Bağımsız yargısızlık

Ülkede, bu günlerde en çok duyduğumuz şey, “yargı bağımsızlığı” Muhalefete göre, ülkede yargı bağımsızlığı var. İktidar bundan hoşnut değil. Yargıyı bağımlı hale getirmek için, anayasa değişikliğine gidiyor. Burada söz konusu edilen, yargının üst kademeleri, Anayasa mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, gibi. İyi de, alt kademelerde neler oluyor, bilen var mı? Şehir ve kasabalardaki adliye makamlarında, mahkemelerde, neler oluyor? Buralarda, yargı bağımsızlığı mı var, yargısızlık bağımsızlığı mı? Yıllarca süren davalar var. Bağımsızlık, bunların neresine sığar ki? Haklı iken, haksızlığa mahkum olanlar var. Bağımsızlık, bunlara göre ne ki? Karşı tarafın avukatı ile, davaya bakan yargıç, birlikte yemek yerlerse, tarafsız yargı, menüye girer mi? Anayasa mahkemesinde, Danıştay da, Yargıtay da, dava açmak, sade vatandaşın ne haddine? Bırakın bunları, her hangi bir mahkeme de, dava açmak için, nerelerden geçiliyor, bilen var mı? Geç gelen adalet, adalet değildir, diyen kim di? Savcıların, hakim gibi davrandığı ve güvenilen değil de, korkulan kişiler olduğu, başka ülkeler de var mı? Hangi ülkede, vatandaşlar, polis merkezinin önünden geçmeye bile korkarlar? Türkiye Cumhuriyeti, Laik, Demokratik, sosyal bir Hukuk devletidir, diyen madde de değişecek mi? Anayasamızın, en çok çarpıtılan sözcükleri, burada yatıyor, Laiklik, Demokrasi, Hukuk ve Sosyal olabilme. Ne hazin bir komedidir ki, bunlar bizde olmayan, ama, değiştirilmesi teklif bile edilemeyen maddeler. Benim ülkemin hakimi, savcısı, polisi, Avrupa nın herhangi bir ülkesinde ödenen, asgari ücretin altında maaş alıyor ise, Yargımızın bağımsızlığını, vicdanlara sığdırmak, adaletli olur mu? Vah benim hakimim, terazilim, gül yüzlüm. Vah ki, ne vah. Burası, ince, ince, Yasemince gibi oldu.