- Kategori
- Siyaset
Başbakan Erdoğan, 1920'ler de yaşasaydı...

Yazımın başlığı aslında, 1920’nin çapulcularıydı…
Başbakan’ın tarih konusunda çok konuştuğu ve özellikle de Osmanlı tarihini ve Osmanlıcılık düşüncesini öne çıkardığı için yazımın başlığını değiştirdim…
Başbakan, 1920’lerde yaşasaydı ve yirmili yaşlarda olsaydı…
Geriye yönelik empatiler yapılabilir mi? Eğer kişiyi iyi tanıyorsanız bugünkü görüş ve anlayışlarını 1920’li yılların şartlarına uygulayabilirsiniz…
Başbakan’ın tarihsel bilgilerine ve bu bilgilerin davranışa dönüşmüş hallerine göre 1920’li yıllarda nasıl bir Recep Tayyip Erdoğan karşınıza çıkabilirdi, yaklaşık tahminler yaparak bir sonuca varabiliriz…
Bu yazıyı niçin yazıyorum… Başbakan, özellikle Cumhuriyetin kuruluş dönemlerine ait tartışmaya açık çok sayıda tarihi konuyu kamuoyuyla paylaşıyor… İki Ayyaş demesinin açıklaması yapılmadı ama Başbakan’ın kimlerden bahsettiğini çok önemli bir kesim anladı…
Başbakan, Osmanlı’nın Yükselme dönemini- Kanuni Dönemini- Cumhuriyetimize referans gösterdiğini biliyoruz… Yeni Osmanlıcılık düşüncesini seslendirdiğini de biliyoruz… Tüm bunlara göre Başbakan’ın: 1920’li yıllarda oluşan Osmanlıcılık, Batıcılık, Türkçülük, İslamcılık( Ümmetcilik) akımlarından hangisine veya hangilerine daha yatkın olacağını hemen tahmin edebilirsiniz…
Ayrıca Kurtuluş Savaşı sırasında birçok yararlı ve zararlı cemiyetler vardı… Bu zararlı Cemiyetlerden birisi de Teali İslam Cemiyetidir… Bu Cemiyetin kurucusu Başbakanımızın hayran olduğu isimlerden İskilipli Atuf Hocadır… Bu Cemiyet, İşgalcilerle mücadele edilemeyeceğini, Halifenin etrafında toplanılmasını savunan bir Cemiyettir… Bu Cemiyet, Atuf Hoca’nın hazırladığı, Kurtuluş Savaşına ve bu Savaşa destek verenlere karşı bir bildiriyi Yunan uçaklarından da dağıttırmıştır…( Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da bu davranışından dolayı vatan hainliğiyle yargılanmış ve idam edilmiştir…)
Aynı zamanda 1920’li yıllarda Kurtuluş Savaşına karşı çıkan gazeteler de vardı. Bu gazetelerden birisi de İstanbul’da yayın yapan “Alemdar Gazetesiydi” Bu gazetenin köşe yazarları arasında, Başbakan’ın hayran olduğu, Çorum’da Akp Hükümeti tarafından Devlet Hastanesine adı da verilen İskilipli Atuf Hoca’da vardı…Bu gazetenin diğer bir yazarı da Refi Cevat Ulunay’dı…Bu yazar: (1 Nisan 1920 tarihli yazısında)
"Milli Teşkilat kumandanlarına hitap etmek tenezzülünde bulunmayı fazla görürüz, eşkıya ile anlaşabilmek bizim isimiz değildir. (...) Yunan hükümetinin Müslüman halka karşı iyi niyet beslemekte olduğunu Avrupa huzurunda ispat etmeye çalıştığı bir zamanda bizim kendi milliyetçilerimiz Anadolu Müslümanlarını mal ve canlarına her gün el uzatmaktadırlar”
Aynı yazar, 15.10 1920 tarihli yazısında: Mustafa Kemal ve arkadaşlarını çapulcu olarak niteliyor…
“Yunanistan kısa zamanda Mustafa Kemal Kuvvetleri denen Çapulcuları tamamen tepeleyecektir. Anadolu ile değil, Yunanistan ile anlaşmalıyız.” 15.10.1920
Bu arada şunu da belirtelim; Alemdar Gazetesi, 11 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Paşa hakkındaki idam kararını da gururla yayınlanmıştı.
Diğer taraftan Kurtuluş Savaşına hazırlanan Kuva-yı Milliyecileri dine, Halifeye karşı oldukları propagandası ile halkı kışkırtan Aznavur Ayaklanmasından da bahsetmemiz gerekiyor… Padişah ve halife yanlısı ve Kurtuluş Savaşına karşı bu grup, Batı Cephesinin kurulmasının gecikmesine de neden olmuştur…
Tüm bu verilere dayanarak, 1920’lerin R. Tayyip Erdoğan’ın İskilipli Atuf Hoca ile fikir birliğinde içinde olabileceği, belki de Alemdar Gazetesinde yazılar yazabileceğini de düşünebilirsiniz…
Cumhuriyet ve devrimlerine karşı ilk büyük isyan 13 Şubat 1925 Şeyh Sait isyanıdır… Bu isyanı, Başbakan’ın Said- i Nursisiz Türkiye maneviyatsız kalır dediği Said-i Nursi’de desteklemişti.(Diğer adlarıyla Said-i Kürd-i ve Sait Okur)
Siz okuyucularım, 1920’lerin Recep Tayyip Erdoğan’ını bu bilgiler ışığında nereye koyacağınız veya koymayacağınız size kalmış bir şeydir…
Bu yazıyı yazdıran diğer önemli bir neden de Başbakan’ın ve kurmaylarının iki de bir 1920’nin şartlarıyla günümüzün şartlarını karşılaştırma yanlışına düşmeleridir. Cumhuriyetimizi kuranlara saygısızlığa, kadir kıymet bilmezliğe varan davranış içinde olmalarıdır…
1920’ler de Atatürk ve silah arkadaşlarını çapulcu olarak değerlendiren ve Yunan kuvvetlerine destek veren anlayışı, gazeteleri, yazarları halkımızın iyi tanıması, buna göre bir değerlendirme yapması gerekir…
Başbakan R. Tayyip Erdoğan 1920’ler de yaşasaydı, günümüze ne gibi anılar bırakırdı, bu sorunun cevabını siz değerli okurlarım verecektir…