir taraftar olarak utandığımı ifade etmeliyim.

Elazığspor defans oyuncusu Orhan'ın hatasında Sow (68.dk), maçın uzatma dakikalarında Mehmet Topuz'un kullandığı serbest vuruşta topu kafayla kaleye gönderen Mehmet Topal ile yine güç-bela beraberlik sağlandı. (2-2) Ancak bu skor bizim için mağlubiyetten farksız.

Maçtan sonra Aykut Kocaman'ın ifadeleri; ligde kalmayan zirve umudumuza iyiden iyiye tüy dikiyor. "sanki..., olabilir..." anlamsız, incir çekirdeğini doldurmayan ifadeler. 

İkinci yarı gelişi-güzel şişirme ortalarla gol bulma çabasını ve harcanan dakikalara rağmen gelmeyen golle gerilen sinirleri "reaksiyon" olarak değerlendiriyor. Takımın halen orta alanı etkin bir şekilde kullanamadığını, oyuncuların takım olarak atak geliştirme, savunma yapma, paslaşma ve şut atma yönlerinden çok çok eksik olduklarını bir türlü göremiyor.

Skor tabelasına yansımadan işlerin kötü gittiğini algılayamıyor. Tek forvetle hiçbir etkinliğin sağlanamadığını kabul edemiyor. 4-4-2'nin skor kurtaran ve zorda kalınca başvurulan bir sistem olduğunu, Fenerbahçe'nin ise orta halli bir Anadolu takımı olduğunu zannediyor.

Son olarak Yılmaz Hoca ve öğrencilerini oynadıkları pozitif oyun, Mesut Hoca ve öğrencilerini ise büyük takımlara verdiği futbol dersi nedeniyle tebrik ediyorum.

İşte; bir tarafta hem rakiplerle hem de imkansızlıklarla mücadele eden ekipler, diğer tarafta ise motorsiklet ehliyetiyle tır sürmeye kalkan stajyer antrenörler.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 296
: 6335
Kayıt tarihi
: 24.09.08
 
 

Bankacılığın stres ve yoğunluğundan fırsat buldukça, okumaya ve düşüncelerimi burada paylaşmaya ç..