Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

16 Ocak '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Banliyö Trenin'den Notlar I

Banliyö Trenin'den Notlar I
 

İzinden gitmek için, durum ve koşulları daha iyi anlayabilmek için sürekli okuyor ve araştırıyorum!


Geciken tren yüzünden, birikmiş kalabalıkla, boş bulunan yerlere çabucak oturabilme savaş oyunumuzdan sonra, ben oyundan diskalifiye oldum ve trenin en önünde kapı yanında ki demire dayanarak, ne durumda olursa olsun kitabımı okumaya başladım.

Her durakta inenler ve binenler, kapının yanında durmayı tercih eden bana, sıkıntılı bir süreç yaşatsada vazgeçmedim. Taa ki ağızları bira fıçısı gibi kokan, o iki insan kişisi trene binip, durmak ve hayvanca iletişim kurmak için benim kulak hizamı seçene kadar. Eğer tren gibi umumi bir yerde kitap okumayı tercih ediyorsanız, konuşanlara tepkili olmak gibi bir şansınız yok. Ama bu kural uyuyanlar için geçerli değil, uyumak çok doğal bir aktivite ve o insanların en doğal hakkı, tıpkı bağırarak konuşmak gibi! Fakat kitap okumak bir lüks ve sen Türkiye'de böyle lüksleri yaşamak için umumi yerlerdeki insan dışı olaylara ses çıkarma hakkından, kitap okuyarak mahrum kalmışsındır. Eğer biraz sessiz olurmusun gibi bir uyarıda bulunacaksanız, önce kitabınızı kaldığınız yerden ayırın, sonra görülmeyecek bir yere koyun, 2 dakika uyumaya çalışıyormuş gibi davranın ve sonra uyarma vakti!! Bir hata yapar da elinde kitapla uyarıda bulunursan vay haline!! - Sende git kardeşim evinde oku, - Cık cık cık!!! gibi nice anlamlı ve de kendilerine göre haklı cevaplarla karşılaşmaya hazır olun.. - Peki ben gideyim en iyisi evimde okuyayım!

Bu iki bira fıçısının böğürmelerinden normalde de rahatsız olurdum ama kitap ekstrası oldu ve her zaman yaptığım gibi insanlarla direk muhattap olmak yerine kendi çözümlerimi denedim ve Che Guevara'nın Bolivya dağlarında ki gerilla savaşı kısmındayken o zaman şimdi de siz beni dinleyin diye içimden geçirip, en az onlar kadar bağırarak okumaya başladım. "15 eylül günü, arazide dağılıp kaybolmuş savaşçıları toparlamakla geçiyor. Che, bundan yararlanarak her zaman yaptığı gibi, çatışma sırasındaki zaaflarını ele alıyor ve nedenleri araştırıyor...." diye devam eden karşılıklı taciz, diğerlerinin tuhaf bakışları arasında bir süre devam etti. Evet benim de yaptığım diğerlerini rahatsız etmekti, fakat o iki bira fıçısının durumu anlayabilmesi başka türlü imkansızdı. Eğer onları sessiz olmak adına uyarsamdım belki bin bir fırça yerdim, belki de hiç umursanmazdım. Kendimce uyguladığım tepkim sayesinde ise biraz da olsa seslerini dizginlemeyi başardım. Ve mutlu son, nihayet zafer benim, onlar için son durak, benim için sondan 12. durakta indiler. Ben de eski kibar ve sessiz halime geri döndüm.

Evet, belki ben bile durumu yaşayıp, bu denli rahatsız olup bildiğim halde, kimi zaman yüksek sesle konuşuyorum etrafımdakileri unutarak ama toplu yerlerde çevremizde bulunabilecek her türlü insanı bir kez daha düşünüp daha ince davranmaya özen gösterirsek, kendimiz hakkında birinin blogta atıp tutmasına engel olduğumuz gibi, kimseyi de rahatsız etmemiş oluruz.

Sevgilerle..

-denislis&hippiness-

08.01.2009 - Tuzla/İstanbul

 
Toplam blog
: 11
: 1066
Kayıt tarihi
: 19.11.08
 
 

Yıldız Teknik Üniversitesi mezunuyum. Şu an özel bir firmada mühendislik mesleğimi yapıyorum. İlgi a..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara