Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

18 Haziran '11

 
Kategori
Babalar Günü
 

Baa Baa

Baa Baa
 

Çinli çocuk, babası ve kırmızı motor...


Baaa 

Baaa 

Baaa 

‘’ Tatlım koş. Herhalde baba diyecek ‘’ 

13 ay olmuştu ve ilk anlaşılabilir kelimeye ramak kalmıştı. Adam mutluydu. Doğan bir sevginin ona vereceği ilk hediyeyi sabırsızlıkla bekliyordu. 

Adam adamdı, sevgiliydi, güçlüydü, zekiydi, çalışkandı, onurluydu… ve artık bir Baba’ydı. Taşıdığı tüm sıfatların yanına bir yenisi eklenmişti. 

Karısına sarıldı ve yatak odasına doğru koştu. Dolap da, babasından hediye ‘’ Babam ve oğlum ‘’ yazılı tişörtü hızlıca üzerine geçirdi. 

Artık, tüm teknik ekipmanlar hazırdı. Kurgu tamamlanmıştı. O an görüntülenecek ve uzun yıllar izlenecekti. Oğul’da büyüyüp bir baba olduğunda, bugünleri hatırlayacaktı. 

Kameranın kayıt tuşuna bastı… 

‘’ Evet, hadi oğlum… Baba deyiver de sevindir bizi. ‘’ 

Bebek son bir hamle ile sanki o anı bekliyormuşçasına kameraya gülümsedi ve ‘’ BABA ‘’ diyiverdi. 

Anne, Baba mutluydu. O güzel hatıralara bir yenisi daha eklenmişti. Ama yinede bugünlere kolay gelinmemişti. Evliliklerinin ilk yılları yokluk ve çaresizlik dolu günlerdi. Büyük sıkıntıların ardından, adam iyi bir iş bulmuş ve hayatları nispeten düzene girmişti. 

‘’ Oğlum… ihşallah bir gün sende Baba olur ve bize tattırdığın bu eşsiz duyguyu yaşarsın. Söylediğin bir kelime ile bile bizi mutlu ettin. Umarım; uzun uzun cümleler duymak nasip olur. Hep güzel sözlerle süslediğin arkadaşlıkların, dostlukların olur. ‘’ der adam. 

Karı-Koca birbirlerine sessizce bakarlar. Adam sözlerine devam eder. 

‘’ Benim Babam bugünleri göremedi. En büyük dileğim; ona bugünleri yaşatmaktı. Ama olmadı. 2 ay önce kaybettik. ‘’ 

Üzerindeki tişörtü gösterir ve.. 

‘’ Bak ne yazıyor. Bunu bana babam hediye etti. Birlikte izlediğimiz, bir filmin hatırası. Sen de benim yaşıma geldiğinde, birlikte izleyebiliriz. Tabi, eğer benim gibi moruğa ayıracak vaktin olursa… ‘’ der ve birbirlerine gülümserler. 

Yıllar geçer… 

Adam, hala adamdı, sevgiliydi, güçlüydü, zekiydi, çalışkandı, onurluydu… ve Baba’ydı. 

Adamın kamburu iyiden iyiye belirginleşmişti. Saçları da eskisi gibi gür değildi. Yüzünde derinleşen çizgiler vardı… Bir önceki karede gülen ve coşkulu adamdan eser yoktu. Tabloda sanki birşeyler eksikti. 

Kamera kaydı bir daha hiç izlenmedi. Hatta kaset saklandığı yerde kayboldu. Herşey unutuldu... 

Oğlu ise büyüdü, büyüdü, büyüdü… Kocaman delikanlı oldu. Tam da, babasının kamera kaydı yaptığı yaşta şimdi. Evlenmedi, çocuğu da olmadı. Aşkla bir kadını hiç sevemedi. 

Şimdi ne yapıyor diye soracak olursanız. 

Bir şeyler anlatmak istediğinde hala ‘’ baaa, baaa ‘’ diyor. 

Zihni Fakir 

 
Toplam blog
: 46
: 555
Kayıt tarihi
: 24.06.10
 
 

1981  doğumluyum. Galatasaray Üniversitesi sosyoloji bölümü mezunuyum. Şuan özel bir kurumda danı..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara