Başçavuş’un kurşunu

Olanlar oldu ya!.. Türkiye bir büyük uçurumun kenarından döndü ya!

Şimdi ağzı olan konuşacak…

Bu güruh atlatıldıktan sonra neler söylenecek, neler yazılacak beraberce seyredeceğiz…

Zamanında yazdıklarımız ortada. Onlara değinmeye gerek yok. Yani “ben dememiş miydim” ayağına yatmaya gerek yok…

Ülkemiz açık ve net olarak uçurumun kenarından döndü, belki 50 sene geriye gitmesi şu anlık önlenmiş gibi görünüyor.

Bu vahşi, gözü dönmüş FETO’cu çetenin tüm elebaşları adalete teslim edilinceye kadar bana göre bu tehlike devam edecek…

Kahraman Ordumuz generallerinin yüzde 10’una nüfuz etmiş bu alçak çete uzantılarının tümümün alınması, adalete teslim edilmesi zordur, zahmetlidir ama mutlaka gereken yapılmalıdır.

Örgütün Generalini canını hiçe sayarak alnından vuran “Başçavuş’un  kurşunu”nu bu millet unutmayacak.

Bu millet bu zor günde birlik içinde hareket eden siyasilerini, siyasi partilerini, yazılı ve görsel basınını, çeteye aman vermeyen güvenlik kuvvetlerini, askerlerimizi asla ve asla unutmayacaktır…

Ve büyük millet eli kanlı, gözü dönmüş çeteyi geldiği yere sokmanın gurur günü 15 Temmuz'u asla ve asla unutmayacaktır…

Ülkeyi kan ve kin denizine çevirmeyi bu çağda bu zamanda göze alan bu habis ur nasıl tedavi edilecek?

Buna benzer vahim hadiselerin olmaması için neler yapmalıyız, birkaç kelimede bu konuda yazmak istiyorum…

Yani başımızda Avrupa’nın onlarca devleti var.

Bize bitişik, adeta yapışık Yunanistan’ı saymazsak buralarda ordu veya içersinden bir gurubun milletin kaderiyle iki de bir oynayamadığını görüyoruz…

Pakistan’da, Afganistan’da, İran’da, İrak’ta, Mısır’da, Suriye’de, Güney Amerika’da, Afika’da Türkiye’de var, ama Avrupa’da yok, Amerika’da, Kanada’da yok…

Bu durumu tahlil edip bundan çıkan açık dersi anlamamak ne demektir?

Eğer aklımızdan zorumuz varsa çıksın birileri bunu itiraf etsin…

Kanun eksiğimiz varsa giderilsin, yönetimden kaynaklanan sıkıntılar varsa yeni ve modern düzenlemeler getirilsin.

Bu bayrağın üstümüzde dalgalanmasını, gölgesinde rahat rahat dolaşmamızı sağlayan kahraman ordumuza dil uzatarak değil, modern dünyayı çok iyi tahlil ederek acilen çözümler bulmak zorundayız.

Behemahal bu saat, en geç yarın, daha ötesi yok. ..

Yoksa her zaman Başçavuş Ömer Halisdemir’in ilk kurşununa muhtaç oluruz, kadın çoluk çocuk, genç ihtiyar tankların önüne siper oluruz…

Yazık değil mi kahraman Mehmetçiğimize, yazık değil mi kahraman halkımıza?

Sevgi ve saygılarımla…