Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '09

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Az ve öz konuşan kızım

Sevgili Kızım ,

Sen konuşmaya başlayınca gerçekten de bana heyecan geldi. Yani sen konuşunca heyecanlandım.Konuşmanın insana neler kazandırdığını veya kaybettirdiğini anlayınca. Bu mektubumda konuşma üzerine sana hayat tecrübelerimi ve bilgimi anlatmak istemekteyim. Umarım hayat tecrübelerim sana ve bu mektubu okuyacaklara faydalı olur.

Canım kızım,

Kızın konuşması erkeklerin konuşmasından bana daha farklı geldi bana. Kızların sesi sanki daha ince ve nazik, aynı zamanda daha sevgi dolu geldi bana işte . İnsan sevgi dolu ses ile nefret dolu sesi fark ederse , o zaman insan ilişkileri daha sağlam olmakta hani. Sevgi dolu sesin sıcaklığını hiçbir ses veremez insana. Sevgi ve samimiyet dolu söz her zaman karşısındaki insanı etkiler ve insanları ikna eder. Güzel konuşan ve konuşmasında samimi olan insanlar her zaman aranan, sevilen insanlar olurlar.

Canım kızım,

Toplum olarak kızların çok konuşması hoş karşılanmaz. Ataerkil bir toplumda kızların konuşması bu açıdan önemli. Biz de toplum olarak ataerkil bir toplum olmamızdan dolayı kızlar toplumda konuşması ile değer kazanır diye düşünmekteyim. Her ne kadar kadınlar kendi aralarında daha çok konuşmaktaysa da , kızların toplum önünde çok konuşması hoş karşılanmamakta halen. Bu yüzden de sana vereceğim öğütler ve hayat tecrübeleri her zaman toplumun beklentilerine uygun olsun istemekteyim

Canım kızım,

Her baba, ama her baba kızını mutlak manada sever. Ama her insan gibi her baba da , yazma kabiliyeti ile etkili yazma ve konuşma kabiliyetinde olmadığından kızına mektup yazamaz. Bu yüzden sana zaman zaman bu yönden şanslı olduğunu söyleyen çok insan çıkacaktır. Ama sen bunların senin için şans değil fırsat olduğunu bilerek her zaman fırsatları iyi değerlendirirsen hayatta sana her zaman güzel fırsatları sunacaktır.

Canım kızım,

Hayatta konuşmanın ve dinlemenin önemini , kendi vücut yapımıza bakarak daha iyi anlarız. Yaratan bizleri o kadar mantıklı yaratmış ki, her organın farklı görevi vardır. O organları yanlış görevlerde kullananlar her zaman zarar ederler.

Bi tane kızım,

İnsanda bir ağız ve iki kulak olmasını düşünürsek, herhalde dikkatli dinlememiz ve o oranda da dikkatli konuşmamız için herhalde. Ağzımız güzel konuşur ve dedikodu yapmadan, kimseyi kırmadan konuşursa o zaman yaratılış gayesine hizmet eder. Pek çok cinayetler, pek çok büyük hayalar ve günahlar hep ağzımızdan güzel sözler çıkmaması ve ağzımızı iletişim aracı olarak kullanmamamızdandır.Başkalarının kötülüklerini anlatan ağız, küfür ve hakaret çıkan ağızları kimse sevmez. Tersine sevgi ve saygıyı anlatan, bunu da samimi olarak karşısındaki insana ileten ve samimi olduğu mesajını veren hayatta yaşama zevkine erer ve yaşamanın lezzetini alır.

Sevgili kızım,

Pek çok insan konuşmak sanattır dese de , iki tane kulağımız olması münasebeti ile ben derim ki asıl sanat karşımızdaki insanı empati ile dinlemek, dinlemekle kalmadan hakiki manada anlamak ve onun sorunlarını çözme gibi durumumuz varsa çözmek , eğer çözme gücümüz yoksa da neden çözemediğimizi ona güzelce anlatmaktır. Gerçek manada konuşma ve dinleme sanatı budur bence. Tabii ki işitme engelli olanlar , az duyanlar karşısındaki insanı dinleyemezse de yüz okuma sanatını öğrenerek insanı konuşmadan da anlayabilme yeteneği edinebilirler.

Sevgili kızım,

İşte bu yüzden erkek egemen toplumda yaşı küçük kızların konuşması , derdini tam anlatması istenmez, gelişmemiş ve kalıplanmış, katı babanın , toplum önderlerinin aile yönetiminin sözü geçen yerlerde kızın evlenmesine bile erkekler karar verir. Yani kıza söz hakkı tanınmaz ama bilinçli , okumayı seven anlayan ve yaşamının farkına varan kızlar , bunu yapmayan ve bilinçlenmeyenlere nazaran daha öndedirler.

Canım kızım,

Toplumumuzun bu tutumuna rağmen zaman zaman dergilerde, gazetelerde, televizyonlarda , erkeklerin bile yapmakta zorlandığı işleri yapan , hatta derneklere, vakıflara yönetici olan kadınlara insanlara rastlamaktayız ki onların bu aşamaya gelmesine hep , eğitim , anne ve babalarından , okuldan, dikkat ettikleri arkadaş çevresinden aldıkları bilgi ve kültür ile kendi azim ve iradelerinden aldıkları güç , onları o konuma getirmiş. Okuduklarımızdan duyduklarımızdan bunu anlamaktayız. Bu kadınlar ekonomik ve kişilik olarak güçlü olduklarından erkeklerin , ekonomik ve siyasi güçleri altında da ezilmezler. Bir baba olarak ben de senin o kadar güçlü kız olmanı isterim.

Canım kızım,

Kadının dilini her zaman gelişmek için kullanması onu güçlü kılar, dedikodu yapmayan ve ağzından her zaman güzel söz çıkan, konuşmasının etkili olmayacağı topluluklarda ise susarak sadece dinleyen ve empati yapan ve konuştuğu zaman etkilemeyeceğine inandığı insanlarla karşılaştığı zaman ise bir tatsızlık çıkmaması için o tip insanlardan uzaklaşan kızlar her zaman kazançlı çıkarlar hayatta.

Sevgili kızım,

Nice kadınlar dillerine hakim olamadıkları ve güzel konuşmadıkları için kocalarını başka kadınların kollarına atmışlar, kendi yuvalarını dillerine sahip olmadıkları için yıkmışlardır. Nice kadınlar o kadar bilgi ve tecrübe sahibi oldukları için dillerini tutamadıkları için şirketlerini , ailelerini yok etmişler topluma kötü örnek olmuşlardır. Yani insanı veli eden de deli eden de , zirveye çıkaran da , daha sonra yerin dibine batıran da her zaman dilleri olmuş. Dedim ya sana konuşmak sanat değil, önemli olan dinlemek ve başkalarına da konuşma hakkı vermektir.

Canım kızım,

Çok insan çok konuşmakla etkili olacağını sanarak , çok konuşmayı marifet sanırlar. Halbuki öz ve az konuşmak ve etkili konuşmaktır esas. Konuşurken sadece kendini değil, çevresinde kendini dinleyenleri de en azından kendisi kadar ciddiye alarak dinleyen insanlar her zaman etkili olurlar. Buna empati denir. Yüzyıllarca etkili olan bugün dahi sevdiğimiz tarihteki bayan şahsiyetler konuşmaları ile değil, yaptıkları ile etkili olmuşlardır.

Canım kızım,

Toplumumuz namusu cinsellikte arar çok zaman. Halbuki asıl namus insanın karşısındakine verdiği değerde ve sözleri ile onu etkilemesindedir. Düşün ki cinsel yaşantısına çok dikkat eden bir kadın durmadan çevresini aşağılıyor , hakaretler ediyor, kendine yardımcı olmadıkları için herkesi kafasına göre suçlayarak , kendini onların yerine koymadan konuşuyorsa bu kadının veya kızın ahlaklı olduğunu varsayabilir miyiz ? Hakiki namus insanın bedenini koruduğu kadar , ruhunu da çirkinliklerden koruması ve ailesini de bu yönde eğitmesi ile elde edilir. Hayat boyu bunu unutmayan kızlar her zaman rahat ederler.

Canım kızım,

Etkili olmak hiçbir zaman asi olmak manasına da gelmez. Çok kız anne ve babasına asi olarak bildiğini okur , karşısına çıkan bir erkeğin samimiyetten uzak sözlerine kanarak onlarla ailesine karşısına alma pahasına beraber olur , sonra da pişman olur ama bakar ki pişmanlıklar hiçbir zaman fayda etmemiş. O yüzden sende sana karşı konuşan ve seni etkilemeye çalışan insanların konuşmalarını dikkatle dinle, samimi olup olmadıklarını anla ve ona göre davran . Karşısındaki insanı tam anlamayan ve sahte samimiyetlere kanan insanlar her zaman zarar eder. Çok kızımız bunu anlamadıkları için sonradan telafi edilemeyen zararlarla karşılaşırlar.

Canım kızım ,

İnsanların Samimi olup olmadıklarını, bu konularda yazılmış kitaplar ve dergilerdeki yazıları okuyarak hislerimizi ciddiye alarak ve en önemlisi de seni hakiki manada seven bir hayat tecrübesi olan anne ve babayı dinlemekle de olur. Gerçi her anne ve baba mantıklı düşünecek değil ama senin anne ve babanın her anne ve baba olmadığını farklı özellikleri olduğunu da unutmayarak öyle anne ve babaya sahip olduğuna da sevinmen gerekmekte .

Canım kızım,

Senin de ilerde az ama etkili konuşan ve sevilen bir kız olduğunu, vatana millete ve ailene gurur kaynağı olmanı dilerim

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..