Başarı ve Karakter

Genellemelere karşıyımdır. Bizi her zaman doğruya ulaştırmaz. Bu nedenle vereceğim örnekleri lütfen genelleştirmeyeniz.
Meslek yaşamım boyunca etik olmadığı halde dersine girdiği öğrencisine özel ders verip; ertesi günkü sınavda çıkacak soruları öğreten öğretmenler tanıdım.
Yine kendi başımdan geçti özel bir hastanede ameliyat olmam için gerekli pazarlığı yapıp da operasyon sonrası ek ücret talep eden doktor tanıdım. Sağlık söz konusu olduğunda pazarlık sözcüğünün ne kadar çirkin kaçtığını belirtmeden geçemeyeceğim.
Yıllar önce aldığım gayrimenkul (ev) için tapucuya verilmek üzere para ödediğimi biliyorum.
Çok iyi meslekleri olduğu halde karakterleri bozuk olduğu için bu insanların mesleklerini basit yaşam hedefleri uğruna nasıl harcadıklarına tanık oldum.
Çok bilgili ancak zayıf karakterli insanlarla aynı ortamı paylaştım.
Ne yazık ki ülkemizde başarının anahtarı diye şunlar önerilir: göz açıklığı, fırsatçılık, köşe dönücülük, bal tutup parmağını yalamak…vb.
Böylece “hızlı tiklilerin” başarılı olduğu kanısı yaygınlaştırılmaktadır.
Böyle bir başarının getirisi olabilir ama karakteri olmadığı kesindir.
Bu türden üçkâğıtçılıklarla sağlanan başarıların başına her zaman şu kazalar gelebilir.
Böyle başarıların getirdiği kazançlar güvenilmezdir. Onu sağlayan durum ortadan kalktığında kayba dönüşür. Daha kuvvetli bir üçkâğıtçı çıkar ve onu yutuverir. Elde edilen kazanç ahlaki olmadığı için sahibinde özgüven yitimine ve özsaygı değersizliğine neden olabilir. 
Sevgili okurlarım, hayatımızın en önemli kazanımı “olgunlaşmış ve sağlam bir karakter”dir. Yaşam yolculuğunda çocuklarımızın yollarını sağlam taşlarla döşeyelim. EĞTİMİN ASIL AMACI DA BU OLMALIDIR.