Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '06

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Babanızın bavulu varmı?

Babanızın bavulu varmı?
 

Kaç kişinin babasından kalan bir bavul vardı içinde sevgi ve hayat dolu, bir insanı yazar yapacak kadar heyecanlı. Kaç kişinin kütüphanesi vardı babasının. Yazar etmeye yetecek kadar. Hiç kitap yüzü görmeyen niceleri varken ülkemde. Kıskandım orhan pamuk’u bu yüzden. O kadar içten o kadar yürekten gelen sesi hala kulaklarımda. Yetmedi tekrar okudum babamın bavulu öyküsünü. Okudukça bir daha sevdim, o güzelim adamı. Bir daha iyiki tanımışım mahkeme kapılarından önce onu kitaplarından. Sade ve içten bir hayatın mükkemmel başarısı gerçekten kıskanmaya değer. İşte o yüzden bir daha kıskandım.

Yaptığı konuşma hala kulaklarımda tüm sadeliği, içtenliği ve vuruculuğuyla. İnsanı alıp götüren muhteşem diliyle. İçimde sevgi denizine dönüşü her sözcüğünde. Yaşanmış bir hayatı içten yaşayan kendisiyle barışık halini kıskandım. Kıskandım ve sevdim dahada çok.

Bir hayat öyküsünü bu kadar güzel sunduğu için kıskandım. Bu kadar güzel kullandığı için sözcükleri. Ve bu kadar insanı alıp götürdüğü için kıskandım. Ve sevdim bu güzel adamı.

Okullarında ders kitabı dışında kitap alamayan nicelerini düşündüm, hata ders kitabı bile alamaynaları, hatta kalem ve defteri olamyanları düşündüm dinlerken, hüzünlendim ve isyan ettim, böyle bir hayata katlananların isyan etmeyişine, kaderlerine. Sonrasında hiç babamın kütüphanesi olmamıştı onu düşündüm. Babam kitap alırken ders kitabımı diye sorardı, yoksa almazdı. Babamın hiç kitabıda olamamıştı olamayan kütüphanesi gibi. Bizim oralarda okur-yazarda değildi hani insanlar çoğunlukla. Kitap mitaptanda anlamazlardı. Gerekde değildi hani. Gerek görmemiştiler okumaya benim ülkemde insanların, insanlar gerek görmemişti okumaya oyüzden çok kızdım, insanlara ve ülkeme. Okulda okuduğum kitaplara kızan öğretmenlerim geldi aklıma. Bu gözlerin hesabını tanrı soracatı öteki dünyada gavurları okuduğum için. Yani klasikler, montaigneleri, sartre’ları, dostoyevski’leri, russo’ları bilcümle hayata anlam katan tüm düşün adamları yasaktı yada günahtı. Kafama inen kimi “öğretmenin” yumruğu idi. Şimdi daha iyi anlıyorum geç kalmak ne demekmiş hayata. Gencecik hayallerimi ve düşlerimi ertelemek okuyamamak ne demekmiş ve ne büyük kayıp. O yüzden kitap yakanlara kızıyorum öfkeleniyorum, çaresiz kalıyorum. Ne çok şey almışlar hayatımızdan.

Anadolunun çoğu kasabasında hala kitap satan kitapçılar yoktur. Kırtasiyeciler vardır. O yüzden kızıyorum insanlara. Kütüphane yoktur hala ülkemin birçok yerinde. Olsada gideni yoktur çoğunlukla.

Belkide hepimiz bir kütüphane ve bir bavul bırakabilmeliyiz gelecek kuşaklara, tüm değerlerden daha üstün olarak. İçine sevgimizi katarak isyanımızı ve düşlerimizi katarak. Hayalkırıklıklarımız, başarılarımız, başaramadıklarımız olmalı birde bavulumuzda. Bizden yüzyıl bin yıl sonra dokunabilmeli yürekler yüreğimize.

İyiki orhan pamuk var iyiki bir bavulu var, kıskanacağım bir ömür.

 
Toplam blog
: 144
: 2687
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

Ziraat mühendisi ve iktisatçıyım. yatırım danışmanlığı ve kişisel gelişim konularında  Simurg Con..