Barselona

Avrupa Hayvancılık Federasyonu (The European Federation of Animal Science, EAAP) tarafından organize edilip her yıl farklı bir ülkede yapılan Hayvancılık Kongresi bu yıl 23-28 Ağustos tarihleri arasında İspanya’nın Barselona kentinde gerçekleştirildi. Son yıllarda düzenli olarak katıldığım, Avrupa’nın hayvancılık alanında en önemli bilim kongresi olan bu kongrenin nu sefer Barselona’da yapılıyor olması benim için ayrı bir önem taşıyordu. Çünkü daha önce yaklaşık 3 yıl süreyle bu şehirde Barselona Autonoma Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalarında bulunmuş ve dolayısıyla da bu kenti her yönüyle tanıma şansına sahip olmuştum.

<ı>Bilindiği gibi İspanya 17 farklı özerk (otonom) bölgeden oluşmaktadır. Katalunya özerk bölgesi nüfus yoğunluğu bakımından Andalusya’dan sonra İspanya’nın ikinci büyük özerk bölgesidir. Katalunya’nın başkenti Barselona’dır ve bu kentin İspanya’dan daha eski bir tarihe sahip olduğu belirtilmektedir. Resmi dil olarak Katalanca ve İspanyolca’nın kullanıldığı bölgede, dünyanın farklı ülkelerinden gelen birçok insan bir arada huzur içinde yaşamaktadır.

Barselona sahip olduğu Akdeniz ılıman iklimi, sıcakkanlı ve misafirperver insanları ve deniz ürünlerinin ağırlıkta olduğu mutfağı ile her kültürden insanın kolayca uyum sağlayacağı bir yer konumundadır. İspanyanın genelinde olduğu gibi burada da geleneksel yemek “<ı>La Paella” denilen pirinç, et veya sebze karışımı ile yapılan yemektir. Patatesli omlet yani <ı>“La tortilla” bir diğer geleneksel yemektir. Zeytinyağlı yemekler yanında, balık ve kalamar, karides, midye, ahtapot vb gibi diğer deniz ürünleri ve tapas ismi verilen çeşitli aperatifler mutfağa zenginlik kazandırmıştır. <ı>Sangria denilen likör-şarap karışımı geleneksel içkisi, beyaz-kırmızı şaraplar ve Katalunya ile özdeşleşmiş Cava ismi verilen şampanyası yemeklerde en fazla tercih edilen içeceklerdir.

Avrupa turizminin kalbi haline gelen Barselona, tarihinin her döneminde birçok sayıda ünlü sanatçıya ev sahipliği yapmış Avrupa’nın sayılı şehirlerinden biridir. Antonio Gaudi’nin başlattığı görkemli modernizm mimari yapılanma akımı, Sagrada Familia, Büyük Katedral ve Park Güel gibi tarihi yapıları yaratmış, Gotik tarzı diğer yapı örnekleri ise bu kente farklı tarihi bir doku ve kimlik kazandırmıştır. Tarihi La Rambla Caddesi, Placa Catalunya, Placa Espanya, C.Colomb heykeli ve Barceloneta plajı ise turistler tarafından en çok ziyaret edilen mekânlardır. Şehirde çok iyi bir şekilde tasarlanmış olan metro ve tren hatları yanında düzenli otobüs servisleri sayesinde ulaşım çok kolay bir şekilde yapılmakta bu da turistlerin kenti gezip tanımlarında çok büyük kolaylıklar sağlamaktadır.

Salvador Dali ve Miro gibi ressamların doğup büyüdüğü yer olan Barselona aynı zamanda Picasso gibi birçok ünlü ressamın hayatlarının belirli bir kısmını geçirdiği bir sanat yerleşkesi konumundadır. Şehirde bulunan ve bu ünlü ressamların ismini taşıyan müzeler en çok ziyaret edilen yerlerin başında gelmektedir. Yine, Placa Espanya da bulunan Katalunya Ulusal müzesi ve hemen arkasında bulunan 1992 Barselona olimpiyatlarının yapıldığı Montjuic kalesi Barselona’ya tepeden bir bakış için tercih edilen yerlerdir. Ayrıca restore edilerek alışveriş merkezi haline getirilen eskiden boğa güreşlerinin yapıldığı Arena bu meydana ayrı bir güzellik kazandırmıştır. Barselona’nın sırtını dayadığı tepedeki <ı>Tibidabo ve biraz daha aşağıda deniz ve şehir manzarasının bir arada izlendiği, Gaudi’nin eserlerinin bir açık müze şeklinde sergilendiği <ı>Park Güel parkı şehrin cazibeli ve mutlaka görülmesi gereken diğer yerleridir.

Akdenizin en hareketli limanına sahip olan Barselona sadece turizmin değil aynı zamanda Avrupa ticaretinin merkezi olma yolundadır. Şehirde bulunan <ı>“Fira de Barcerlona” çeşitli bilimsel kongre, ekspozisyonlara (sergi) sahiplik ederek bölge turizmine çok önemli katkılar sağlamaktadır.

Ve tabi ki Barselona futbol takımı ve müthiş stadı <ı>“Camp nou” yerli ve yabancı turistler tarafından en çok ziyaret edilen yerlerden biridir. Katalanların <ı>“mes que un club” yani “bir takımdan daha fazlası” olarak tanımladıkları Barselona Spor Takımı (Futbol Club Barcelona) şehrin en önemli simgesi haline gelmiştir. Stadyumunda bulunan kulüp müzesi önünde uzun kuyrukların oluşması turistlerin bu takıma duyduğu ilgiyi fazlasıyla göstermektedir.

Barselona’yı gezip tanıdıktan sonra sanatçıların bir ülkenin mimari ve kültürel dokusu üzerindeki etkisinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Tabi ki ister istemez bir karşılaştırma isteği beliriyor insanda, kendi memleketinin her geçen gün yok olan tarih ve kültürü ile. Yaşamın her alanına yapıtlarıyla renk katan sanatçıların olduğu ve bunların hak ettikleri değeri gördüğü örnek bir şehir olarak önemlidir Barselona. Aslında reel tarihe sahip çıkmakla eş anlamlıdır sanatçıya sahip çıkmak, farkında olup bunu başaranlar her zaman diğerlerinden önde olmuşlardır yaşam denilen kısacık hayat yolculuğunda.