Bağırmasını bilmeyen it, sürüye getirir kurt!

Kahramanmaraş Belediyesi Meclisi tarafından mahalle yapılan, ancak itiraz üzerine Danıştay kararı ile yeniden Belde statüsüne kavuştuğu için 7 Mart'ta belediye başkanlığı seçimi yapılacak olan Merkez Karasu Beldesi'ndeki partisinin seçim bürosunu ziyaret eden, TBMM Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi de olan Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan, seçim bürosunu dolduran Karasululara hitap etmiş. Doğan,

"Bu memlekette kimin kızının başı örtülü, hepsini fişlemişler. Kimin çocuğu İmam Hatip'e gidiyor, hepsini fişlemişler. Kim muhafazakar, kim ramazanda oruç tutuyor, hepsini fişlemişler. Eee şimdi biz onları fişliyoruz. 40 sene onlar bu halka yaptı, inşallah sıra bizde. Yapmaya çalıştığımız bu arkadaşlar." demiş!

Buyurun cenaze namazına arkadaşlar!

Başlangıçta söylenenler büyük oranda doğru olabilir. Özellikle 28 Şubat sürecinde, hiçbir siyasi amacı olmayan mütedeyyin insanların nasıl mağdur edildiklerine şahit olmuşduk. Ergenekon Davası'nda da benzer iddilar kovuşturulmaktadır. Bunlara bir diyeceğimiz yok. Ama "Eee şimdi biz onları fişliyoruz. 40 sene onlar bu halka yaptı, inşallah sıra bizde. Yapmaya çalıştığımız bu arkadaşlar!" ifadeleri ne demek oluyor?

Yani Ergenekon Davası hukuk yoluyla bir hesaplaşma, bir intikam alma davası mıdır? Güç o zaman sizdeydi, siz bizi ezdiniz, şimdi güç bizde, biz de sizi eziyoruz! Öyle mi?

Sayın Doğan, bilmiyorum farkında mısınız; Bu sözlerinizle Baykal'ı da tastik etmiş oluyorsunuz! Zira Ergenekon davasını kökten reddeden Baykal, bir konuşmasında, 28 Şubat'ı ima ederek, "Ergenekon Davası bir hukuk davası değil, bir rövanş alma mücadelesidir" demişti. Tıpatıp sizin sözleriniz!

Oysa, o kadar aleyhte propagandaya rağmen, inançlı inançsız ezici çoğunluk Ergenekon Davasını hukuksuzluklara hukuk içerisinde hesap sorulması, hukuk düzeninin egemen kılınması olarak görüyor ve destekliyordu. Size göre bu insanlar kandırılmış mı oluyor?

Erzincan, Erzurum, İstanbul hattında dosyaların havalarda uçuştuğu, kurumların birbirine girdiği, kafaların karıştığı, birilerinin pusuya yatıp bahaneler aradığı böyle bir ortamda söylenecek sözler midir bunlar?

Daha da açık sormak gerekirse, akıllı bir adam bu sözleri der mi? Kesinlikle hayır! İki ihtimal düşünülebilir: Ya provokasyon söz konusudur, ya da aptallık!

Bir de "Türkiye'nin 10 yıl daha partimize ihtiyacı var" demiş!

Bu kafayla mı?

Demokrasiye müdahale olduğu için 28 Şubat'ı eleştirmiştik ve halen eleştiriyoruz. Peki, kurulan provokatif tezgahlara balıklama atlayan Refah Partilileri nereye koyacağız?

Neredeyse bütün ekranlar spariş haberleri sunarken, ekranların kadrolu figüranları RP Milletvekilleri Şevki Yılmaz ve Hasan Hüseyin Ceylan'ın her akşam ekrenlara çıkarak tahrik edici, iddiaları doğrulayıcı konuşmalar yapmalarına ne diyeceğiz? Organize bir şekilde RP aleyhine yayın yapan bu tv'ler bir onları mı çok seviyorlardı da her akşam canlı yayına çıkarıyorlardı!

Çok muhtemeldir ki, onlar tahrik edici konuşmaları yaparken, birileri de "kıs kıs" gülmekteydiler!

Babam 90'ına bastı. Geçen gün, bunca yılın tecrübesini torunlarına aktarma çabasıyla onlara nasihatlar veriyordu. Konuşmasının bir yerinde (tamamen kendi ifadesiyle), "Afkurmasını bilmeyen it, sürüye getirir kurt!" dedi!

Haber Milliyet'in web sayfasından alıntıdır.