Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '06

 
Kategori
Aile
 

Babamın vefatının ardından

Babamın vefatının ardından
 

Aşağıdaki satırları, en yakın dostum, sevgili babamı kaybettikten bir kaç gün sonra dostlarıma ve arkadaşlarıma gönderdiğim mesajda yazmıştım... Ve o satırlar, burada sizlerle paylaşırken bile, hala kalbimde o kadar taze ve derin ki...

Sevgili dostum, biricik babam ve İNSAN insan Faruk İçöz, 29 Temmuz, Cumartesi sabahı saat 9’da, son bir yılında acılar içinde savaş verdiği akciğer kanserine ve dünyanın vefasızlığına ne yazık ki yenik düştü. Ben de bu vesileyle on gün içinde iki defa New York'dan İzmir'e gidip geldim. İzmir'de kendimi öylesine yapayalnız hissettim ki anlatamam. Babacığımın cenazesini 31 Temmuz 2006, Pazartesi günü, İzmir Karşıyaka Çarşı Camii’nde kılınan öğle namazının ardından toprağa verdik. Benim, diğer aile fertlerinin ve yakın dostların yürekten sevgi, saygısı ve minnet duygularıyla sevgili babamcığımı son yolculuğuna uğurladığım bu acılı günümde, cenazesine gelme nezaketi gösterip şahsen orada hazır bulunan ve işleri nedeniyle ya da fiziki uzaklık yüzünden gelemediği halde, babamın ruhuna bir Fatiha okuyan değerli bütün dostlarıma teşekkür ederim.

Babam gibi değerli şahsiyetler, hayatları boyunca diğer insanların yaralarına merhem olurlar; bizlerin yaşamlarını ellerinden geldiğince kolaylaştırmağa çalışırlar ve kendilerine vefasızlık edenlere bile şefkatlarını esirgemezler. Onlar, her zaman namusluluk, dürüstlük, güvenilirlik ve yardımseverlikte en cömert olanlardır. Günümüzün maddeci dünyasında ve kültürel ve kişisel karakter erozyonuna uğramış, parayı-pulu Tanrı inancının ve her şeyin ötesinde tutan, dostlarını ve sevdiklerini kişisel menfaatleri uğruna satabilen, sahte gülücükler ve yapmacık davranışlarla sevgi gösterileri yapan, gözyaşlarındaki vicdan sömürüsüyle timsahları bile kıskandıran yaratıkların, insan kılığında ortalarda dolaştığı Türkiye'deki gibi zavallı bir dünya sefilliğinde, ADAM GİBİ ADAM, her şartta ve özel durumda, İNSANLIK yolunu asla terk etmeyen, inandığı ve uğruna mücadele verdiği her davadan başı dimdik çıktığı halde, genelde kendi dünyasında yapayalnız kalan sevgili babamın, bu dünyanın iyi insanları için büyük bir kayıp olduğuna bütün kalbimle inanıyorum.

Aynı zamanda, bu dünyanın sahtecilik ve yapmacıklığında, maddiyatçılığa teslim olmuşluğunda, maddi ve manevi çok ağır yükler altında bile, kimseye yük olmadan yaşayıp, metanetle ve onurla ölümü karşılayan böylesine değerli bir insana, Tanrı'nın Cennet'te çoktan yer ayırdığını, onu bütün tanıyan, seven ve hatta sevmeyi başaramayanların bile bildiği bir gerçektir. İşte bu yüzden, o, bu dünyanın kaybı, öteki dünyanın kazancıdır. Böyle değerli insanlara, dostlara vefa borcumuzu ödeyebidiğimiz sürece insalığa katkımız olabilir. Mevlana'nın yüksek insanlık değerleri ve aynı dünyanın insanı olan Yunus Emre'nin alçakgönüllülüğünde, Mustafa Kemal'in dirayet, insiyatifi, milli menfaatler için kullanma ve kitleleri yönetme yeteneğiyle yoğrulduğu halde, kendisini adadığı ailesinin sorumluluğundaki ıssız adada Robinson Crusoe gibi yaşayan, Sevgili babamı, gönül rahatlığı ve yüzümdeki gülümsemede gizli, tuhaf bir mutlulukla, ebedi yolculuğuna uğurladım. Artık acıları son bulmuştu...

Onun İNSANLIK HAYRATI'ndan su içmeyen ve sofrasından aç kalkan bir kul olmamıştır. Yoksullukta bereketi, kendine en ufak fayda beklemeden etrafındaki herkese yaşattıran, ona avuç açıp da merhamet ve yardım dilenenleri asla geri çevirmeyen, Cehennem azabı gibi bir dünyada hala EVLİYA gibi yaşamayı başaran babamı rahmetle ve sevgiyle anıyorum; duygularımı bu satırlarımda onu tanıyan ya da tanıma şansını bulamamış olan sizlerle paylaşıyorum... Unutmayalım ki onun gibiler asla ölmez... Giderken geride bıraktığı, toprağa diktiği bütün o çiçekler (bazıları ot bile kalsa) bir gün muhakkak yeşerecektir. Toprağı bol, ebedi mekanı Cennet olsun ve bizlere yaşayarak gösterdiği İNSANLIK, yaşamlarımızdan hiç eksik olmasın...

Herkes ölür ama sadece bazıları gerçekten yaşar...

Bana, bize bunun gibi zor günlerimizde ve her zaman hoşgörü gösteren, hiç bir zaman sevgilerini ve dostluklarını esirgemeyen bütün dostlarıma minnettarım. Sağolun, varolun...

Dostlar ve yürekten sevenler sagolsun...

Herşey gönlünüzce olsun...

Sevgilerimle, Alp
Agustos 2006

 
Toplam blog
: 52
: 1767
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

"İnsan, aslinda gönül gözüyle görmeli dünyayı. Herşey, o iç dünyanin merkez olduğu kişiliğine şek..