Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '09

 
Kategori
Babalar Günü
 

Babalar Günü

" Bu adam benim babam
Sekiz köşe kasketiyle
Omzunda sakosuyla hey!
Cebinde yok parası
Bafra’dır cigarası
Yüreğindedir yarası
Altı çocuk büyütmüş
Bir işçi maaşıyla
Bu adam benim babam hey! " ( 1 )

İşte babalarımızı en güzel anlatan bir şiir. “Bu adam benim babam hey!.. diyor ünlü sanatçı Fatih Kısaparmak. Duygulanmamak elde değildir. İşte benin babam, işte senin baban ve onların babası. Namusuyla, onuruyla ter döküp çoluk çocuğuna bakan babalara buradan merhaba diyorum. Gerçek anlamıyla baba olmak her yiğidin harcı değildir. Baba olmakta elbette ayrı bir özlem ve ayrı bir duygu. Baba olmanın özlemi yanı sıra sorumluluğunun da önemli olduğunu bilmek lazım.

Haziran ayının 18’de Babalar Günü kutlanıyor. Anneler günü ise Mayıs ayının ikinci haftasında. Aslında babalar olsun, anneler olsun onlar bizim biricik varlıklarımız. Bizi büyütüp yetiştiren, varını yoğunu ortaya koyup topluma kazandıran yine onlar. Ancak ne var ki kimi zaman onları ihmal ediyoruz. Halen huzur evlerinde yalnız kalan nice yaşlı ve yardıma muhtaç anne ve babalar vardır.

Aslında anneler olsun veya babalar olsun sadece senenin bir gününde değil, her zaman saygıya ve sevgiye layıktırlar. Çünkü bizleri yetiştiren onlardır. Annelerimiz, babalarımıza göre daha şanslıdır. Toplum yaşantımızda, edebiyatımızda, şarkı ve türkülerimizde ve hatta atasözlerimizde her nedense annelerimize daha çok yer verilmiştir, örneğin “ağlarsa anam ağlar, başkası yalan ağlar, bir başka sözde “ana gibi yâr, vatan gibi diyar olmaz”.derler. Prof.Dr. Hüseyin Naili Kubalı’nın bir şiirinde: Ana başa taç imiş / Her derde ilaç imiş / Bir evlat bir pir olsa / Anaya muhtaç imiş” gibi sözler hep annelerimiz için söylenmiştir. Babalar çoğu zaman bu gibi sözler ve türkülerde bile ihmal edilmiştir. Sosyal ve toplumsal bağlamında anneler evde, babalar daha çok dışarıda kalmıştır. Tarla da, bağda, bahçede en çok çalışan da babalar değil midir? Ben bunu söylerken annelerin evde rahat oturduklarını söylemek istemiyorum. Onların sorumlulukları belki daha fazladır. Aslında annelerin de evde bitmeyen işleri, çileleri vardır. Annelerin sorumlulukları da en az babalar kadar vardır. Hiç birini bir kenara atamayız. Ana olsun, baba olsun bir ailenin temel direkleridir. Hizmetlerini yadsınamayız.

Anneler günü, ABD’de 1914 yılında gündeme getirilmiştir, babalar günü ise yine ABD’de ’de 1972 yılında beş çocuğunu anneleri öldükten sonra vefalı bir şekilde bin bir çileye katlanarak onları yetiştiren topluma kazandıran John Dodd adlı bir Amerikalı bir baba için kızları tarafından, babalarının doğum tarihi olan 1910 yılında gündeme getirmişlerdir. Ancak bunun resmen ilanı 1914’de Babalar Günü olarak kabul edilmiştir. Bizde de 1972 tarihinden bu yana kabul olmuştur.

Babalar günü bence bu yıl sönük geçti. Basında, medyada da çok az yer verildi. Cılız bir iki haber ve yazının dışında dişe dokur bir şey görmedim. Babaların en az anneler kadar üstümüzde hakları vardır. Her ikisi de etle tırnak gibidir. Ancak ne var ki ana sevgisi bir yerde biraz daha ağır basıyor. Onun için atasözlerimizsin, şarkılarımızın ve türkülerimizin çoğu annelerimiz için söylene gelmiştir. Yemen’de, Çanakkale’de, Anafartalar’da, Dumlupınar’da savaşan babalar da vardır. Gidipte dönmeyenler. Ben bunu yazarken şair Fethi Giray’in( 1918–1970) şu dizeleri aklıma geldi:

Anam bir seferberlik türküsü söyler
Dizini döve döve
Kara vapur inim inim iniler
Yetim kaldı top kâküllü gelinler
Benim anam
Gelin olduğu geceden
Babamın bilmem kaçıncı seferden
Geri dönmediği günden beri
Bu türküyü söyler.. ( 2 )

Fethi Giray Yemen çöllerinde şehit olan babasını anlatırken, ünlü şair İlhan Berk’te ( 1918- 29.08. 2008-Bodrum ) babası için şunları yazıyor:

Babam düzgün kıyafetli idi
Çok koku sürünürdü
IV. Henri gibi görünmeden önce
Kokusundan bilinirdi. ( 3 )

Bir başka şairimiz Can Yücel ise ( 1926–1999). “<ı>Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim” başlıklı şiirinde şunları yazıyor Can Yücel:

Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yerden bitme
Çarpı bacaklarıyla- ha düştü ha düşecek,
Nasıl koşarsa ardında bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de –gidici, hep hep acele işi!
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti. ( 4 )

Sözü fazla eğip bükmeden, tüm babalarımızın Babalar Gününü kutluyor, aramızdan ayrılanlara rahmet, hasta olanlara acil şifalar, sağlık ve esenlikler diliyorum. Çalışanlara da kolaylıklar, esenlikler, bol kazançlı, bereketli yarınlar diliyorum. Sözümü ünlü ses sanatçılarımızın Fatih Kısa parmak’ın “ <ı>BU ADAM BENİM BABAM” “şarkısının sözleriyle bitirmek istiyorum.

Ağlama benim babam
Ağlama naçar ağlama
Kara gün geçer babam hey!
Bir kapıyı kapayan
Gene açar babam
Ağlama benim babam hey!
Ağlama mazlum babam
Ağlama naçar babam
Kara gün geçer babam hey!
Bir kapıyı kapayan
Gene açar babam
Allah büyük babam!

Bu adam benim babam
Derdi dağlardan büyük
Çaresiz (biçare), beli bükük hey!
Bir gün olsun gülmemiş
Gözyaşını silmemiş
Bir lokma ekmek için
Kimseye eğilmemiş
Bu adam benim babam hey!
Benim babam mert adamdı
Mangal gibi yüreği
Yufka gibi kalbi vardı

Hayatım boyunca O’na özendim
Fedakârdı
Bir dikili ağacı olmadı belki
Ama kendisi
Onuruyla yaşayan
koskoca bir çınardı
Üstümdeki kol kanat
Sırtımı yasladığım dağ gibiydi

Ben babamın oğluyum
Tepeden tırnağa Anadolu’yum…

Fatih KISAPARMAK.

<ı>Kaynak:
1- Bu Adam Benim Babam- Fatih Kıs aparmak-İnternetten.
2, 3, 4 / Türk edebiyatında Baba şiirleri
Hep Babam İçin- Derleyen: Filiz Leloğlu Oskay
Alfa Yayınları. Haziran 2003- İstanbul.

<ı>

<ı>

<ı>

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..