- Kategori
- Eğitim
Aziz Sancar'ın Anne Babalara Mesajları
Verdiği mesajlar anne ve babalara....
Eğitimin bir binaya benzetilişi hemen herkesce bilinir... Hani şu; bir binanın temeli çürükse binanın sağlamlığı söz konusu olamaz , bu yüzden eğitimin sağlam olması için ilk öğretim çok önemlidir savı...
Bilinir de ... İş uygulamaya gelince özellikle ilk okul öğretmenleri sonra da orta öğretimdeki eğitim neferlerine ve onların uygulamalarına hep dudak büker halkımız..
Finlandiya örneğindeki gibi en çok itibar gören ve en üst düzeydeki meslek grupları arasında sayılan öğretmenler bizim ülkemizde saygınlık sıralamasında henüz ortalarda bile değildir...
Bunun suçlusu tam bir YAZ-BOZ tahtasına dönen eğitim sistemimiz en başta...
Bu sisteme ayak uydurmaya çalışan bu nedenle de kendini geliştiremeyen , biraz da sisteme duyduğu kızgınlık ve güvensizlik nedeni ile mesleğinden soğutulan öğretmenlerimiz de laçkalaşan eğitimimizin sorumluları elbette...
Geçenlerde Japonya modelini okudum. İlk dört yıl çocuklara sadece nasıl "insan"olunur öğretisi veriliyormuş... Hiçbir bilgi öğretilmiyormuş... Adamlar bu yüzden bu kadar dürüstlük abidesi demek ki... En küçük bir hatada ya intihar ediyor ya görevlerini hemen bırakıyorlar...
Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, halimiz bu... Yamalı bohça misali bir yer yamanırken başka delikler çıkıyor ...Yapılacak şey bohçayı kaldırıp atmak , yenisini almak...
Disiplin yönetmeliği, velilerin ilgisizliği, not ve ders geçme sistemindeki kolaylıklar öğretmenin sınıftaki otoritesini sağlayamamasının nedenlerinden. Öğrenci saygı ve sinir sınırlarını kolayca aşıyor bu durumda. Öğretmen sınıfı susturabilme savaşı içinde sesinin, sinirlerinin el verdiği ölçüde bir şeyler verebilme gayreti içinde oluyor , olduğu kadarıyla...
Oysa anne babalarımız yeterince öngörülü, öğretmenin; çocuğunun geleceğinin temel taşı olduğunun bilincinde , her durumda öğretmenin yanında olsalar , tüm olumsuzlukları aşmak mümkün olabilecek...
Çocuğu ile ilgilenmeyen, daha hangi şubede hatta sınıfta olduğunu bilmeyen veli, öğretmenin ufacık bir dokunması veya yaramazlığından dolayı onu uyarması nedeniyle ertesi gün okula geliveriyor... "Hııı... Bana bak hoca ..." diye başlıyor tehditvari konuşmalara...
Kara dumanlarla dolu ülke havasına, beklenmeyen bir güneş gibi doğdu , Aziz Sancar... Elbette DNA hücreleri ve kanser üzerine yaptığı çalışmalar çok çok önemli. Hepimiz gurur duyduk onunla aldığı Nobel ödülünden dolayı ama benim en çok, onun eğitimle ilgili sözleri dikkatimi çekti.
Biz millet olarak; ya kendimizi gelişmiş ülkelerden çok aşağılarda görür gereksiz aşağılık kompleksi içine gireriz ya da tam tersi, şanlı Osmanlı'nın torunları olduğumuzdan söz edip Hitler'in "üstün ırk" söylemlerini tekrarlar dururuz....
Önceki eğitim sistemimiz hiç de "tu-kaka" değilmiş demek ki... Ne diyor değerli hoca... "Benim bugünkü durumumun temeli Türkiye de atıldı. Savur da"... Bakın dikkatinizi çekerim İstanbul Ankara değil Savur..."İlk ve orta öğretimde aldığım güçlü eğitim sonraki eğitimimin temeli oldu" diyor."Bizim eğitimimiz Amerika'nınkinden aşağıda değil" diyor.
Kimbilir hangi değerli öğretmenlerin tezgahından geçerek bugünkü Nobel ödülüne ulaştı; yüz akımız , hocamız.... Onun gibi binlercesi var bilinen, bilinmeyen...
Günümüzde de geleceğin ışıkları olacak gençlerimiz var elbette hem de sayıları hiç de az değil... Bu kadar ; dengesiz , gelecek hesaplanmadan hazırlanmış, konusunda uzman olmayanların ellerindeki müfredat programlarının uygulandığı bir eğitim sistemine rağmen ...
Yeter ki, anne babalar öğretmenin değerinin bilincinde ve arkasında ve her ne koşulda olursa olsun çocuğunun sıkı takipçisi olsun ... Daha çoook Aziz Sancar'lar çıkacaktır içimizden , bu umuda sahip olmamamız için hiçbir neden yok...